Deprem toplanma alanları İstanbul | İstanbul Acil Toplanma Alanları neresi?

İstanbul Acil Toplanma Alanları neresi? Acil toplanma alanları nasıl öğrenilir? Nereden öğrenilir? soruları Elazığ'da meydana gelen şiddetli deprem sonrasında araştırılmaya başlandı. Biz de sizler için bu merak edilenleri araştırdık. İşte tüm detaylar

Elazığ'da meydana gelen şiddetli depremler sonrasında internette acil toplanma alanları araştırılmaya başlandı. Peki İstanbul Toplanma Alanları neresi? Tüm merak edilenler haberimizde

İSTANBUL ACİL TOPLANMA ALANLARI NERESİ?

eprem konusunda bilgi toplamaya çalışan vatandaşlar e-devlet üzerinden afet zamanında acil toplanma alanlarını il, ilçe, mahalle ve sokak ismini girerek ev ve iş yerlerine en yakın toplanma alanlarının yerlerini öğrenebiliyorlar.

AFAD’ın sitesinde acil toplanma alanları ile ilgili verilen bilgiler şöyle:

Acil durum toplanma alanları ile ilgili bilgi almak isteyen İstanbullular E-Devlet’e  giriş yaparak “Acil Toplanma Alanı Sorgulama” başlığından ikametlerine en uygun toplanma alanları bilgilerini öğrenebileceklerdir.

ACİL TOPLANMA ALANLARINI ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ

ACİL TOPLANMA ALANI NEDİR?

Toplanma alanı, acil durumlarda (yangın, deprem vs), işyerini tahliye etmemiz gerektiği zamanlarda o an o yapı içerisinde bulunan herkesin (çalışan veya çalışma alnında o an bulunan kişiler) toplanabileceği güvenli alanlar olarak tanımlanmaktadır.
Toplanma Alanları tehlike anında insanların uzaklaşmasını sağlamak içindir. İşyeri için bu düşünüldüğünde çalışanların bilgilendirilmesi önem arz eder. Bu hem tehlikeden uzaklaşmalarına yardımcı olacaktır. Hem de toplanılan alanda yapılan sayım sonrasında içeride birinin kalıp kalmadığının kontrolü sağlıklı bir şekilde sağlanmış olacaktır.Toplanma Alanı bilinmediğinde ve bu kontrol sağlanamadığında içeride birinin kalmış olabileceği düşünülüp, onu kurtarmak için içeri girilebilme ihtimali doğacaktır. Ve bu durum içeri giren kişinin hayatının tehlikeye atılmasına sebep olacaktır.

17 Ağustos 1999 yılında yaşadığımız deprem sonrasında ülke olarak büyük kayıplar verdik. Marmara depreminden sonra çeşitli önlemler alındı. En önemlilerinden biriside depremin ardından İstanbul’da “Afet Acil Eylemi Planı” çerçevesinde 493 toplanma alanı belirlendi. Ancak geçtiğimiz yıllardan bugüne toplanma alanlarının sayısının düştüğü gözlenmekte.
toplanma alanları ile ilgili bilgiyi İstanbul’da ikamet edenler için e-devlet’e giriş yaparak “ Toplanma Alanı Sorgulama” başlığından yaşadıkları ve çalıştıkları yerlere en uygun toplanma alanı bilgilerini öğrenebilirler.
Deprem Toplanma Alanı, başta deprem olmak üzere olası her felaket sonrasında vatandaşların toplanabileceği güvenli alanlar olarak tanımlanmaktadır.

ACİL TOPLANMA ALANININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Toplanma alanı için karar verilen yerin doğruluğu önem arz eder. Bu alanın seçimi, çalışanların bilgilendirilmesi ve işaretlenmesi konuları için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.

Toplanma Alanı olarak belirlenen alanın binadan güvenli bir uzaklıkta olması gerekmektedir. Toplanma noktası oluşturmanın asıl amacı tehlike anında yapıda bulunan herkes için  tehlikelerinden uzak bir alanda güvenli bir şekilde toplanılmasını sağlamaktır. Yangın veya deprem gibi tehlikeli durumlarda bina duvarlarının çökme ihtimaline karşın binanın yüksekliğimin en az 1,5 katı bir mesafede olması önerilmektedir. Bu sayede yıkılan duvarların molozları ve tozları insanların üzerine doğrudan gelmeyecektir.

Önemli olan bir diğer hususta  Toplanma Alanı elektrik hatları, trafik veya farklı tehlikelerin olduğu alanlarda da olmamalıdır.

Yapılan işin türüne göre, eğer patlama riski veya kimyasal tehlikeler mevcut ise  Toplanma Alanı da uzak bir alanda oluşturulması önerilmektedir.

DEPREM NEDİR ?

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir.

DEPREM NASIL OLUŞTU?

Dünyanın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre, yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km.kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır.Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa Manto adı verilir. Manto'nun altındaki çekirdegin Nikel-Demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir.Yerin, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir. Enine deprem dalgalarının yerin çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Manto genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır.

Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır.Burada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha"lara bölünmektedir. Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır. Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe taşyuvarda gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır. Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır. Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.

Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magmada okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır. Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır. Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay tatkürenin altında devam edip gitmektedir.

İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır.

Yukarıda, yerkabuğunu oluşturan "Levha"ların, Astenosferdeki konveksiyon akımları nedeniyle hareket halinde olduklarını ve bu nedenle birbirlerini ittiklerini veya birbirlerinden açıldıklarını ve bu olayların meydana geldiği zonların da deprem bölgelerini oluşturduğunu söylemistik.

Gündem Haberleri