Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği Mevlid-i Nebi programında yaptığı konuşmada, "Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Diyanet camiamızı üzecek milletimizle diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği "Mevlid-i Nebi Haftası" açılış programına katıldı. Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Mevlid -i Nebi Haftası açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı. "Peygamberimiz ve Gençlik" temasıyla düzenlenen Mevlid-i Nebi programında ilahiler ve dualar okundu. Protokol konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere çiçek dağıttı.
"Peygamber Efendimiz bizim hayatımızın her safhasının rehberidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Peygamber Efendimizi sadece Kur'an-ı Kerim'in vahyine aracılık etmemiş, aynı zamanda onu bir fiil yaşayarak kendi benliğinde ve ruhunda müşahhas hale getirerek bizler için rehber bırakmıştır. Siyeri Nebi Efendimizi hayatı olmasının yanı sıra bizler ve gelecek nesiller için referans kaynağıdır. Bir Müslüman'ın sünnetle peygamberimizin örnek hayatıyla olan bağı ne kadar güçlü ne kadar kavi ise dini olan bağı da o derece güçlüdür. Bunun için peygamber efendimizin hayatının her safhasını her aşamasını takip ve tavik etmeliyiz. Gençliği evliliği aile reisliği, yaşlılığı, dostluğu, savaşçılığı, idareciliği, tüccarlığı, gazalarıyla Hz. Muhammed Mustafa S.A.S bizim hayatımızı her safhasının rehberidir" dedi.
"Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi bize bu konudaki en ufak ihmalin ne büyük sıkıntılara yol açacağını göstermiştir"
Gençlik üzerinde yapılacak çalışmalarına önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyanet İşleri Başkanı'nı dinlerken gençlik merkezlerinde yaptıkları çalışmanın ne kadar önemli olduğuna özellikle vurgu yapmak istiyorum. Çünkü ne varsa burada var. Gençliğimiz üzerinde yapacağımız çalışmalar bizi geleceğe çok daha farklı hazırlayacaktır. Üstad Nurettin Topçu, "Gençlik geleceğin tohumudur" diyor. Gençliği ihmal eden, gençlerine sırtını dönen onların ruh ve gönül dünyaları için gerekli özeni göstermeyen bir milletin istikbali ve istiklali tehdit altında demektir. Bizlerde son 17 yıldır gençlerimize önem veriyoruz. Eğitimden iş hayatına siyasetten devlet yönetimine kadar gençlerimizin önünü açarak onlara imkanlar sunuyoruz. En önemlisi de gençlerimizi medeniyet değerleriyle buluşturacak, onlara bu dünyadaki varlık gayelerini hazırlatacak projeler yürütüyoruz. Gezi olaylarıyla başlayan ve 15 Temmuz darbesi teşebbüsüyle zirveye çıkan hadiseler bize bu konuda ki en küçük bir ihmalin dahi ne büyük sorunlara, sıkıntı ve acılara yol açabileceğini göstermiştir. Bu ülkenin gençliğine yapılacak en büyük kötülük, onları hayat damarları olan medeniyet değerlerimizden koparmak olacaktır" şeklinde konuştu.
"Camiler 18 yıl ezana hasret bırakıldı, bunu bugünlerde yeniden hortlatmaya çalışıyorlar"
Türkiye'nin eski günlere dönmeyeceğini belirterek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış Türkiye maalesef uzun yıllar böyle bir zihniyetin boyunduruğu altında kalmıştır. Allah Allah nidalarıyla vatanlaştırılan camiler tam 18 yıl boyunca ezanı Muhammediye hasret bırakıldı. Bakın şimdi bu yeniden bu hortlatılıyor, yeniden bu gündeme getiriliyor. Asla başaramayacaksınız. Benim aziz milletim bir daha o günlere dönmeyecek. Bin yıldır milletimizi ayakta tutan değerler bizzat bu ülkenin yöneticileri olarak gericilik olarak yaftalanarak hakir görüldü. Asırlar boyunca İslam'ın Sancaktarlığını yapmanın gururunu yaşayan torunlar öz yurdunda garip parya haline getirildi. Camilerin ahırlara çevrildiği, ihmalkarlıktan yıkıldığı ve birilerine şirin gözükmek için yapılan günler yaşamıştır. Kuran eğitiminin dahi gizil ve saklı verildiği karanlık yıllara şahitlik etti. İnsanların sakalından kıyafetinde dolayı tahkibata uğradığı dönemlerden geçtik. Kız çocuklarını başörtüleri nedeniyle üniversite kapılarında geri çekildi utanç sahnelerin şahit olduk. Bizim gençliğimiz ilericilik adına zifiri bir karanlığın, modernlik adına faşistliğin, Batılaşmak adına din ve millet düşmanlığının hüküm sürdüğü bir atmosferde geçti. Bu ülkenin gençleri sağcı solcu diyerek birbirine kırdırıldı. 21. yy Türkiye'sinde kendi çocuklarımızı üniversitelerde okutamamanın hüznünü yaşadık. Ben bunu baba olarak yaşadıysam bunun mücadelesini vermek benim görevimdir. Bunun mücadelesini veriyorum. Bunları aştık, bu işi daha ileri taşımalıyız. 16 yıldır, Türkiye'yi özgürleştirmek, medeniyet değerleriyle barıştırmak, yokların, yoksulların ve yasakların ülkesi olmaktan çıkarmak için kullandık. Koskoca Almanya üniversitelerinde 3 milyon genç okuyor, bizim ülkemizde 8 milyon genç okuyor. Nitelik itibariyle eksiklerimiz var onu da 5-10 yıl içinde aşacağız. Milletimizi desteğiyle bütün bu konularda çok önemli başarılara imza attık. 16 yıl öncesiyle karşılaştırılınca daha müreffeh bir ülkeye kavuştuk. Yasaklardan ziyade, özgürlüklerin konuşulduğu terör ve şiddete bulaşmadığı sürede her türlü fikrin söylendiği bir dönemde yaşıyoruz" dedi.
"Gençlerimize sahip çıkmazsak istikbalimizi karartmak isteyenler onların farklı şekillerde ağlarına çekecektir"
Gençlerle ilgili asıl çalışmanın şimdi başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Millet olarak en zor imtihanla yüzleşiyoruz. Geleceğe serptirdiğimiz tohumları layıkıyla yetiştiremez, gençlerimiz istikbale hazırlamayacaksak verdiğimiz emekler boşa gidecek. Gençlerimize Peygamber Efendimizin mirasını onun örnek yaşantısını anlatmamız ve sevdirmemiz gerekiyor. Peygamber Efendimizin nuru ile aydınlanmayan bir kalbin varacağı yer sapkın ideolojilerin bataklığıdır. Gençlerimize sahip çıkmazsak istikbalimizi karartmak isteyenler onların farklı şekillerde ağlarına çekecektir. Bizim gençlere inanmamız gerekiyor. Gençlerle hemhal olmalı onları yargılamadan anlamalı, onların dilini, bilgilerini ve dünyalarını kavramalıyız. Gençlerimizin karakterlerini inşa edecekleri, ilim, bilim, yabancı dil, siyaset, diplomasi, ve yönetim gibi alanlarda geliştirmeliyiz. Gençlerimize sabır ve şefkatle yaklaşarak onlara kulak vermeliyiz. Gençlerimizi asla küçümsememeli, onlara iyi örnek olmalıyız. En büyük erdem, yanlışta ısrar etmemektir. Biz örnek olursak, biz iyi örneklerin yolunu açarsak bu ülkenin gençleri Kandil'deki terör baronlarının, Pensilvanya'daki şarlatanın, televizyon kanallarında sazlı sözlü program yapan ekran soytarıların ağlarına düşmeyecektir" diye konuştu.
"Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmiyorum"
Diyanet İşleri Başkanlığının siyasi tartışmalarda kullanılmasını tasvip etmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyanet camiamızın birlik ve beraberlik çerçevesinde daha yoğun bir çalışma içerisinde olmaya davet ediyorum. Diyanet işleri başkanlığımız siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Diyanet camiamızı üzecek milletimizle diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyorum. Bir kez daha sevginin, merhametin, yoksulların, yolda kalmışların, mazlumların, gençlerini peygamberi kemali edeple yad ediyorum" ifadelerini kullandı.