TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın başlaması kapsamında Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında özel gündemle toplandı. Genel Kurul'a katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdiği konuşmada, yeni anayasa, fahiş fiyat artışları, dış politika ve ekonomideki gelişmeler, muhalefetin gündeme getirdiği Kürt sorunu konuları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün hayatını kaybeden önemli siyasi sorumluluklar edinmiş abim, değerli dost Oğuzhan Asiltürk'e Allah'tan rahmet diliyorum.
Meclisimiz iki defa gazilik unvanı ile müşerref olmuş. Şartlar ne olursa olsun ülkesine hizmet yolundan ayrılmamış müstesna bir kurumdur. Her biri diğerinden yoğun geçen yasama yıllarında gece gündüz çalışan vekillerimizin fedakarlıkları tarihe takdirle kaydedilmiştir. Artık milletimiz biliyor ki Meclisin ışıkları yanıyorsa Allah'ın izniyle bu ülkenin sırtı yere gelmez. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına hedefine birlikte ulaşacağımızı da biliyorum.
YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI
Bir süre önce gündeme getirdiğimiz ülkemize yeni anayasa kazandırma teklifinin de Meclisimiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. Yeni bir anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz, neticede karar ve takdir yüce Meclis'indir. İlk anayasa teklifimize katkı verecek herkese şimdiden teşekkür ediyorum.
"HER YERE ALNIMIZ AK BİR ŞEKİLDE GÖĞSÜMÜZÜ GERE GERE GİDİYORUZ"
30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yeniden bir araya geleceğiz. İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve Türkiye'ye buram buram kin kokan tutumları asla unutmayacağız. Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm kapsamındaki çalışmalarına destek olduk. Her yere alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gere gere gidiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız Türk Evi, tarihteki yerini almıştır. Çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren Türk Evimiz, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir.
SURİYE KRİZİ
Artık 10. yılını geride bıraktığımız Suriye krizinde uluslararası toplumun ne kadar aciz olduğunu hep birlikte gördük. Türkiye, tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler oldu. Ellerinde ne varsa alınıp, işkence edilen insanlarla karşılaşıyoruz. Akdeniz'in karanlık sularında her yıl ne kadar insanın hayatını kaybettiğinin istatistiği tutulamıyor.
İki yüzlülüğün benzerini Suriye'deki terör örgütleri konusunda da yaşıyoruz. Sadece Türkiye, bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır. Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sananlar, yaşanan her siyasi çalkantıyla işin öyle olmadığını görmeye başlıyorlar. Afrika'daki kıtlığın tüm insanlığın ortak sorunu olduğu yakında daha iyi anlaşılacaktır.
Artık siyasi olmaktan çıkıp milli hedefler haline dönen vizyonu TBMM'den başlayarak ülkemizin tüm fertleriyle sahiplenmeliyiz. Hiç birimiz için başka Türkiye, başka vatan, başka gelecek yok. Bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz.
KÜRT SORUNU
Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Sınırlarımızın dibinde bir veya bir kaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır'daki vatandaşlarımıza söz verdiğimiz şekilde ret, inkar politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Diyarbakır Anneleri'nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titrettikleri bir dönemi başlattık.
MERKEZ BANKASININ DÖVİZ REZERVLERİ
Ekonominin sorumluluğu da bize aittir. Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz. İşsizlik küresel sorun olarak varlığını devam ettirirken pek çok ülkede borçluluk oranları tarihi seviyelere ulaştı. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar ciddi bir yönetim krizi içindeler. Böylesine kritik bir dönemde iktidar ve muhalefet ile bazı hakikatleri açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız. Bu salgının Türkiye'de çıkmadığı, ülkemizin dünyanın maruz kaldığı krizin etkilerine maruz kaldığını kabul etmemiz gerekiyor.
"MİLLİ GELİRİMİZİ BİR TRİLYON DOLARIN ÜZERİNE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ"
Son 8 yılda yaşadığımız teker teker her olumlu ve olumsuz sürecin ekonomiye de yansımaları olmuştur. Salgınla da böyle bir süreçte karşı karşıya kaldık. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İhtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya devam edeceğiz. Geçen seneyi büyüme ile kapattık. İnşallah 2021'i yüzde 9'luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi dönemine göre istihdamını arttıran sayılı ülkelerden bir tanesi... Milli gelirimizi bir trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir. 2021 için belirlediğimiz ihracat hedefinin üzerine çıkacağımız anlaşılıyor. Cari dengede önemli bir iyileşme başladı. Özel sektörümüzün dinamizmi ve ekonomi politikalarımızın istikrarı sayesinde, bu dönemde cari açık sorunundan tümüyle kurtulabileceğimize inanıyorum.
Türkiye'ye henüz yatırım yapmamış küresel markaları ülkemize kazandırmak için her fırsatı değerlendiriyoruz. Yatırım teşvik sistemimizi çok daha cazip bir yapıya dönüştürerek nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler getireceğiz. Yeni sistemde öz sermaye ağırlıklı yatırımlara daha fazla destek vereceğiz. Geçtiğimiz hafta TEKNOFEST'e bir kez daha ulaştık. Gençlerimizin her geçen yıl çıtayı nasıl yükselttiklerini bizzat gördüm.
GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ VE ENFLASYON
Tabii bunları söylerken enflasyon sorununda göz ardı etmiyoruz. Makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Gıda tarafında fahiş artışları anında tespit edecek erken uyarı sistemidir. Rekabeti bozan, fiyatları keyfi belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz.
Gıda tarafında gerek kuraklık, gerekse artan girdi maliyetlerinin etkisini azaltacak tedbirler alıyoruz. Bunlardan biri de fahiş fiyat artışları anında tespit edip müdahaleye imkan sağlayacak Erken Uyarı Sistemidir. Rekabet politikalarımızı da mercek altına aldık. Rekabeti bozan piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Şirketlerimizden bankacılık sektörüne bağımlılıklarını azaltarak sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz.
"PARİS İKLİM ANLAŞMASI, YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ'NİN İLK MÜJDESİDİR"
Ülkemizi çevre hassasiyetlerimizle farklı bir yere taşımıştık. Paris İklim Anlaşmasını Meclis'in takdirine sunma kararımız, başlattığımız Yeşil Kalkınma Devrimi'nin de ilk müjdesidir. Gelecek nesillere karşı sorunluluğumuzu yerine getirmekte kararlıyız. Doğal gaz tedariki konusundaki yatırımlarımızı hızlandıracağız. Akkuyu'daki nükleer santralin ilk etabını inşallah 2023'de hizmete alacağız. Giderek daha dengesiz ve sert hale gelen meteorolojik hadiselere karşı kapsamlı bir erken uyarı sistemi kuracağız."
Genel Kurul'da TBMM Başkanı Mustafa Şentop açıklamalarda bulundu.
"Çıkartılacak kanunların, yürütülecek çalışmaların devletimiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. 101. yılını idrak ettiğii yüce Meclisimiz bu yasama döneminde temsil ettiği Türk milletinin önünü açan çalışmalara ev sahipliği yapacaktır. Salgın sürecinde gecesini gündüzüne katan sağlık emekçilerine teşekkür ediyorum. Okul özleminin bitmesi de bizleri memnun etmektedir.
İçinde bulunduğumuz süreç 1. Meclis'in şartlarına benzer şartlar içermektedir. Dış saldırıların şekli değişmiştir, ne var ki sömürgeci zihniyetin emelleri değişmemiştir.
Güçlü iradenin Meclisimizin çalışma içeriğine aksetmesini de ümit etmekteyim. Bu çatı altında hiç kimse ülkemizi daha çok sevme konusunda yarışamaz. Her konuda uzlaşmak mecburiyetinde değiliz.
Önceki yasama döneminde gece gündüz çalışarak önemli kanunların çıkmasına vesile olduk. Bu yasama döneminde de hayret göstereceğimizi biliyorum.
TBMM, tarihi yürüyüşü boyunca dünyanın en kahraman meclisidir. Her düşman saldırısında ayrılıkları bırakıp bir araya gelir. Buna en son 15 Temmuz darbe girişiminde gördük. Ülkemiz üzerine yapılan planlarda darbeden medet umanların kabul etmesi gereken gerçek darbeler döneminin ülkemiz için artık tamamen kapanmış olduğudur. Türkiye'nin gücü 170 yılı aşkın seçim, 75 yıldır çok partili siyaset hayatı Türkiye'yi farklı ve öncü kılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, gönül almanın, farklı fikirleri saygıyla karşılamanın farkındadır. Elbette bizler kimliğimizin önemli bir parçasını teşkil eden siyasi partilerin bir parçasıyız. Demokratik rekabetin içinde hareket etmeye ihtimam göstermek elzemdir.
Bizler uluslararası alanda her zaman huzur ve barışı temsil ederiz. Mavi vatanın bir karış suyunda gözü olanları ikaz ederiz, o da olmazsa def ederiz.
Türkiye fikri, Türkiye sınırlarından büyüktür. Mültecilere yardım eli uzatmamız asıl güçlü ve merhametli olanın devletimiz olduğunu göstermiştir. Devletimizin tüm çabası onları kendi ülkelerine kavuşturmaktır. Milletimizin aşılama sürecini aksatmadan yoksul ülkelere devletimiz elini uzatmıştır.
Yeni yasama döneminde eskiyen teknolojik altyapımızı yeniledik. Temennim bu ortamın ihtiyaç duyulan kanunların yapılmasında destek olmasıdır. "