Depremde hasar gören tarihi eserler ve hikayeleri!
Kahramanmaraş'ta meydana gelen deprem sonrası 10 il büyük zarar görmüş, birçok ev yıkılmıştı. Evlerin yanı sıra Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa gibi tarihin en nadide eserleri de büyük bir riskler karşı karşıya kaldı. İşte deprem sonrası hasar görmüş Türkiye'nin en önemli tarihi yapıları.
112
HABİBİ NECCAR CAMİ
Caminin tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir. 638 yılında Müslüman Arapların Hatay'ı ele geçirmesi sonrası Türkiye sınırları içerisinde bulunan ilk cami olarak bilinmektedir. Cami ise Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı' nın adını taşımaktadır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresi’nde geçmektedir.
212
MS 40’lı yıllarda Hz. İsa’nın havarileri Antakya’ya gelip tanrının tek olduğunu anlatmaya çalıştıklarında onlara inananların başında bir marangoz (neccar) gelir. Neccar, Pagan inanışından vazgeçip İsa ve havarilerine katılır. Ancak havarilerin yeni vaazları halkı öfkelendirir. Kral da havarileri hapse attırır. Bunun üzerine Antakya’ya yeni bir elçi gönderilir. Kralı ikna eder ve arkadaşlarını kurtarır. Halk ise havarilere inanmamakta kararlıdır. Uğursuzluk getirdiklerini düşündükleri için onları taşlayarak öldürmeyi planlamaktadır. Habib-i Neccar kargaşa esnasında öldürülür. Rivayet edilir ki kesilen başı, Habibi-i Neccar Dağı’nın tepesinden, şimdi türbesi ve mezarının bulunduğu yere kadar yuvarlanır. Ne yazık ki camii depremden ciddi derecede hasar almıştır.
312
DİYARBAKIR SURLARI
Milattan önce 4.Yüzyılda inşa edildiği düşünülmekte olan Diyarbakır surları savunma amaçlı tasarlanan burçlar genellikle üç veya dört katlıdır. Kapalı mekânları iki kattan oluşur. Surların zemin katları depo, birinci ve üst katları ise askerlerin kaldığı bölümler olarak değerlendirilmişti. Diyarbakır Surlarının dört ana kapısı bulunmaktadır. Surlar, Dağ Kapı (Harput Kapısı) ile kuzeye, Urfa Kapı (Rum veya Halep Kapısı) ile batıya, Mardin Kapı (Tell Kapısı) ile güneye, Yeni Kapı (Su, Satt veya Dicle Kapısı) ile doğuya açılmaktadır. 20.yy’ın başlarına kadar sur kapılarının geceleri kapatılarak, kente giriş çıkışın kontrol edildiği bilinmektedir. Surların kuzeydoğusunda bulunan ve yine dört kapısı bulunan İç kale; Saray Kapı ve Küpeli Kapı ile sur içine, Oğrun Kapı ve Fetih Kapı ile sur dışına açılmaktadır.
412
Diyarbakır surları depremden sonra ise ne yazık ki zarar gördü. Kente hakim olan 30’a yakın uygarlığın mimari karakterlerini, dönemlerinin sanatsal üsluplarını yansıtan oyma ve kabartma motifleri ile görülebildiği tek örnek olma özelliği taşıyor. Roma döneminden bu yana hasar, onarım ve güçlendirme kanıtları bulunan surlar, bölge tarihinin birçok dönemine dair güçlü bir fiziksel ve görsel tanıklık sunuyordu.
512
HATAY MECLİS BİNASI
1 Dünya Savaşında Türkiye'yi işgal etmeye çalışan Fransa gibi ülkeler Hatay hakkında bir karara varamadılar. 1938 yılına geldiğimizde Hatay'ın özel statüsü için şehirde bir seçim yapıldı ve seçimle bir meclis oluşturuldu. Sonrasında "Hatay Cumhuriyeti" ilan edildi ve ilk ve son cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen seçildi. Meclis binası olarak ise Hatay Devleti bu binayı kullanmaya başlamıştı.
612
Fransa, askerlerini Hatay'dan çekme kararı alınca meclis, tarihi bir karar verdi ve 23 Haziran 1939'da oybirliğiyle Hatay'ın, Türkiye'ye katılmasını kabul etti. Bina boşaltıldıktan yıllar sonra 2008 yılında Meclis Künefe olarak kullanılmaya başlandı. Hataylı vatandaşlar ise bu duruma karşı çıkıp müze olarak kullanılmasını istedi. Fakat ne yazık ki Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6'lık deprem sonrası bina daha fazla depremin şiddetine dayanamayarak hasar gördü.
712
GAZİANTEP KALESİ
Gaziantep'in merkezinde bulunan kale tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte uzman tarihçiler 6 bin yıllık olduğunu tahmin etmektedir. Kale Anadolu uygarlıklarından olan Hititler zamanında gözetleme kulesi olarak kullanılmaktaydı. Şehrin merkezinde inşa edilen kaleye çıkıldığında bütün şehri rahatlıkla görebilmek mümkündür.
812
Duvarları taş bloklardan yapılmış olup 12 kulesi ve burçları vardır. Kale, günümüzde Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi olarak kullanılmaktadır. Kurtuluş savaşından bu yana savunma için kullanılan kale daire şeklindedir. Kale 6 Şubat 2023 yılında 7.7 ve 7.6'lık Kahramanmaraş depreminde ne yazık ki büyük bir zarar gördü. Depremin şiddetinden dolayı taş bloklar şehrin yollarına döküldü.
912
ADIYAMAN ULU CAMİ
506-1515 yılları arasında İkinci Anadolu Beyliklerinden olan Dulkadiroğlu Beyliği'nin Dulkadirli Beyi Durak Bey tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Cami hakkında resmi kayırlara geçen yeterli bir bilgi bulunmazken günümüzdeki görünümünü ise 1863 yılında aldı.
1012
Dulkadiroğlu Beyliği döneminde Adıyaman'da inşa edilen cami Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6'lık deprem sonrası büyük bir hasar aldı.
TEHLİKE ALTINDA OLAN ESERLER
1112
GÖBEKLİ TEPE
Göbekli Tepe tarihin sıfır noktası. Dünya üzerinde bulunan en eski yapı olarak kayıtlara geçti. Şanlıurfa'da taş sütunların (megalitler) bir arada bulunduğu yapının neden inşa edildiği bilinmezken birçok tarihçi üzerinde hala araştırmalara devam etmektedir. Hayvan motiflerinde boğa, yaban domuzu, yılan, tilki, yaban ördeği ve akbaba en sık görülen motifleri yer almaktadır. UNESCO tarafından 2011 yılında Dünya Mirası geçici listesine alındı ve 2018'de kalıcı listeye girdi. Ancak Kahramanmaraş'ta meydan gelen iki büyük şiddetli deprem sonrası Şanlıurfa da etkilenen iller arasında yerini aldı. UNESCO, Dünya Mirası Listesinde bulunan eserleri korumak için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi.
1212
NEMRUT DAĞI
Adıyaman'da Kommegene olarak bilinen krallığa ait Nemrut Dağında bulunan eserler Doğu ve batı teraslarında Antiochos ile tanrı-tanrıça heykellerinin yanı sıra aslan ve kartal heykelleri bulunmaktadır. Batı terasında aslanlı bir horoskop yer almaktadır. Aslanın üzerinde 16 ışından oluşan 3 adet yıldız vardır ve bunların Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil etmekte olduğu sanılmaktadır. Tarihte bilinen en eski horoskoptur. 1987'de UNESCO Dünya Mirası Listesine alınan bölgede Kahramanmaraş depremi sonrası açıklamada bulunan UNESCO, "bu bölgeleri hızla güvence altına almak ve istikrara kavuşturmak amacıyla hasarın kesin bir envanterini oluşturmak için uzmanlarını seferber ediyor.” ifadelerini kullandı.