Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Değerli kardeşlerim idam karını ben Cumhurbaşkanı olarak tek başına verme yetkim yok. Bu parlamentodan gelecek, parlamentodan geldiği zaman benim onaylama yetkim var. Parlamentodan çıkıp geldiğinde ben onaylayacağımı daha önce size söyledim zaten. Hele hele son Emine Bulut hanımefendi ile ilgili olay yenilir yutulur bir olay değildir. Bu ciddi bir vahşettir. Bu alçaklıktır. Bu adiliktir. Buna ne derseniz deyin az kalır. Onun içinde ben babasıyla da görüştüm. Ve tabi ki bunu vicdanımızın da kabul etmesi mümkün değil. Hukukunda bunu kabul etmesi mümkün değil" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda toplu açılış törenine katıldı. Toplam yatırım bedeli 1 milyar 365 milyon lira olan 216 projenin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şehitlere rahmet dileyerek ve "Fatiha" okuyarak başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin ve milletimiz bekası için gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden Trabzonlu şehidimize ve tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Şehitlerimizin ailelerine ve silah arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Hiçbir şehidimizin tek damla kanı hiçbir kahramanımızın fedakarlığı Allah'ın izniyle boşa gitmemiştir. Gitmeyecektir. Dün ve bugün 22 teröristi içeride ve dışarıda öldürdük. Ahdimiz var. Kararlığımız var. Ne dedik inlerine gireceğiz dedik. Girdik, giriyoruz. Askerimizle, polisimizle, güvenlik korucularımızla, jandarmamızla dağ tepe demeden bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Sonuna kadar sürdüreceğiz. Sınırlarımız içinde ve dışında görev yapan tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum. Rabbim hepsini muhafaza etsin" ifadelerini kullandı.
"Bay Kemal sen bu terör örgütünün mensuplarıyla Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirsin. Ama bizim bu terör örgütlerinin temsilcileriyle en ufak bir dirsek temasımız olamaz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK'ya terör örgütü diyemeyen meclisteki uzantılarına diyorum ki şehirlerimizde sandıklarda gereken dersi verelim. İşte buyurun Diyarbakır, Mardin, Van burada belediye başkanlarını idari bir kararla görevden aldık. Zira benim milletimin alın terinden ödediği vergilerle oralara gönderilen parayı kalkıp da Kandil'e, terör örgütlerine gönderenlere hiçbir zaman biz görmemezlikten gelemez onları kapıya koyarız. Şuanda koyduk. Ama CHP çıkıyor bu hak ve özgürlüklere, demokrasiye aykırıdır diyor. Bay Kemal sen bu terör örgütünün mensuplarıyla Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirsin. Ama bizim bu terör örgütlerinin temsilcileriyle en ufak bir dirsek temasımız olamaz. Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar hiçbir davetime bunları asla davet etmedim. Etmem. Çünkü sizler bana bu görevi öyle verdiniz" şeklinde konuştu.
Fatih'in emaneti olan İstanbul'a hep beraber sahip çıkılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafla peynir gemisi yürümez. Aşkı ve davası olmayanlar şehir felaket pençesinde kıvranırken önceliğini tatile verebilir işte İstanbul bunu yaşadı. Tıpkı Trabzon gibi Fatih'in emaneti olan İstanbul'a hep birlikte sahip çıkacağız. İstanbul'da yaşayan Karadeniz kardeşlerim başta olmak üzere tüm hemşerilerimizle bu aziz şehrin bölücü örgütün destekçilerine peşkeş çekilmesine mani olacağız. Unutmayınız Trabzon ne kadar güçlü olursa Türkiye'de o kadar güçlü olur. Trabzonlu ülkesine ve milletine ne kadar sıkı sahip çıkarsa bu azim ve kararlılık dalga dalga 82 milyonun tamamına yayılır" diye konuştu.
"Çarpık siyasi anlayışının en başında CHP'li ile HDP yer alıyor"
Çarpık siyasi anlayışının en başında CHP ve HDP'nin yer aldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyaset ülkeye ve millete hizmet için tüm gücümüz birikiminiz kabiliyetinizle çalışmayı gerektirir. Önce Allah'ın rızasını onunla birlikte milletin desteğini kazanmayı gaye edinemeyen hiçbir siyasi çaba saygıya layık değildir. Ülkemizin ve milletimizin menfaatleri söz konusu olduğunda bizim için günlük siyasetin tüm farklılıkları sona erer. Sınırlarımızın içinde hangi mücadeleyi yürütüyoruz buna bakalım. Dışarıya karşı sıkılmış yumruk gibi bir ve beraber hareket edeceğiz. Biz ilk gençlik yıllarımızdan beri siyaseti böyle bildik böyle yaptık. AK Parti'yi de işte bu anlayışta kadro ile kurduk. Partimizin kuruluşunun 18. yıl dönümünü geride bıraktığımız şu dönemde niye aynı anlayışla çalışmaya devam ediyoruz. Bugün Türkiye'nin hepsi de birbiriyle yakından ilişkili terörle mücadele meselesi var. Bugün Türkiye'nin kara, deniz ve hava sınırlarına yönelik tehditler hatta tacizler var. Bugün Türkiye'nin güvenlikten, ekonomiye kadar her alanda egemenliğine yönelik saldırılar var. Bugün Türkiye'nin tek millet, bayrak, vatan, devlet bu şekilde ifade ettiğimiz hayati bir önceliği var. Böyleyse bir, iri, diri, kardeş olacağız tek birlikte Türkiye olacağız. İşte ülkemizin yaşadığı ve yaşamak istediği gerçek budur. Bunlar ülkemizin havasını soluyan, ekmeğini yiyen, imkanlarından istifade eden hiç kimsenin karşı çıkamayacağını başlıklardır. Ama maalesef bu ülkede toplu iğne başı kadar bir çıkar için tüm bunları çiğneyip geçebilecek bir siyasi anlayış türemiştir. Bu çarpık siyasi anlayışının en başında CHP ile HDP yer alıyor. Hadi HDP kendini terör örgütünün güdümünden kurtaramadığı için hiçbir zaman gerçek anlamda siyasi parti haline gelememiş. HDP'den PKK'nın terör örgütü olduğunu duydunuz mu? Soruyorum duydunuz mu? Devamlı destek. Lafa geldiğinde geçmişini Cumhuriyet ile yaşıt tutan CHP'ye ne oluyor. Türkiye'ye yönelik her tehdit aynı zamanda Cumhuriyeti hedef almıyor mu? Türk milletimizin çıkarlarına verilen her zarar aynı zamanda Cumhuriyete adına veren cumhuru etkilemiyor mu? Öyleyse bu aymazlık, bu gaflet, bu riyakarlık niye. Türkiye terör örgütleri ile mücadele ediyor. Bu parti milletvekillerden, genel başkanına kadar tüm kadro terör örgütlerinin ağzıyla konuşuyor. Türkiye FETÖ terör örgütünün işgal girişimine maruz kalıyor aynı kadro yine teröristlerle birlikte hain darbe girişimini önemsizleştirmeye çalışıyor. Türkiye DAEŞ'e karşı hiç kimsenin vermediği kararlı ve etkin mücadele yürütüyor, bu kadro ülkemizi DAEŞ ile aynı çizgide göstermek için kampanya yürütüyor. Türkiye PKK'nın Suriye'deki uzantılarına karşı adım atıyor, bu kadro koro halinde PYD'yi savunmaya başlıyor. Bay Kemal Ortadoğu'da ne işimiz var diyor. Bu insanlar Trabzon'a geldiği zaman benim hemşehrilerimiz buna ne diyecek. Türkiye ekonomik tuzaklarla boğuşurken bunlar ülkemiz ekonomisini çöksün, her şey yerle ihsan olsun diye ellerini ovuşturuyor" ifadelerini kullandı.
"CHP yönetimine evlatlarına utanç değil şeref mirası bırakmaları çağrısında bulunuyorum"
"CHP'den tek istediğimiz kendi günü birlik menfaatlerini değil vatanın tamamının çıkarlarını savunmalı, milletimizden bu partiyi yerli ve milli duruş konusunda yakından takip etmesini daha çok yalpalaması halinde ise hak ettiği dersi ilk seçimlerde sandıkta vermesini istiyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Trabzon'dan sesleniyorum ey CHP sen kimin yanındasın. Kimin tarafındasın. Eğer Türkiye'nin yanında olduğunu söylüyorsan o zaman terör örgütleri başta olmak üzere milletimize düşmanlık edenlerin yanında ne işin var. Televizyonlar, yazılı basın haftalardır bizim gemilerimizin Doğu Akdeniz'deki duruşunu gösteriyor. Demek ki görmüyor. Türkiye'nin Irak'ta, Suriye'de tüm Akdeniz hattında Karadeniz'de Balkanlarda Avrupa'da ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü mücadelelerle ağzından niçin hayırlı bir laf çıkmıyor. Ya sessiz kalarak ya da karşımızdakilerin ağzıyla konuşarak bu ülkenin ve milletin partisi olduğunu nasıl iddia edebiliyorsun. Milletimiz sizden istiklalimizi ve istikbalimizi ilgilendiren konularda yuvarlık laflar değil, delikanlıca tavır göstermenizi bekliyor. CHP yönetimine evlatlarına utanç değil şeref mirası bırakmaları çağrısında bulunuyorum. Kazandığınız 3-5 belediye size yanıltmasın 1989'ü ve ardından 1994'ü hatırlayın. 1991'i ve ardından 1995'i ve sonrasında 2002'yi hatırlayın. Bu millet fırsat verir ama değerlendiremediğinizde daha beter bir şekilde onu geri almasını da bilir. Madem Gazi Mustafa Kemal'in mirasına sahip çıktığınızı ilan ediyorsun. Öyleyse onun şu sözünü unutmayın, "hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır" o sathı bütün vatandır. CHP'den tek istediğimiz kendi günü birlik menfaatlerini değil vatanın tamamının çıkarlarını savunmalı, milletimizden bu partiyi yerli ve milli duruş konusunda yakından takip etmesini daha çok yalpalaması halinde ise hak ettiği dersi ilk seçimlerde sandıkta vermesini istiyorum" dedi.
"Türkiye'yi hedeflerine ulaştırma yolundan sapmadık"
"Ülkemiz bu 17 yıllık dönemi elbette dikensiz gül bahçesi misali ile yaşamamıştır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim AK Parti'nin geçtiğimiz 17 yılda Türkiye'yi nereden nereye getirdiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Ülkemiz bu 17 yıllık dönemi elbette dikensiz gül bahçesi misali ile yaşamamıştır. Her dönemde karşımıza bir başka sorun bir başka engel bir başka saldırı bir başka tuzak çıkmıştır. Davanız haklıysa aşır ve dirayetle arkasında durursanız işte böyle eninde sonunda emeğiniz karşılığını da alıyorsunuz demektir. Değerli kardeşlerim bu dava burası çok önemli Ermeni iddialarının tarihçiler tarafından tartışılması gerektiği tezimizin haklılığını da ortaya koymuştur. Hamd olsun bizim tarih önünde alnımız aktır. Bunun yanında diğer tüm hususlarda da önümüze ne çıkarsa çıksın hiçbir zaman milletimize hizmet etme, ülkemize eser kazandırma Türkiye'yi hedeflerine ulaştırma yolundan sapmadık. Bir yandan şahsımıza partimize, ülkemize yönelik saldırılarla uğraştık bir yandan da her biri diğerinden büyük projeleri hayata geçirdik. Bugün de sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorlarını param parça ederken, ekonomimize takılan çelmeleri savuştururken aleyhimize yazılan senaryoları boşa çıkarırken her alanda hizmet çarkını kesintisiz işletiyoruz. Dün Yusufeli Barajı'nı ziyaret ettim. Ülkemizin en büyük dünyanın üçüncü büyük barajının inşaatında yüzde 70'in üzerine çıkıldığını gördük. Önümüzdeki yıl inşallah bitiyor ve su tutmaya başlayacağız. Ovit Tüneli ve Zigana Tüneli'yle Karadeniz'i ülkemizin güneyi ile ticari entegrasyonunu sağlıyoruz. Aynı şekilde geçtiğimiz yıl resmen bu yılın Nisan ayında tam kapasite ile hizmete açtığımız yılda 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı dünyanın en büyüklerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Havalimanındaki inşaat çalışmaları daha uzun yıllar sürecek ve kapasitesi gerektiğinde 200 milyona kadar çıkabilecek. İstanbul, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir otoyolunun 426 kilometre açılışını yaptım. Ve kurban bayramından önce tüm halkım vatandaşlarım artık bu yolu kullanmaya başladı. Bilmiyorum geçenleriniz oldu mu? Maşallah teşekkürler geldi" şeklinde konuştu.
"Emine Bulut hanımefendi ile ilgili olay yenilir yutulur bir olay değildir"
Emine Bulut cinayetine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli kardeşlerim idam kararını ben Cumhurbaşkanı olarak tek başına verme yetkim yok. Bu parlamentodan gelecek, parlamentodan geldiği zaman benim onaylama yetkim var. Parlamentodan çıkıp geldiğinde ben onaylayacağımı daha önce size söyledim zaten. Hele hele son Emine Bulut hanımefendi ile ilgili olay yenilir yutulur bir olay değildir. Bu ciddi bir vahşettir. Bu alçaklıktır. Bu adiliktir. Buna ne derseniz deyin az kalır. Onun içinde ben babasıyla da görüştüm. Ve tabi ki bunu vicdanımızın da kabul etmesi mümkün değil. Hukukunda bunu kabul etmesi mümkün değil" ifadelerini kullandı.