Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Arınç'a gündem üzerinden sert tepki gösterdi. Ayrıca Erdoğan, koronavirüs salgını, geliştirilen aşılar, dış ve iç siyasete ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Milletimizden sabır ve destek bekliyoruz. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet edersek diğer tedbirlere gerek kalmaz.
Grup toplantılarına bu haftadan itibaren ara veriyoruz. Aşıda ilk uygulamaları önümüzdeki ay yapabilmeyi umut ediyoruz. En geç nisan ayında kendi aşımızı da uygulamaya getirmiş olmayı planlıyoruz. Aşı çalışmalarının siyasi ve ekonomik hırslara kurban edilmemesini her platformda dile getiriyoruz. Kendi aşımızı da dünyanın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz.
"İNSAN YARATILMIŞLARIN EN ŞEREFLİSİDİR"
Biz yönetim sistemini insanı yaşat ki, devlet yaşasın anlayışı üstüne bina etmiş bir milletiz. İnsan yaratılmışların en şereflisidir. İnsana esenlik ve değer vermeyen bir sistemin başarı şansı yoktur. Hırs, tahakküm ve rant üzerine kurulu bir sistemin ne insanı ne de tabiatı koruması mümkün değildir.
1.5 milyon kişinin ölümünü sadece koronavirüse bağlamak sığ bir bakış olacaktır. Küresel sistemin çarpıklığının da bunda payı vardır. Salgın herkesin aynı gemide olduğunu hatırlatmış, çarpıklığı gözler önüne sermiştir. Dünya beşten büyüktür çağrımızın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gördük.
Ülkemizin hak ve adaletli attığı adımların itibar suikastına maruz kalması haksızlıktır. Bu çirkin kampanyaların kimler tarafından yürütüldüğünü biz elbette biliyoruz. Türkiye olarak küresel sistemlerin çarpıklıklarını söylerken, asla yayılmacı bir tutum göstermiyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yoktur.
"DEAŞ İLE GÖĞÜS GÖĞSE ÇARPIŞAN TEK NATO ÜLKESİ BİZİZ"
Biz bölgemizin istikrar, barış ve iç huzura kavuşmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Suriye'de DEAŞ ile göğüs göğse çarpışan tek NATO ülkesi biziz. Tek başımıza bırakılmamıza rağmen 9 bin yabancı savaşçı yakaladık, ülkelerine gönderdik. Ülkemiz üzerinden çatışma bölgelerine geçişleri engellemek için olağanüstü çaba harcadık. Bizim gönderdiğimiz bilgileri ciddiyetle takip etmeyen ülkeler topraklarındaki eylemlere engel olamadılar. Bunu bir de İslam'a mal etmeye çalıştılar.
Bunu özellikle belirtmek istiyorum, dün Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 17 terörist sızmaya çalıştı. Bunlar kahraman komandolarımız tarafından öldürüldü. Komandolarımızı milletimiz adına gözlerinden öpüyorum.
TÜRK GEMİSİNDE ARAMA YAPILMASI
Yunanistan ve GKRY'nin tavırlarına rağmen soğukkanlı davrandık. Ama bizim sabırlı ve soğukkanlı davranışımıza rağmen en son yine sivil gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası deniz hukukunda yeri yok. Bunun kaptanı da yine bir Yunan. Sivil mürettebatı da onlar maalesef taciz etti. Bunlar video kayıtları ile tespit edildi. Gerekli olan yerlere gönderildi, gönderilecek.
Azerbaycan toprağı olan Karabağ'da Ermeni işgali ülkemizin katkıları ile sona ermiştir. Dün akşam Putin ile bu konuları etraflıca görüştüm. Bu görüşme ile de ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Rusya, Türkiye, Azerbaycan olarak bölgede barışı egemen kılma adımlarını atmış oluyoruz. Bunu daha da genişletme ve geliştirme şansımız var. Bu geliştirme ve genişletme faaliyetlerini de Putin ile görüştük. 4. ve 5. ülkeleri de katmakla buradaki süreci başka bir boyuta getirebiliriz.
Aliyev kardeşimle de görüştük. Atılan adımları değerlendirme fırsatı bulduk. Hepsinde bir mutluluk var. Kelbecer dün tamamen boşaltıldı. Bundan sonra Kelbecer'e de Azerbaycanlı kardeşlerimiz geçme fırsatı bulacak.
30 yıllık mesele hallolmuş, Karabağ'da Azerbaycan bayrağı dalgalanmaya başlamıştır. Herkes sürece destek olmalı, adımlarını buna göre atmalıdır.
Avrupa'da terörle mücadeledeki çifte standartlı yaklaşımların acı sonuçlarını masumlara ödetmelerinden vazgeçmelerini istiyoruz. Küresel siyasi ve ekonomik düzeyin yeniden yapılanmasını hızlandıran salgın sürecinin en az hasarla atlatılması için elimizden geleni yapmaya hazırız. En hakkaniyetli, en doğrusu ve en iyisini yapmak için mücadeleyi sürdüreceğiz.
"SALGININ ETKİLERİNİ AZALTMAK İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ"
Üretimi, eğitimi ve istihdamı en az etkileyecek şekilde önlemleri hayata geçirmeye gayret ediyoruz. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği ile 83 milyon birlikte hareket etmeliyiz. Salgının bizi hedeflerimizden uzaklaştırmasına, enerjimizi ve dikkatimizi azaltmasına izin vermeyeceğiz.
Salgının etkilerini azaltmak için her türlü tedbiri alıyoruz. Hükümet ve Meclis olarak gerekenleri yapma gayreti içindeyiz. 3 yargı reformu paketi biliyorsunuz Meclisimiz tarafından kabul edildi. Hazırlıkları süren reform paketlerini de Meclisimize sunacağız.
İnsan hakları ile ilgili tüm kesimlerin yanı sıra iş dünyası ile de istişare ederek hazırlayıp, sunacağız. AK Parti 19 yıldır kesintisiz şekilde devam ettirdiği reform ve değişim odaklı siyasetini sürdürmekte kararlıdır. Milletimiz neyi bekliyor, neye ihtiyaç duyuyorsa AK Parti onu yapmıştır, yapmaya devam etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük reformu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiştir. Hala parlamanter sistemi savunanlar var. Bu ülke yıllarca bu sistemi denemedi mi?
"CUMHUR İTTİFAKI ASLA GİZLİ VEYA ÇIK PAZARLIKLAR ÜZERİNE KURULU DEĞİLDİR"
Soruyorum, acaba üçlü, dörtlü koalisyonlarla ülkemizin ne hale geldiğini bilmiyor muyuz? Bir adım ileri gidebildik mi? Hayır. Sistem değiştirildi ve yoğun bir şekilde yol alıyoruz. Cumhur İttifakı ile MHP ile birlikte bu reformu gerçekleştirdik. Dün sayın Bahçeli'nin de ifade ettiği gibi bu ittifak asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir. İttifakın tek amacı ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaştırmaktır.
BÜLENT ARINÇ'A ATEŞ PÜSKÜRDÜ
Filancalar niye hapisteymiş, bunları ödüllendirecek halimiz yok. Bu kadar ölen, dağa kaçırılan yavruların anneleri, HDP binasının önünde artık yılları devirdik, yaz kış demeden oturan annelerin haklarını kim iade edecek? Onlara 'Bak senin hakkını aradık, şimdi de size iade ediyoruz' kim diyecek? Devlet niye var, biz niye varız. Biz bunu halledeceğiz. Bu teröristlerden birinin kitabını herkesin okumasının tavsiye edilmesi beni rencide etmiştir. Kitabını herkes okusun dediği kişi elinde binlerce kişinin kanı olan, bir terör örgütünün savunucusudur.
"TERÖRİSTLERDEN BİRİNİN KİTABININ TAVSİYE EDİLMESİ BENİ RENCİDE ETMİŞTİR"
Filancalar niye hapisteymiş, bunları ödüllendirecek halimiz yok. Bu kadar ölen, dağa kaçırılan yavruların anneleri, HDP binasının önünde artık yılları devirdik, yaz kış demeden oturan annelerin haklarını kim iade edecek? Onlara 'Bak senin hakkını aradık, şimdi de size iade ediyoruz' kim diyecek? Devlet niye var, biz niye varız. Biz bunu halledeceğiz. Bu teröristlerden birinin kitabını herkesin okumasının tavsiye edilmesi beni rencide etmiştir. Kitabını herkes okusun dediği kişi elinde binlerce kişinin kanı olan, bir terör örgütünün savunucusudur.
"TÜRKİYE'YE DIŞARIDA YAZILAN SENARYOLARIN YÖRÜNGESİNDEN ÇIKARDIK"
Anayasadan yasalara kadar köklü mevzuat değişiklikler yaptık. Vesayetle vuruşa vuruşa hakkaniyet çizgisine taşıdık. Türkiye'yi dışarıda yazılan senaryoların yörüngesinden çıkardık. Yılların ihmali olan geri kalmışlık zincirini de biz kırdık.
Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanının siyasi ve silahlı temsilcileri ile görüşmelerine göz yumamayız. Evlatları göz göre göre dağa kaçırılan annelerin yüzlerine bakamayız. Terör örgütün baskısı ile evlerini geçindiremeyen babaların suratına bakamayız! Terör örgütü tarafından alçakça katledilen Aybüke öğretmenlerin, Necmettin öğretmenlerin, daha farklı binlerce kamu görevlilerinin annelerinin yüzlerine bakamayız!
ANAYASA'NIN 138. MADDESİNE DİKKAT ÇEKTİ, YARGIYA SESLENDİ
Yasin Börü'nün onun ruhaniyeti karşısında biz çok eziliriz. Onun ailesinin de yüzüne bakamayız. Bunların doğrudan muhatabı yargıdır. Siyasetin konusu olmaktan çıkmıştır. Buradan yargıya sesleniyorum. Anayasanın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa, bu açıklamaları yapanları da muhatap alıyor. Neden gereğini yapmıyorsunuz? Size talimat verilemez. Bunu söylemek zorunda kaldım.
KILIÇDAROĞLU'NA ÖĞRETMEN ELEŞTİRİSİ: BU SEFİL SİYASET ÜLKE SORUNU HALİNE GELMİŞTİR
CHP'nin başındaki zat bu iktidarın peşinden giden varsa, ben ona öğretmen demem diyerek faşizmin en sefil örneğini hem de öğretmenler gününde sergilemiştir. Bay Kemal, biz bana bir harf öğretenin kölesiyim diyen bir medeniyetin mensuplarıyız. Sen öğretmenlerimize hakaret etsen de, saygısızlık yapsan da öğretmenler bizim başımızın tacıdır. Kendisine tabi olmayan herkese hakaret eden bu sefil siyaset ülke sorunu hale gelmiştir. Belediyelerindeki salgın haline gelen rüşvet olayları ile ilgili bir şeyler söylemedi. Aldıkları bir disiplin kararı dışında tık yok. Bu faşist zatın son hezeyanını öğretmenlerimize bırakıyoruz. Bizim için her öğretmen hangi partiye oy verirse versin şükrana layıktır.