Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bölücü terör örgütünün baskısı azaldıkça, vatandaşlarımızla gönül bağımız artıyor. Şimdi, bölücü örgütün Suriye'de terör koridoru oluşturma projesini çökertmeye geldi.
Tarihin sayfalarında kaybolan partilerin ortak özelliği milletten uzaklaştıklarının farkına varamamalarıdır. Geçmişte partimizin çatısı altında olup da şimdi dışarda başka havalarda gezen hiç kimsenin partimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur.
Herkes ağzını açmadan önce nerede olduğuna kimlerle aynı safa geçtiğine dikkat etmelidir. Milletimizle birlikte verdiğimiz hayati mücadelede en küçük desteklerini görmediğimiz hatta çoğu zaman karşı tarafta olan kişilerdir. Dünyada, ülkemizde neler oluyor, bununla ilgili sesiniz çıkmayacak. Bir referandum yapılıyor, partimiz evet diyor. Bununla ilgili hayır kampanyası yapıyor şimdi de kendinde söz hakkı görüyor.
Bu birlikteliği zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değillerdir. Bu trenden düşenler düştükleri yerde kalırlar. Bu süreçte bize düşen kendi içimizi sağlam tutmak, hedeflerimizden uzaklaşmamaktır. Hırslarının esiri olanların hükmünü milletimiz zaten veriyor.
Gündemimizdeki en önemli meselelerden biri de Kudüs. ABD'nin kararının ardından başlattığımız yoğun diplomasi trafiğinin ardından hızla bir çalışma başlattık. İTT zirvesi İslam dünyasının uzun zamandır ilk defa bir konu etrafında kenetlenmesini sağladı. İkircikli davranan ülkeler var, hepsini biliyoruz. Kudüs'ün dünya gündeminin üst sıralarına çıkmasını sağladık. Bir süredir düşlerimizde görmekle yetindiğimiz Kudüs'ü kalbimizle kucaklayacağımız günler uzak değildir. Bunun birinci şartı Türk milleti olarak birliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmemiz ve İslam dünyasının aynı feraseti gösterebilmesidir.
Sümela Manastırı da restore ediliyor. Ayrımcılık niyetimiz olsa bu işlere niye girelim? Bizim teröre bulaşmamış vatanımızın birliğine inanmış her türlü inanca saygımız vardır. Kudüs Osmanlı'nın elinden çıktığı günden bu yana ne huzur ne barış var. İsrail'in çımarıklıkları bölgeyi ve dünyayı felakete sürüklüyor. Sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onların haklarını hukuklarını korumaya devam edeceğiz.
AK Parti hükümetleri döneminde kardeş coğrafyalardan başlayarak dünyanın tamamına yayılan bir açılım politikası başlattık.
Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıklar bizi hedeflerimizin gerisine düşürse de toplumlar seviyesinde bu bölge ile toplumlar zemininde güçlü bir kucaklaşma yaşadığımızı kimse inkar edemez.
Şimdi önümüzde Latin Amerika ülkeleri var. Çok ciddi atılım politikası ile dünyaya yayılacağız.
Biz hem üzerimize salınan terör örgütlerini tepeleriz, sahada iddiamızı sürdürürüz, hem de asıl hedeflerimizi muhafaza ederiz.
15 Temmuz darbe girişimini başaramayanlar şimdi farklı darbe girişimlerinin arayışları içerisindeler. Bunu da özellikle ifade etmem gerekir. Şu anda Amerika'daki malum dava bir siyasi içerikli bir darbe girişiminin adresidir. Ve bu öylece atılmış bir adım değildir. Türkiye'yi güya kendilerine göre ekonomik noktada sıkıştırmak, FETÖ, CIA, FBI ile sıkıştırmak suretiyle bir operasyon yapılmaya çalışılıyor. Bu da tutmayacak, bunu da başaramayacaklar. Türkiye kabile devleti değildir, bunu da bilmeleri lazım. Biz istiklal mücadelemizi küllerimizden yoğrularak ayağa kalktık, öyle kazandık.
Bizim stratejik ortak olarak bildiğimiz dostlar, Suriye ve Irak sınırında terör örgütlerine silah desteği veriyorlarsa, biz kendileriyle neyi konuşacağız? Hep söylüyorum, 4 bin TIR dolusu zırhlı taşıyıcılar, tank, top... Bunlar kime veriliyor? Terör örgütüne. Defalarca uyarmamıza rağmen bir geri adım var mı, yok. Sonra bize nasihat çekmeye çalışıyorlar, o nasihatı kendinize saklayın. Dürüstlük yoksa daha önce de söylediğim gibi biz göbeğimizi kendimiz kesmeye devam ederiz.
Sarıkamış bir zaferdir. Ülkemiz Sarıkamış'ta olduğu gibi binlerce kahramanla kurulmuş ve bugünlere gelmiştir. Aralarında merhum dedemin de olduğu tüm Sarıkamış şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Bugün Erdoğan'a yönelik saldırılar sanıyor musunuz ki şahsımıza ve partimizedir? Bu saldırılar bizlerin nezdinde 80 milyonun nüfusu tüm Türkiye'yedir.
Münir Özkul beyefendiye Allah'tan rahmet diliyorum aynı şekilde Aydın beye Allah'tan rahmet diliyorum. Öncelikle ailelerine tüm sanatseverlerimize milletimize başsağlığı diliyorum.
Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı hadiselerin amacı ortaya çıkmıştır. Milletimizi parçalamak isteyenlere karşı adeta yeni bir istiklal savaşı veriyoruz.
Bu yıl cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ayrıntılarını tamamlamak mecburiyetindeyiz. MHP ile elele vererek dayanışma içerisinde temenni ederim ki ana muhalefet de buna katılır. Bu süreci hızlandırmamız gerekiyor. Önümüzdeki bir asrı kucaklayacak yönetim modeli oluşturmaya kararlıyız.
"ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM"
Bu seçimler arifesinde Sayın Bahçeli'nin yerli ve milli duruşunu özellikle vurgulamalıyım. Bu duruşla birlikte inanıyorum ki ülkemizde bizi bölmek ayrıştırmak isteyenler hedeflerine ulaşamayacaklar. Bizler 7 Ağustos ruhuhu yaşamakta kararlıyız. Birileri acaba şu ne der bu ne der diyor. Kusura bakmasınlar biz ne deriz? Aslolan budur. Biz Sayın Bahçeli ile bir araya geliriz, konuşuruz. Uyum yasaları ile ilgil içalışmaları yapar geleceğe yürürüz. Birlikte yapmamız gereken çok şey var. Milletimizin bize verdiği sorumluluklar var. Bunları yerine getirmek bizim görevimizdir."