"Stres Koçu" adını onaylatan Hasan Rıza Günay, ABD'de ve Türkiye'de ilginç mesleğini icra ediyor. Yıllardır ekmek parasını tekme tokat yiyerek kazandığını belirten Günay'ın müşterileri, genelde kadınlar oluyor.
116
Hasan Rıza Günay, mesleğini icra etmeden evvel, etrafında bulunan insanların çoğunun iş sahibi olduğunu ancak, kendisinin bir türlü iş bulamadığını, bunun için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Dizi ve film izlemeyi çok seven Günay, Kemal Sunal'ın Şark Bülbül'ü filminin "Mazlumu getirin bana" repliğinden esinlenerek 2010 yılında mesleğini hayata geçirdi. Filmde, herhangi bir şeye sinirlenen patron, işçisini stres atmak için dövüyordu. Günay da, eşine veya işine sinirlenen, canı sıkılan, stres atmak isteyen kim varsa onlara bir kapı açtı ve yıllardır kendini dövdürerek, bu ilginç meslekten milyonlar kazandı.
216
STRES KOÇU MARKASININ PATENTİNİ ALDI
Günay, "Stres Koç"luğu adını onaylatmak için başvuru yaptı. 2012'de onaylanan başvuru sonucu "Stres Koçu" markasını Türkiye Patent Enstitüsü güvencesi altına aldı. Günay böylelikle Türkiye'nin ilk tescilli dayak yiyen adamı unvanına sahip oldu.
Stres Koçu'nun, stresli, canı sıkkın, depresyonda olan veya iş, eş hayatından çok şikayetçi olan insanlara ilaç tedavisinden daha iyi geldiğini aktaran Günay, mesleğini icra ederken uyguladığı teknikleri aktaran Günay,
316
"Kemal Sunal'ın Şark Bülbül'ü filmi vardı. Patronuna kendini dövdüren bir insan karakteri vardı. Ben bu mesleğe dönüştürmek için kendime vuruşlar yaptırarak bu işe başladım. Haykırma, bağırma, çağırma, bilinçaltındaki olumsuz düşünceleri ve duyguları (endişe, öfke, kıskançlık, korku) stres koçuna yansıtılması esasına dayanan metot. Daha sonra zararsız maddeleri (yumurta, meyve, pasta, su balonu) kendime attırma metodunu çıkardım. Bir başka metotta ise danışanımı yaşadığı ilişkisinde aldatan kişinin fotoğrafından hazırlanan maskeyi yüzüme takıyorum. O canlandırma esnasında danışanımın içindeki öfke, kin, bilinçaltındaki düşünce ve fikirleri kendime yönlendiriyorum. Bu metotta danışanımın sevmediği politikacıyı, sanatçıyı, düşmanı olan insanı da canlandırıyorum. Ona gaz vermek için onu, o atmosfere sokuyorum. Bir rahatlama ortamı sağlıyorum." ifadelerini kullandı.
416
"SEBEBİNE GÖRE MÜŞTERİ ALIYORUM"
Müşteri seçtiğini söyleyen Günay, her müşteriyi almadığını sebeplerine göre bunu belirlediğini aktardı. Kimi müşterinin egosunu tatmin etmek için gelmek istediğini söyleyen Günay, "Kimileri beni tanımak istiyor, 'Nasıl bir adam?' diyor. Anlıyorum ben davranışından, telefonu açmasından. Biliyorum ki bu müşteri sıkıntısından değil de egosunu tatmin etmek istiyor. Bir kereye mahsus onlara fiyat veriyorum. Her müşteriye gitmiyorum. Yüz yüze geldiyse ne amaçla geldiğini anlıyorum. Öncelikle sebebini, ana konusunu öğrenmeye çalışıyorum. Gerçekten bir sıkıntısı mı var ya da bir medet mi umuyor, hiçbir çare bulamadığı şey ne?
516
Onun kafasındaki esas temayı çözmeye çalışıyorum. Bu kişilere karşı nasıl davranacağımı biliyorum ama egosunu tatmin etmek için benimle bir aktivite yapmak isteyenler olduğunda da onları da geri çevirmiyorum çünkü bu işten ekmek yiyorum. Ona göre de bir fiyat belirliyorum. Karşımdaki kişi art niyetli, kötü niyetli olduğunda, bunun karşılığında maddi ya da manevi bir şey vermeyeceğini anladığımda geri çeviriyorum". dedi. Seanslarının 15 dakika sürdüğünü de aktaran stres koçu, "Zamanım da kısıtlı. Günde en fazla gidebileceğim müşteri 2-4'tür. Benim çalışma şeklim insanların evlerinde, ofislerinde ya da spor salonlarında aktivite uygulama." ifadelerini kullandı.
616
"BİR FİLM GİBİ DÜŞÜNÜYORUM"
İşini profesyonel olarak yaptığını ve sinirlerine hakim olması gerektiğini belirten Günay, dayak yediği anlarda, kendini bir dizi veya tiyatro sahnesinde gibi hissettiğini söyleyerek "Sinirlenmeden, müşterinin yerine kendimi koymadan, yapılan davranışı bir tiyatro, film gibi düşünüyorum. Bana karşı yaptığı hatalı konuşmaları, söylemleri, fikirleri, üzerime alınmıyorum. Çünkü o insanın benimle bir husumeti veya düşmanlığını yok. Onun da benimle olmadığını bildiğim için bu konuda rahat oluyorum. Diyelim ki Ahmet ve ya Ayşe'ye bağırıyor, o ismi özellikle rica ediyorum ki benim adımı karıştırmasın." dedi.
716
VÜCUDUNUN BAZI BÖLGELERİNİ KORUYOR
İş esnasında ağır ve nokta darbeler almamak için vücudunda bazı bölgeleri koruduğunu aktaran Günay "Bir kadının kuvveti en fazla 12-14 yaşındaki bir erkek çocuğu kadardır. Burun kemiği ve haya bölgesi hariç vücuduma vurduruyorum. Kimilerine boks eldiveni de veriyorum. Erkeklerde ise daha korunaklı bir sisteme geçiyorum. Bazıları kask takmamı istemiyor. Ben de ellerimle yüzümü kapatarak vurmasını sağlıyorum." ifadelerini kullandı.
816
MÜŞTERİLERİNDEN İMZA ALIYOR
Günay, dayak yemeden önce müşterilerinin içinin rahat etmesi için bu işi kendi isteğiyle yaptığına dair belge imzalatıyor.
Genelde kadınların çok daha stresli ve öfkeli olduğunu belirten Günay, müşterilerinin yüzde 70'ini kadınların oluşturduğunu söyledi. Hasan Rıza Günay, kadınların altın günlerine ve kadın günlerine de katılıp, orada da dayak yediğini anlattı.
916
AMİŞLER BANA DOMATES, YUMURTA VE YUMUŞAK MEYVE FIRLATTI
Hasan Rıza Günay, 6 yıl ABD'nin farklı eyaletlerinde mesleğini da icra ettiğini ifade eden Günay, mesleğine başlamadan önce, ABD'deki amişlerle beraber kaldığını, o yıllarda ise hayvan ürünleri alma karşılığında kendine yumurta ve yumuşak meyveler fırlatıldığını belirterek,
"Gurbette dil bilmediğim için mecburen bu işe girdim. Sosyal sorumluluk projesi altında girdim, para karşılığı olmadan. Metotlarımı Türk müziği ile 'tulumba' adıyla lanse ederek uyguladım. ABD'de huzur evlerinde, askeri emekli lokallerinde, belediyelerin karnaval, panayır gibi etkinliklerinde işimi yaptım. Green Kart alana kadar çalışma yasağım vardı. Evde, odada, bahçede oturmam lazımdı.
1016
17. yüzyılın alışkanlıklarıyla yaşayan ve teknolojiyi tamamen kullanmayan Amişler ile tanışma fırsatı buldum. Hayatlarını inceledim. Barter usulü alışveriş yapıyorlar. Parayı çok sevdiklerini fark ettim. Evde yaptığım künefe, kebapları onlara ikram ederek samimiyet kurdum. Çalışma yasağımın olduğu bu dönemde ne yaparım diye düşündüm. Dart gibi kendimi hedef tahtası yaptım. Yumurta, domates ve yumuşak meyveleri kendime attırarak eğlence adı altında gençlerle aktivitelerimi yaptım. Para almıyordum ama etkinlik karşılığında, hayvan ürünleri alıyordum." dedi.
1116
İcra ettiği meslek sebebiyle ailesinden veya yakın çevresinden kimi zaman alaya alındığını kimi zaman ise sert şekilde eleştirildiğini söyleyen Günay, "Art niyetlilere dedim ki bu işe girdik, gittiği yere kadar gideceğiz. Alnımızın akıyla çalışıp, emeğimizle helal lokmamızı kazanıyoruz. Biz de böyle bir yolu seçtik, buna saygı duymanız lazım dedik." ifadelerini kullandı.
1216
Stres koçu olmak isteyenleri eğitmek isteyen Günay, 3-5 yıl daha dayak yedikten sonra bayrağı gençlere devretmeyi düşünüyor.