Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemlerde patates ve soğanların stok yapılmasının ortaya çıkmasıyla ilgili çok sert konuştu. "Kimse stok yapmayacak" diyen Erdoğan, "Bundan sonra aldığımız ihbarlar sebebiyle bütün bu stokların yapıldığı depoları basacağız. Kimse benim vatandaşıma pahalı ürün yedirme hakkına sahip değildir" diye konuştu. AİHM'in Selahattin Demirtaş kararına da tepki gösteren Cumhurbaşkanı, "Bugün Avrupa'nın hangi şehrine giderseniz gidin terör örgütü yandaşları at koştururken, ülkesini ve milletini seven vatandaşımıza adeta nefes aldırmıyor. AİHM sen neredesin?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 48'inci Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlara hitap etti.
Konuşmasından satır başları:
Bugün itibariyle 30 bine yakın muhtarımızı ağırlamış olduk. 31 Mart'ta muhtarlarımızın da seçimi var. Önümüzdeki aylar da muhtar toplantılarımıza hız vereceğiz. Hiç olmazsa şu muhtarlarımızı bir kere de olsa burada ağırlamış olalım. Böylece Cumhuriyet tarihinde başka hiçbir siyaset adamına nasip olmamış bir bahtiyarlığı sizlerle yaşamış olacağız.
AİHM'e tepki
Dünyada demokrasinin böylesine etkin uygulandığı pek az ülke vardır. Siz bakmayın birilerinin Türk demokrasisini hakir görmeye çalıştığına. Gerçek demokrasi onların asla işine gelmez. AİHM dün ülkemiz aleyhine bir karar açıkladı. Türkiye, terör örgütü PKK ile intisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı davada Türkiye özgürlük ve seçim hakkını ihlal etmiş. Peki siz, AB organlarından herhangi birinin aynı zatın 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylar sırasında, insanları tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getiriğ 50 masumun katledilmesi konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu? Belediye otobüsünde diri diri yakılan genç kızımıza, 11 aylık bebeğiyle beraber paramparça edilen hanım kardeşimize gösterilmeyen ilgi onlara yağdırılıyorsa burada bir sorun var demektir.
Bugün Avrupa'nın hangi ülkesine giderseniz gidin PKK yandaşları rahatça gezerken, vatandaşlarımıza nefes aldırılmıyor. AİHM sen neredesin, bunlar hakkında bir kararın var mı? FETÖ'yle işbirliği yapan hiçbir kurumun demokrasiyi ağızlarına almaya hakkı yoktur. Bunun adı terörperestlik, terör seviciliktir.
"Gezi'nin finansörü şu an tutuklu"
Siz kendi sırça köşklerinizde dilediğiniz kararları alın biz demokratik hukuk devleti vasfımızdan asla taviz vermeden ülkemizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin son 5-6 yılında ülkemizin nereye yerleştirildiğini, milletimize yakıştırılan kefeni kardeşliğimizle nasıl parçalayıp attığımızı tarih yazacak bundan emin olun. Tarih ana muhalefet partisinin her dönemde ülkesinin karşısında yer aldığını da yazacak. Dün yine bu partinin başındaki zat çıkmış, gezicileri öven bunun üzerinden bizi suçlayan zırvalamalarda bulunmuş. Gezi'nin finansörü şu an tutuklu, onun arkasındaki zat kim? Soros. Türkiye'deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin ve bu imkanlarını da bu ülkeyi parçalayıp bölen terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada veren kişi. Şimdi içeride. Suçu olmayan kişiyi neden bizim yargımız içeriye alsın? Gezi olayları, tıpkı CHP'nin başındaki zatın projesi gibi bir projesiydi. Senin beyefendi dediklerinden biri de köşe yazarıydı, 5 yıla mahkum oldu. Yargı tutuksuz yargılansın dedi, bu zat nerede? Kaçıp Almanya'ya gitti. Oradaki kampanyaları o idare ediyor. Bay Kemal sen bunu görmüyor musun? Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz bunu herkes böyle bitsin. Gezi'yi övenler, bunlar değil miydi her tarafı yakıp yıkanlar, vatandaşın dükkanını yıkanlar bunlar değil miydi? Bunlar biz hoşgörü ile mi bakacağız? Neymiş orada ağaçlar sökülmüş. Yav, Türkiye'nin tarihinde bizim kadar ağaç diken bir parti olmamıştır.
"Gezi'yi övenler PKK'yı da överler, FETÖ'ye de destek verirler"
Biz buyuz ya. Gezi'yi övenler PKK'yı da överler, FETÖ'ye de destek verirler. Gezi, Türkiye'yi kalkındıracak iş varsa hepsinin karşısına dikilmenin adıdır. Bunları destekleyenler Suriye ve Irak'ta tezgahlanan oyunların da en önündeki isimlerdir. İster akademisyen, ister gazeteci, ister STK kurucusu olsun fark etmez bunların girdileri aynı yerden girer, çıktıkları aynı yerden çıkar. Alçaklıkta sınır tanımayan bunlar, tam anlamıyla faşisttir.
Bir başka ortak özelliği de değerleriyle, kıyafetleriyle ülkemizin düşmanları olmalıdır. Kimi zaman muhtar diyerek, kimi zaman makarnacı diyerek düşmanlardır bu ülkeye. Bu zihniyete milletimiz gereken dersi her zaman verdi. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz operasyonlara karşı çıkanlar, yeri geldiğinde şehit yakınlarını istismar etmekten de geri durmazlar. Bizdeki muhalefetin bir başka kötü özelliği de fırsatçılığıdır. Sürekli iktidara gelmeyi beklerler. Sürekli kaos çıkmasını isterler. Yaz aylarında bir takım sıkıntılar yaşadık ya bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başladılar. Bu sorunları çözmek için herhangi bir fikir getirmediler. Şimdi ekonomi yeniden toparlanmaya başlayınca bu sefer meseleyi başka yerlere çekmeye başladılar. Neymiş, Türkiye buğday ithal ediyormuş. Bunu duyan da milletin fırınların önünde kuyruk olduğunu sanıyor.
Halbuki Türkiye yılda ortalama 21 milyon ton buğday üreten, 19 milyon ton da buğday tüketen bir ülkedir. Ne kadar fark var? 2 milyon ton fark var. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Ha buğday ithalatımız yok mu? Var. Hem de oldukça yüksek miktarda var. Üretimimiz tüketimimizi karşıladığına göre biz niye ithal ediyor olabiliriz? Onu da size söyleyeyim.
"Üç büyük projeyi hayata geçirdik"
Tabi ki un, makarna, bisküvi, irmik, bulgur gibi maddelere dönüştürüp dışarıya satmak üzere ithal ediyoruz. Buna ne deriz? İhraca dayalı ithal denir bay Kemal. Yoksa bizim ürettiğimiz hamd olsun tükettiğimizi rahatlıkla karşılıyor.
Türkiye ekonomide en sert dalgalanmaların yaşandığı bir dönemde 3 büyük projeyi hayata geçirdi. STAR rafineyi açtık, İstanbul Havalimanımızı açtık.
Bunların ezanla işi yok. Ezanın dili evrenseldir. "Allahuekber" evrenseldir. Ama maalesef o Kağıthane'yle Kağıttepe'yi hep karıştırdı.
Şimdi bir yere daha geliyorum; bu havalimanının ilk etabı 90 milyon yolcu kapasiteli. 2023'de büyük ihtimalle 200 milyona ulaşacak, dünyanın bir numarası olacak. Adam bundan rahatsız. Neden? Ben yapamadım, o da yapamasın.
Pazartesi günü dostum Putin'le birlikte TürkAkım projesinin ülkemiz topraklarına çıkış törenine katıldık. Döviz kuru ve faizde ibre sürekli aşağıya doğru iniyor. Ekonomimizden ümitli olmak için gereken her şeye sahibiz. Ekonomide de yerli ve milli adımlarımızı atıyoruz. 2023 hedeflerimize doğru yürüyoruz.
Meşhur bilim adamı Einstein, önyargıları kırmanın atomu parçalamaktan zor olduğunu söylemiştir. Alışkanlıkları da değiştirmenin böyle olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de alışkanlıklarını değiştirmeli. Muhalefet anlayışı değişmeli.
"Stokların yapıldığı depoları basacağız"
Ülkemizi tasarımcı ve üretici konumuna taşımak zorundayız. Bu hayati bir mecburiyettir. Dün dedim, stok yapıyorsunuz. Bundan sonra aldığımız ihbarlar sebebiyle bütün bu stokların yapıldığı depoları basacağız. Kimse benim vatandaşıma pahalı ürün yedirme hakkına sahip değildir. Sonra ne diyorlar? Hastalıklı. Sen hastalıklı hale getirdin be. Onun için asla taviz yok. Eski alışkanlıklarında ısrarlı davranan herkes ülkenin geleceğine bir darbe vurduğunu bilmeli. Bu tür davranışları affetme hakkına sahip değiliz.
16 yıldaki başarılarımız önemlidir ama daha da başarılı olacağız. Ben muhtarlarımızı en bağımsız siyasetçiler olarak görüyorum ve inanıyorum ki sizler bu terör örgütlerine asla fırsat vermeyeceksiniz. Terör örgütleriyle birlikte olanları affetmedik, yasal mevzuatı uyguladık, onları görevlerinden aldık. Muhtar bağımsızdır, hürdür. 52 bin muhtarımız ülkemin en tabandaki demokrasi hareketidir.