Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Ankara’da bir araya geldi. İki bakan heyetler arası görüşmelere katıldıktan sonra kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Karşılıklı yatırımların artması konusunda birlikte çalışacağız. İran'da 200'e yakın firmamız var bu firmaların karşılaştığı sorunların aşılması için temaslarımız var. Bunları da ele aldık.
İran'da üretim kapasitesinin artırılması için neler yapabileceğimizi görüştük. Turizmde sayı bakımından pandemi öncesi döneme döndük, hatta aştık. Havayollarımız karşılıklı olarak haftada 2-3 sefer gerçekleştiriyor.
Terörle mücadele iki ülke için de önemli. Ortak gündemlerimizden biri de terörle mücadeleydi. PKK tehdidinin ortadan kaldırılması için biz gerekli tedbirleri alıyoruz. Maalesef PKK'nın İran tarafında da bir mevcudiyeti var. Bizim Kürt kardeşlerimizle teröristleri ayırt edip, teröristlerle mücadele etmemiz gerekiyor.
İran'a yönelik yaptırımların doğru olmadığını biz hep savunuyoruz. Yine Irak'ı ve Ukrayna'yı değerlendirdik. Afganistan ve eğitim yasağı konusunda ve Filistin konusunda hemfikiriz. Komşu ve kardeş ülke ile ortak fikirde olmak bizim için önemli.
"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM ÖNCELİĞİMİZDİR, BUNU GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DESTEKLİYORUZ"
Suriye konusunu geniş bir şekilde değerlendirdik. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim önceliğimizdir, bunu güçlü bir şekilde destekliyoruz. 11 yıldır devam eden bir savaş var. Bu konuda önemli adımlar attık. Artık sonuç odaklı adımların atılması lazım.
Bu konuda rejimle 3'lü bir toplantı gerçekleştirildi. Önümüzdeki süreçte Dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı yapılması planlanıyor. Bu toplantılar yapıldıktan sonra da öncesinde de biz İran'ı da bilgilendirdik.
"ASTANA FORMATINDA İRAN İLE YAKIN İŞBİRLİĞİMİZ DEVAM EDECEK"
Bugünkü görüşmelerimizde İran'ın da bu sürece katkısının önemli olduğunu vurguladık. Yakın işbirliği içinde çalışacağız. Astana formatında İran ile yakın işbirliğimiz devam edecek. Irak'ın istikrarı için de önemli katkı sağlayabileceğimizi dile getirdik.
Irak'la ilgili bölgesel sahiplenme önemli. Başka ülkelerin yönlendirmesi ile adım atmaya gerek yok. Irak'ta bir sorun varsa bu bizim sorunumuz. İran'daki sorun bizim sorunumuzdur. Batılı ülkelerin bizi bir araya getirmeye çalışması doğru bir yaklaşım değil.
"SURİYE'YE DÖNECEK OLURSAK BU TERÖRİSTLERİN BURADAN TEMİZLENMESİ GEREKİYOR"
Maalesef savaşın etkisiyle Suriye içinde teröristler bulunmaz bir fırsat yani boşluk oluştu. Teröristler Suriye'nin kuzeydoğusundaki bölücü faaliyetlerini artırdı. Suriye'de PKK ve YPG'nin amacı belli. Bazı ülkelerin desteği ile Suriye'yi bölüp bir terör devleti kurmak istiyorlar. Bir terör koridoru oluşturmak istediler biz hem DAEŞ hem PKK'ya operasyonlarımızla bu planları öldürdük.
Tel Rıfat-Münbiç bölgesinde ve Fırat'ın doğusunda PKK mevcudiyeti artıyor. Biz bunları hedef alıyoruz. Oradaki sivillere bir zulüm söz konusu. Irak'ta da aynısını yapıyorlar. Suriye'ye dönecek olursak bu teröristlerin buradan temizlenmesi gerekiyor. ABD ve Rusya bu konuda verdikleri sözleri tutmadılar. Teröristler buradan temizlenmedi, ülkemize yönelik saldırılar sürüyor. Teröre karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.
İSVEÇ'TEKİ SKANDAL EYLEM
Savcılığın soruşturmaya gerek yok kararı son derece absürt. Hepimiz hukukun üstünlüğünü biliyoruz. Bu gösteriyi kimler yapıyor, teröristler. İsveç'in ahitnameye göre bunlarla mücadele sözü var mı var. İkincisi ifade özgürlüğünden bahsediyorlar. Bu gösteri ırkçılık içeriyor mu evet, nefret suçu içeriyor mu evet. Bu iki suç İsveç'te serbest mi bize bunun cevabını versin. Kimse bizi kandırmaya çalışmasın. Bu nefret ve ırkçılık içeren bir eylemdir. Uluslararası hukuka göre suçtur. İsveç bu kelime oyunları ile bizi kandırdığını sanıyorsa kendini kandırır.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İran İslam Cumhuriyeti'nde kadınlar çok yüksek özgürlük ve haklara sahipler. Bir kızın ölümü hepimizi büyük üzüntüye doğdu. Gerçek şu ki, yabancı güçlerin müdahalesi, sosyal medyanın çabalarıyla İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde bir komplo girişiminde bulunuldu. Batı, kadın haklarının savunucusu olduğunu iddia ediyorsa neden Filistinli hıristiyan gazeteci hanımın, siyonist rejimin ölümüne karşı çıkmadı, tepki vermedi? İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti bölgemizde demokrasiye sahip olan iki ülkedir.