Erdoğan: En küçük bir ihmal salgının yeniden hortlamasına yol açabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kovid-19 salgının kontrol altına alındığını belirterek,"Teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz. En küçük bir ihmal salgının yeniden hortlamasına yol açabilir. Alınan tedbirlerin yol açtığı ekonomik, sosyal, insani sıkıntıların giderilmesi konusunda başarılı bir süreç yönetimi gösterdik.Ülkemizde ve dünyada bir müddet daha günlük hayat yeni kurallara göre işlemek durumundadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle katıldığı AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

"KORONAVİRÜS SALGININI BÜYÜK ÖLÇÜDE KONTROL ALTINA ALDIK"

Toplantıda AK Parti İl Başkanları’na hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan korona virüs salgınına değinerek, “Ülkemizi de etkileyen korona virüs salgının hamdolsun büyük ölçüde kontrol altına aldık. Salgının gerilemesiyle normalleşme takvimimiz de işlemeye başladı. Veriler olumlu yönde seyrettikçe bu adımlara yenilerin eklemeye devam edeceğiz. Henüz faaliyete geçmemiş iş yerleri ve sosyal alanlarla ilgili kararımızı gelişmelere göre bayram sonrası vereceğiz. Türkiye bu süreçte sağlık konusunda dünyanın en iyi ülkelerinden biri olarak takdir toplamıştır. Genel Sağlık Sigortasının kapsayıcılığıyla hiçbir vatandaşımızı mağdur etmedik. Hastanelerimizin, sağlık personelimizin ilaç ve araç gereç ihtiyacımızı yeterliliği ile en küçük bir eksikliğe meydan vermedik. Dünyanı pek çok yerinde yaşanan üzüntü verici görüntüler ülkemizde yaşanmadı. Bakanlıklarımızı ve tüm kurumlarımız salgın sürecinin yönetilmesinde büyük gayret gösterdi, tarihi başarılara imza attı. Ülkemizde ve tüm dünyada alınan tedbirlerin yol açtığı ekonomik, sosyal, insani sıkıntıların giderilmesi konusunda da başarılı bir yönetim gösterdik. Ekonominin çarklarının işlemesini sürdürmek için pek çok destek paketi geliştirdik. Bugün her bakımdan gelişmiş ülkelerin daha ilerisinde bir yerde olduğumuzu görüyorum” diye konuştu.

"TÜRKİYE OLARAK SALGINI YENMEMİZ YETMİYOR"

Türkiye’de ve dünyada günlük hayatın bir süre daha yeni kurallara göre işlemek zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Maske kullanımı, fiziki mesafe, temizlik kurallarına riayet diye özetleyebileceğimiz yeni bir düzene geçiyoruz. Türkiye olarak sadece kendi sınırlarımız içinde bu salgını yenmemiz yetmiyor. Yakın çevremiz başta olmak üzere dünyanın tamamında salgın etkisiz hale gelecek ki hep birlikte rahat nefes alalım. O gün gelene kadar teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz. En küçük ihmal salgının yeniden hortlamasına yol açabilir. Böyle bir durumun ne derece ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara neden olabileceğini son iki ayda yaşadıklarımız açıkça göstermiştir.

Yaşadığımız her büyük sıkıntı gibi salgın sürecinin de bir imtihan olduğunun bilinciyle çalışıyoruz. Bu imtihandan da yüz akı ile çıkmak için tüm imkanları seferber ediyoruz. Milletimizin her kesimin ihtiyaçlarına yönelik ayrı çözümler üreterek yaşadığımız dönemim menfi etkilerini azaltmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar 5.5 milyon dar gelirli vatandaşımıza verdiğimiz biner lira karşılıksız nakit desteği ile insanlara sahipsiz olmadıklarını gösterdik. Sanayicimize, esnafımıza, çiftçimize çalışanlar verdiğimiz desteklere herkesin yıl sonuna kadar önünü görmesini sağladık. Gönül ve kafası kör düşmanlıkla kararmamış olan herkes ne yaptığımızı gayet iyi biliyor, görüyor, takdirini de ifade ediyor. Buna karşılık ülkenin önüne takoz olmayı, milletin tarihine, kültürüne değerlerine husumeti, devleti yıpratmayı temel siyaseti haline getiren CHP bildiğimiz çirkin yüzünü sergilemekte geri durmuyor” şeklinde konuştu.

"CHP YÖNETİCİLERİ ZEVKTEN DÖRT KÖŞE"

İzmir’de cami hoparlörlerinden müzik yayını yapılamasını sert bir dille eleştiren Erdoğan, “İzmir’de camilerin hoparlörlerine sızan alçaklar saygısızca yayınlar yaparken, o ildeki CHP yöneticileri zevkten dört köşe bu rezilliği sosyal medyadan paylaşıyor. 15 Temmuz’da Sela okunan camilere saldırıp imamları darp eden. ezan bayrak ve vatan düşmanı müstevli zihniyet aklınca rövanş alıyor. Bunların hayallerinde cami minarelerinden ezan sesi yerine başka bir ses duymak vardı bunu biliyoruz. Bu milletin son ferdinin son damla kanı da toprağı ıslatmadan o hayallerine kavuşamayacaklar. ‘Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedinim göğsüne namahrem eli . Bu ezan ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. Bu böyle devam edecek. Yıllardır ağızlarından köpükler saçarak, kalemlerinden kan damlatarak bize saldıranların hepsinin foyaları ortaya dökülüyor. Meğer bunların hepsi de bize yönelttikleri ithamları çok daha beterine kendileri bilfiil istiyorlarmış. Bu halkın ortak değerlerini yaptıklarını hırsızlıkları örtmek içi bir kalkan gibi kullanarak istismar ettiklerini herkes görüyor. Bunların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Hukukun konusun olan işleri yargı, idare konusu olan işleri ilgili kurumlar takip edecek. Hükumet olarak biz planlarımızı hayata geçirmek için çalışacağız” ifadelerini kullandı.

GEÇMİŞTEN ÖRNEKLER VERİP CHP'Yİ ELEŞTİRDİ

Toplantıda konuşan Erdoğan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Buhran” açıklamalarına yanıt vererek, “Türkiye için buhran yabancı bir kavram değildir. Bu ülke geçmişte CHP dönemlerinde halkına verecek yeterli ekmek bulamadığı için ekmeği karne ile dağıtma buhranını yaşamıştı. Yaşatan kimdir CHP. Bu ülke geçmişte savunma sanayinin temel kurumlarının kapılarını bilinci şekilde kapatılması buhranını yaşamıştı. Yaşatan kim CHP. Bu ülke geçmişte demokrasiyi açık oy, gizli tasnif olarak gören faşist kafanın yol açtığı nice baskı ve zulüm buhranı yaşamıştı. Yaşatın kim CHP. Bu ülke yağdan gaza, pirinçten benzine tüm temel gıda maddelerini yokluğundan kaynaklanan kuyruklar buhranı yaşamıştır. Yaşatan CHP. Bu ülke geçmişte evlatlarını gönderecek yeterli yüksek öğrenim kurumu bulamama, oraya kadar gelen kız çocuklarının başörtüsü nedeniyle içeri alınmama buhranı yaşamıştı. Yaşatan kim CHP. Geçmişte böylesine buhran örnekleri ile dolu bir partinin bugün yüzünüz kızarmadan hükumetimizi eleştirmeye kalkmasını biz de acı bir gülümseme ile karşıladık” ifadelerini kullandı.

"ÇIKIŞ DİYE DİLLENDİRDİĞİ HUSUSLAR ŞİFA OLACAK BİR TEŞHİS İÇERMİYOR"

Korona virüs salgının başlangıcında CHP kanadının garip bir heyecana kapıldığını vurgulayan Erdoğan, “Bunların hesabına göre salgın ülkemizi kasıp kavuracak, fabrikalar kapanacak, istihdam çökecek, ekonomi yerle yeksan olacak, millet isyan edecek. Böylece hükumet yıkılacak, meydan kendilerine kalacak. Ülkenin felaketinde kendilerine iktidar çıkrama hevesi bir kez daha tüm benlikleri kaplamıştı. Yine hüsrana uğradılar. Rabbimin yardımı, milletimizin desteği ile bu salgın krizi en az hasar ile geride bırakıyoruz. Ülkemiz için hayırlı olan ne teklif varsa hepsine açığız. Ama CHP genel başkanın ‘buhrandan çıkış’ diye dillendirdiği hususların hiçbiri sadra şifa olacak bir teşhis içermiyor. Her zamanki gibi yapıcı siyaset yerine yıkıcı muhalefeti tercih ettiler. Türkiye’nin son yıllardaki kazanımlarının hepsini yerle bir edip ülkeyi eskiye götürme niyeti dışında hiçbir yeni akıl ürünü teklifine rastlayamadık. Biz Türk lirasını altı sıfır atarak yeniden itibarlı hale getirdiğimizde bunlar ona da karşı çıkıyorlardı. Biz 2008 küresel krizinin ülkemizi teğet geçeceğini söylediğimizde felaket tellallığı yaparak bize saldırıyorlardı. Biz enflasyonu yüzde 63’ten tek haneli rakamlara düşürdüğümüzde bunu takdir etmek yerine anlamsız bir karın ağrısı ile eleştirmeyi sürdürüyorlardı. İhracatı 36 milyar dolardan 180 milyar doların üzerine çıkardığımızı gördükleri halde kamuoyuna kötümserlik pompalamaktan vazgeçmiyorlardı” diye konuştu.

"SİYASETİN TEMELİNDE DÜRÜST OLMA VARDIR"

Geçtiğimiz dönemlerde AK Parti’de görev almış kişileri isim vermeden eleştiren Erdoğan, “Başbakanlığım döneminde bakan, bürokrat olarak göre verdiğim kimi isimlerin de şimdi bunlarla aynı teranelerini mırıldanıyor olmasını üzüntü ile takip ediyorum. Siyasetin temelinde dürüst olma vardır. Bakanım durumunda olanlar, daha farklı görevler verdiğim kişiler şimdi farklı bir şekilde saldırı içindeler. Yahu sen bakansın. Atılan bir adımda Başbakanın onayı olmadan sen o adımı atabilir misin? Şimdi nasıl oluyor da sanki o işleri ben ben ben. Ne beni ya. Nasıl oluyor bir başbakan onay vermeyecek sen kalkacak bir bakan olarak adım atacaksın. Bunu kime yutturuyorsun. İyi olan her şeyi biz şu anda takdir edecek insan arıyoruz. Kötü olan her şeyi bize yıkma hesabı içinde olanlara da zaten milletim hesabını sorar. Bu milletin vicdanında her şey Allah’ın izni ile döner. Biz bundan sonra da eksiği ile fazlası ile yürüttüğümüz görevlerdeki tüm sorumluluğun üstlendik” şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER

CHP zihniyetinin hedefinin hizmet değil şov olduğunun savunan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Olanların üzerindeki makyajlar dökülmeye başladı. Vefa sosyal destek gruplarına bir PKK’nın, bir de CHP’nin saldırmış olması bunun ispatıdır. Bunların birbirinden farkı yok. Liyakat diyor. AK Parti döneminde kamuya tüm alınların merkezi sınav ile yapıldığını görmezden geliyor. Kendisi SSK döneminde uyduruk komisyonlara dilediği kişileri memur olarak alıyordu. Aynı şeyi adalet bakanlığında yaptılar. Sayıştayı etkinleştirmekten söz ederken daha önce denetime tabi olmayan kamu iktisadi kuruluşları, belediye şirketlerini, AK Parti’nin Sayıştay denetimine aldığını söylemiyor. Ne söylediğinden, ne anlattığından haberi yok. AK Parti döneminde ne bağımsız dönemlerini yaşayan özerk kurullarla ilgili tutarsız ifadeler kullanıyor. Bu zatın yargı bağımsızlığında anladığının hakim ve savcıların kendi zihniyetindeki cuntacılara selam durması olduğunu iyi biliyoruz. Siyasi ahlak konusundaki tespitine o dönem devletin bir organı hüviyetinde olan CHP’nin uhdesinde ki İş Bankası hisselerinin üzerine hala yatıyor olmasından başlaması gerekir”

"BİZDEN BUGÜN BORÇ ALANA YARIN DA BİZDEN TALİMAT ALIR"

Erdoğan geçmişte Türkiye’nin IMF borcunun ödenmesi konusundaki bir hatırasını da anlatarak, “Biz iktidara geldiğimizde Türikye’nin IMF borcu 23.5 milyar dolardı. Biz bu borcu 2013 yılı mayısına kadar ödedik. O defteri kapattık. Ben IMF’in başkanına ‘siz bize siyasi noktada rol biçemezsiniz’ dedim. Bunu şu anda bir parti kurmuş olan zat da iyi bilir. O da yanımdaydı Bu görüşmeyi Davos’ta yaptık. ‘Siz sadece gelirsiniz borç alacak ilişkilerimizi incelersiniz, bize siyasi rol biçemezsiniz’ dedim. Eğer dürüst ise ahlaklı ise bunun kendisinin de itiraf etmesi gerekir. Ama onlar böyle bir ifade kullanamazlar. IMF yöneticilerin karşı bunlar kalkıp böyle duruş sergileyemezler. Bunlar hala ‘IMF ile irtibatlarını sürdürmemiz’ gerekiyor diyorlar. Kendisi IMF’in bizden 5 milyar dolar borç istediğini çok iyi bilir. Biz güçlü olmasaydık onlar bizden bu borcu istemezlerdi. Ben ne dedim kendisine. ‘Verin’ dedim. Bizden bugün borç alan yarın da bizden talimat alır. Bunların hep konuştuk. Eğer dürüstlerse bunu itiraf eder. Ama edemezler. Ülkemizde IMF defterini bir daha açmayacağımızı söylememe rağmen dışarıdan ve içeriden yapılan bunca tazyik ki bunların en önemli rolünü CHP biçiyor. Aldığımız kararın doğruluğunu da her şey gösteriyor. Ülkemizi IMF’in boyunduruğuna sokmak için beyhude çabaladıklarını CHP’lilere bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasın sonunda Demokrasi ve Özgürlükler adasının açılışının 27 Mayıs’ta yapılacağını da söyledi.

Gündem Haberleri