Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı Ay Yıldız Projesi Temel Atma Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere kahramanlarımızın her birini şükranla yâd ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyorum.
Milli Savunma Bakanlığımız ve Genelkurmay Başkanlığımız 1930'lu yıllarda Kızılay semtindeki binalarda faaliyet gösteriyordu. Artık bize bir müşterek merkez gerekiyor. 12,6 milyon metrekarelik bir arazi üzerinde konumlandırılan proje, 15 bin kişiye hizmet verebilecektir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Ay Yıldız Projesi gibi abide yapıların, temel işlevleri yanında millet ve devletlerin gücünün sembolleri olduğuna inanıyorum.
Artık Kızılay'ın içerisinde dağınık Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olmayacak. Duruşuyla, düşmana korku, dosta güven veren bir yapıyı meydana getirmiş olacağız. Merkezi bir savunma sistemini, müşterek bir savunma sistemini bulunduracağız.
Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarına karşılık verecek bu projenin milletimize ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum. Bu projenin aynı zamanda başkentimize de ayrı bir değer katacağını düşünüyorum.
Malazgirt'te her yıl iştirak ettiğimiz törenlerde yaşadığımız atmosfer bu zaferin nasıl zorluklarla kazanıldığını tekrar tekrar hatırlatıyor. Milletimiz kadim çağlardan beri Anadolu'da mevcudiyet göstermiştir. Kimi takvimlerde ağustos ayı Alparslan ayı olarak geçmektedir. Bu büyük zaferden birkaç yıl sonra Anadolu Selçuklu Devleti önce İznik sonra Konya başkentli olarak kuruldu. Özellikle Haçlı seferlerinde çok büyük mücadeleler vermiş ve misyonunu Osmanlı'ya devrederek tarih sahnesinden çekilmiştir. Osmanlı geride silinmez izler bırakarak tarihteki yerini cumhuriyetimize devretmiştir. İstanbul'un fethi batı tarihinde çağ açıp çağ kapatacak kadar derin etkiler yapmıştır. Çanakkale Zaferimiz ve İstiklal Harbimiz adeta bize vatanımızı yeniden kazandırmıştır.
Gazi Mustafa Kemal'in geniş vizyonuyla başlatılan çok sayıda projenin önüne kifayetsiz zihniyetlerle kesilmiştir. Askerimiz vardı, yüreğimiz vardı, bileğimiz vardı ama tabiri caizse yeterli silahımız yoktu. Gerektiği kadar cephanemiz yoktu. İhtiyacımızı karşılayacak aracımız, gerecimiz yoktu.
Kıbrıs Barış Harekatı bu gerçeği görmemize vesile olması bakımından da hayırlı bir adım olmuştur. Neredeyse 40 yıla yaklaşan terörle mücadele sürecimizin ilk döneminde aynı sıkıntılar yüzünden ülkemizin ne kadar ağır kayıplara uğradığını en iyi buradaki heyet biliyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin dışarıdan aldığı destek ne olursa olsun kıytırık bir terör örgütü karşısında adeta eli kolu bağlı hale düşürülmesine yol açanlar tarih önünde mutlaka hesap verecektir. Telsizimiz yoktu. Amerika telsizlerimize el koydu, vermedi. Askerimiz maalesef telsiz bulamadığı için susturma tekniğini kullanarak savaştı.
Şimdi bunları kendimiz yapar hale geldik. Bunların ötesine geçtik. Şimdi İHA'mız, SİHA'mız var, şimdi TİHA’mız da var. Bunlarla birlikte bundan sonraki süreç, savunma sanayinde artık ihraca başladık. Artık 'ne verirsin' demeyeceğiz. Artık 'ne alırsın' diyeceğiz. Bunun için de bütün bombalarına varana kadar her şeyi kendimiz üretir hale geldik.
Şimdi ben FETÖ'ye de sesleniyorum. Çarşamba günü muhteşem bir yargı binasını da açıyoruz. Artık merdivenaltı çalışan yargı mensupları olmayacak. Her şeyiyle muhteşem Yargıtay binasında çalışmalar çok daha huzurlu bir ortamda yapılacak. Milletimiz 15 Temmuz örtülü işgal girişimini göğsünü kurşunlara siper ederek geri püskürtmüştür. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik günümüz, mührümüzü Anadolu'ya bir kez daha vurduğumuz gündür. Bizim için 15 Temmuz, öncesindeki ve sonrasındaki terör saldırılarıyla, sınır ötesi harekatlarıyla, siyasi ve ekonomik mücadeleleriyle son İstiklal Harbimizin sembolüdür.
Malazgirt'ten 15 Temmuz'a uzanan tüm bu zaferler silsilesinin tüm kahramanlarını buradan bir kez daha şükranla selamlıyorum."