Arnavutluk'un Top Channel televizyon kanalına konuşan Erdoğan, Türkiye ile Arnavutluk ilişkilerinin hemen hemen hiçbir ülke ile olmayan derinlikte olduğunu söyledi.
O OKULLARA GÖNDERMEYİN
Arnavutluk'taki FETÖ yapılanmalarına yönelik bu ülkenin yetkililerine yapılan uyarılara dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben sevgili Arnavutluk halkına şu ricada bulunacağım; çocuklarınızı kesinlikle FETÖ'nün okullarına göndermeyin." dedi.
FETÖ'nün Arnavutluk için oluşturabileceği tehdide işaret eden Erdoğan, "Şunu özellikle söyleyeyim. FETÖ nasıl bizim için bir tehdit oluşturma konumuna geldiyse, Arnavutluk küçük bir ülke, az bir nüfusa sahip, orada çok daha büyük bir tehdit oluşturabilir. Çünkü bunların en önemli şeyi şudur; kaliteli, seçkin ailelerin çocuklarını bunlar çekip alırlar, okullarında yetiştirirler, ondan sonra da devletin önemli kademelerine sokmak suretiyle yarın bunlar nasıl Türkiye'de tehdit oluşturdularsa Arnavutluk'ta da bir tehdit unsuru haline gelirler. Onun için bunlara böyle bir fırsatı asla vermemek lazım." uyarısında bulundu.
Türkiye'nin FETÖ okullarının kapatılması noktasında Arnavutluk'a bir baskı uygulayıp uygulamayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, "Şimdi ben burada bir defa böyle bir ülkenin, Arnavutluk gibi dost bir ülkenin kendi içişlerinde tehdit oluşturacak bir ifadeyi asla kullanmam ama yarın bu FETÖ terör örgütü Arnavutluk için bir tehdit unsuru haline gelir, ondan sonra da vakit geç olur." değerlendirmesini yaptı.
"ARNAVUTLUK DERS ÇIKARMALI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün Türkiye gibi 80 milyon nüfusa sahip bir ülkede sızma hareketi yaparak ordu ile emniyet teşkilatına büyük zararlar verdiğine dikkati çekti.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde 249 vatandaşın şehit, 2 bin 193 vatandaşın ise gazi olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi ben bunu anlattığım zaman bu Arnavutluk için bir tehdit olmaz ancak Arnavutluk buradan ne yapması lazım? Bir ders çıkarması lazım. Yani bu terör örgütü Türkiye'de bunu yapabildiyse, yarın aynı şeyi Arnavutluk'ta da yapabilir. Ben bunu bir kardeş olarak Arnavutluk'a söylüyorum. Bir tehdit olarak asla böyle bir şeyi düşünmemiz söz konusu olamaz, olmaz. Onun için de erkenden bunu bizler hatırlatalım ki böyle bir oyuna gelinmesin ve Arnavutluk da gerekli tedbirleri almak suretiyle Maarif Vakfıyla kendi Milli Eğitim Bakanlığı müşterek bir çalışmaya girmek suretiyle bu adım atılır ve oradaki yavrularımız, oradaki gençlerimiz de bütün eğitim-öğretimi bu yeni kurulacak okullarda aynen devam ettirsinler."
ELEŞTİRİLERE CEVAP
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de özellikle darbe girişiminin ardından kendisine yöneltilen insan hakkı ihlalleri iddiaları hakkındaki soruya da cevap verdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Buna halkım 16 Nisan'da en güzel cevabı verdi. Benim cevap vermeme gerek yok. Bak, millet oylama yaptı ve 16 Nisan'daki oylamada ne oldu? Yüzde 52'yle milletimiz dedi ki 'Biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmek istiyoruz.' Bu önemli bir adım. Şimdi 2019'un kasımında yeni sisteme göre bir seçim yapılacak. Şimdi yüzde 52 oy almak öyle her siyasi hareketin, her babayiğidin karı değil. Yani bir şeyler yapılıyor ki bu millet kalkıp böyle bir harekete, AK Parti hareketine ve Tayyip Erdoğan'a böyle bir tercih kullanıyor. Demokrasilerde ölçü nedir? Milli iradedir değil mi, milletin tercihidir. Milletin tercihi bu olduğuna göre, bunun üzerinde spekülasyon yapılabilir mi? Böyle bir tercihin üzerinde, 'Hayır, ne kadar yüzde 52 verilmiş olsa da biz bunu kabul etmiyoruz' demeye kimsenin hakkı var mı? Yok. Cumhurbaşkanı seçildiğimde de yine yüzde 52 oy ile seçildim. Bu referandumda da yine yüzde 52'ye yaklaşan bir oyla bu paket sandıktan çıktı. Şimdi bütün bu gerçekler ortadayken, hala maalesef bazı dezenformasyonlar yapılıyor.
ANLAMAKTA ZORLANIYORUZ
Bu dezenformasyonların peşine de ne yazık ki özellikle Batı takılıveriyor. Bu FETÖ'nün bir kampanyasıdır ve FETÖ'nün bu kampanyasına Batılı dostlarımızın takılmasını doğrusu biz anlamakta zorlanıyoruz. Siz seçimle işbaşına gelmiş olan bir partiyi, bir hükümeti veyahut da bir cumhurbaşkanını mı destekleyeceksiniz, yoksa darbe yapmak suretiyle bir ülkeyi bölmek isteyenlerin peşinde mi olacaksınız? Eğer demokrasi diyorsak, kusura bakmasınlar, o zaman seçimle işbaşına gelmiş hükümeti destekleyecekler, seçimle işbaşına gelen bir cumhurbaşkanını da destekleyecekler. Eğer desteklemiyorlarsa demek ki samimi değiller."