Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uydu Teknolojileri Haftası Özel Oturumuna Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantı ile katılarak açıklamalarda bulundu.
Sözlerine bu sabah erken saatlerde Amerika'dan uzaya gönderilen 5A uydusunun yolculuğunun başarılı geçmesini ve belirlenen tarihte görevine başlamasını temenni ederek başlayan Erdoğan, böylece Türkiye'nin uzaydaki aktif uydu sayısını 7'e çıkartmış olacağını söyledi.
Erdoğan, bir yandan da ekranlarda uydunun fırlatılış görüntülerinin izlendiğini ifade ederek, hala uzayda bulunan uydulardan üçünün haberleşme, üçünün de gözlem amaçlı olarak faaliyet gösterdiğini kaydetti.
Bunların dışında bilimsel amaçlı çalışmalar için fırlatılan uyduların bir kısmının yakıt ömürleri tükendiği için devre dışı kaldığını belirten Erdoğan, istihbarat ve haberleşme amaçlı olarak tasarlanan TÜRKSAT 5A'nın da aktif olmasıyla birlikte faal haberleşme uydularının sayını 4'e yükselttiklerini vurguladı.
"TÜRKİYE UZAYDA YÖRÜNGE HAKKI BULUNAN 30 ÜLKEDEN BİRİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uydunun kapsama alanında Avrupa, Orta Doğu, Kuzey ve Güney Afrika, Orta Afrika, Akdeniz, Ege ve Karadeniz'in bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Geniş bir hizmet alanına sahip bu uydumuzla aynı zamanda mevcut haberleşme uydularımızı da yedeklemiş oluyoruz. Türkiye uzayda yörünge hakkı bulunan 30 ülkeden biridir. Bu sabah uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5A uydumuzla doğu yörüngesindeki uzay haklarımızı 30 yıl boyunca garanti altına alıyoruz. Yaklaşık 4 ay sonra yörüngesine yerleşecek olan uydumuzun ülkemize ve tüm dostlarımıza hayırlı hizmetlere vesile olacağına inanıyorum."
Erdoğan, ülke bakımından böylesine kritik öneme sahip TÜRKSAT 5A uydusunun tasarımında, üretiminde ve uzaya gönderilmesinde emeği geçen herkesi tebrik etti.
"UZAY ÇALIŞAMLARININ SAHİP OLACAĞI YERİ GÖRÜYOR, BUNA GÖRE STRATEJİMİZİ BELİRLİYORUZ"
Türkiye'nin 1994 yılında başlayan uzaya uydu gönderme sürecinde, bu yıl içinde fırlatılacak TÜRKSAT 5B'nin ardından yeni bir seviyeye geçmeyi planladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha önce yer gözlem uydumuz RASAT'ı kendimiz tasarlayıp, üretmiş ve 2011 yılında Rusya'dan uzaya fırlatmıştık. Yine Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçları için kendi tasarımımız olarak geliştirdiğimiz Göktürk-2 uydusunu da 2012'de Çin'den uzaya göndermiştik. Hava kuvvetlerimiz yanında pek çok kurumumuz için önemli veriler sağlayan Göktürk-1 uydusunu ise 2016'da Fransız Guyanası'ndan fırlatarak uzaydaki yerini almasını sağlamıştık. Amacımız 2022 yılında ülkemiz tarafından üretilen ilk haberleşme uydusu olan TÜRKSAT 6A'yı uzaydaki yerine yerleştirmektir. Bu uydu çok gelişmiş teknolojik donanıma sahip, önemli bir projedir. Yine önümüzdeki yıl kendi tasarımımız ve üretimiz olan İmece isimli yüksek çözünürlüklü gözlem uydumuzu da inşallah uzaya yolcu edeceğiz. İnsanlığın geleceğinde uzay çalışmalarının sahip olacağı önemli yeri şimdiden görüyor ve buna göre stratejimizi belirliyoruz."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin ardından kurdukları Türkiye Uzay Ajansı'nın ülkenin bu alandaki vizyonunu hayata geçirmede önemli görevler üstleneceğini ifade eden Erdoğan, bu ajans tarafından hazırlanan 2021, 2030 milli uzay programını da yakın bir tarihte açıklayacaklarını, bu alandaki hedefleri kamuoyu ve tüm dünya ile paylaşacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önlerindeki 10 yıl içerisinde ülkeye kazandıracakları uyduları, insan kaynağına ve uzay sanayine yönelik projeleri bu programda ortaya koymuş olacaklarını belirterek, "Uydu alanında mikro uydular giderek öne çıkıyor. Biz de hem mikro uydu geliştirme hem de bu uyduları ülkemizden uzaya gönderme konusunda yoğun hazırlık içerisindeyiz. Bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kuruyoruz. Kamu kurumlarımızın, üniversitelerimizin ve özel sektörümüzün uydu geliştirme faaliyetlerini destekliyoruz. Özellikle gençlerimizin bu konudaki heyecanlarını ve gayretlerini memnuniyetle takip ediyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldığı Uydu Teknolojileri Haftası özel oturumunda yaptığı konuşmada, haberleşmeden savunma sanayisine, enerjiden çevrenin korunması ve şehircilik faaliyetlerinin takibine kadar geniş bir kullanım alanı olan uzay ve uydu teknolojileri alanında Türkiye'yi marka haline getirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Dünyada bu alanda söz sahibi tüm ülkelerle ve kurumlarla da yakın iş birliği halinde olduklarını ifade eden Erdoğan, "Giderek geliştirdiğimiz alt yapımızı, kendimizle birlikte tüm dost ve kardeşlerimizin de istifadesine sunarak uzaydaki imkanlardan adil ve hakkaniyetli şekilde yararlanılabilmesini de sağlıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin önemli bir parçasını oluşturan uzaydaki varlığımızı, kabiliyetlerimizi ve etkinliğimizi artırma gayretlerimizi kesintisiz olarak devam ettiriyoruz." diye konuştu.
Teknolojideki gelişmelerin bireylerle birlikte toplumların ve devletlerin işleyişinde de köklü değişimlere yol açtığına işaret eden Erdoğan, geçmişte bilim kurgu hikayelerine veya filmlerine konu pek çok teknolojik araç ve imkanın, artık günlük hayatın bir parçası haline geldiğini belirtti.
Değişimin hızla gerçekleştiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün 60'lı yaşlarda olan bizim kuşağımız en ilkelinden en gelişmişine tüm süreci bizzat görebilmiştir. Bugün 30 yaşın altındaki gençlere bizim aynı dönemlerimizdeki Türkiye'yi ve dünyayı anlatmak sanki asırlar öncesinden söz ediyor intibası veriyor. En basitinden, eskiden dünyadan uzay gözetlenirdi, şimdi uzaydan dünya gözetleniyor. Dünyanın çevresinde dolaşan binlerce irili ufaklı uydu, kullandığımız telefondan sürdüğümüz araca, iş yerimizden evimize kadar hayatımızın her anında bize hizmet ediyor, yön veriyor. Tefekkür sahibi herkes için bu, çok önemli mesajları içinde barındıran bir tablodur. İnsan fıtratı icabı hep daha iyiyi, daha güzeli, daha mükemmeli, daha öteyi ister. Bunun için de daha çok çalışır, daha çok mücadele eder, daha çok risk alır. Medeniyetler işte bu büyük mücadelenin sadece çıktılarından değil, esas olarak ruhundan doğar ve yükselir."
"TEKNOLOJİ İNSAN MERKEZLİ ANLAYIŞLA İNŞA EDİLDİĞİ SÜRECE HAYIRLIDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezinde hakkın, adaletin, dayanışmanın, sevginin, özetle insanın olmadığı bir medeniyetin ürettiği bilgi ve teknolojinin belki maddi refahı sağlayabileceğini ama bu yüksek değerlerden kopuk gelişimin, insanın içten içe çürümesinin önüne geçemeyeceğinin altını çizdi.
Bugün dünyadaki çarpıklıkların gerisinde bu çürümenin izlerinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "İster Batı'da olsun, ister Doğu'da, her nerede adaletsizlik egemense orada gizli veya açık zulüm vardır. Her nerede insan eşrefi mahlukat sıfatına uygun şekilde muamele görmüyorsa orada nefret vardır, kin vardır. Dünyanın bir tarafındaki israf diğer tarafındaki açların tamamını doyuracak miktarın üzerindeyse bu tüm insanlığın felaketiyle sonuçlanacak bir çarpıklığın işaretidir. Teknoloji insan merkezli, hak ve adalet temelli, ilk nefesini alan çocuktan son nefesini veren bireye kadar herkesi kucaklayan bir anlayışla inşa edildiği sürece hayırlı ve anlamlıdır. Zulmü ve adaletsizliği artıran bir teknoloji, ister dünyada olsun ister uzayda olsun insanın düşmanıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"İSTİKAMETİMİZİ AKLIMIZA BAKARAK BELİRLİYOR, ADIMLARIMIZI BUNA GÖRE ATIYORUZ"
Her konuda olduğu gibi teknoloji alanında da mücadelelerini, mensubu oldukları kadim medeniyetin ve kadim kültürün çizdiği sınırlar içinde verdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstikametimizi hırsımıza değil aklımıza, nefsimize değil vicdanımıza bakarak belirliyor, kararlarımızı bu ölçüye göre veriyor, adımlarımızı buna göre atıyoruz. Bu ilkeli ve onurlu duruşun bir bedeli varsa onu ödemekten de asla çekinmiyoruz. Türkiye'nin son dönemde verdiği tarihi demokrasi, kalkınma ve özgürlük mücadelesinin her safhası işte bu duruşla yönetilmiştir. Milletimizin bizden ne pahasına olursa olsun refah, ne pahasına olursa olsun güç değil, medeniyetimize ve tarihimize yakışır bir gayret beklediğine inanıyoruz. Ülkemizin önüne koyduğumuz 2023 hedeflerini bu anlayışla belirledik. Gençlerimize de ayını anlayışla 2053 vizyonumuzu emanet ediyoruz. Şayet 2053'te Türkiye her alanda söz sahibi bir güç olacaksa, bunu diğer insanların omuzlarına basarak, tepelerini çiğneyerek değil, onlarla birlikte başaracaktır. Şayet 2053'te Türkiye, uzayda hakim bir güç haline gelecekse bunu yerin ve göğün sahibinin emanetine hürmet idrakiyle yapacaktır. Bize düşen görev, her alanda olduğu gibi uzay çalışmalarında da kendi faaliyetlerimizi ve yeni nesillere bırakacağımız mirası levh-i mahfuza uygun şekilde inşa etmektir. Gayret bizden, tevfik Allah'tandır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sabah saatlerinde uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5A uydusunun hayırlı olmasını diledi, Uydu Teknolojileri Haftası'na görüşleri, değerlendirmeleri, teklifleri ve tenkitleriyle katkı sunan ve sunacak olan katılımcılara teşekkür etti.
Konuşmasının ardından Ankara Gölbaşı Türksat Yerleşkesi'nde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile video konferans yoluyla görüşen Erdoğan, emeği geçenleri tebrik etti.