Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamasından satır başları şu şekilde;
"Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türk halkını ve Türkiye'yi dışlamak yerine hakça bir paylaşım istedik. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da her fırsatta bunu dile getirdi. Ancak maalesef Yunanistan ve Rum kesimi gerginliği artırmıştır. Bunun en son örneğini dün Yunanistan'ın bölgede askeri tatbikatlar yapmasıyla bir kere daha görmüş olduk. Uzun yıllar faaliyetlerimizi başlatmak üzere sabırla bekledik. "
"Gerek Maas'a gerekse Şansölye Merkel'e bu samimi çabaları için teşekkür ediyorum. Gerçekten objektif bir rol üstlenmeye çalıştılar. Borrell'e de sarf ettiği çabalar için teşekkür ediyorum. Yunanistan ve Rum kesimin saldırılarına maruz kaldıklarını görüyoruz. Çünkü onlar AB'nin koşulsuz desteği ile şımarmışlardır. Atina'daki basın toplantısında Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarına bakınca kendilerine yakışan seviyede açıklamalar gördük. Burada uluslararası hukuk çağrısını yineleyen Yunanistan'a hangi uluslararası hukuktan bahsettiğini sormak istiyoruz."
"Doğu Akdeniz'de gerginliği artıran biz değiliz. Yunanistan'dır, Rum kesimidir."
'ŞIMARIKLIKTAN VAZGEÇİN'
"Yunanistan'a şöyle bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu şımarıklıktan vazgeçin. Ön koşulsuz ve tam AB desteğiyle bir yere varılamayacağını artık anlamanız lazım. Bazı ülkelerin dolduruşuna gelerek kendinizi riske atmayın. Yok haklarımızı savunacağız, tatbikat yapacağız diye açıklamalarda bulunursanız bu sefer elimizden bir kaza çıkmaz, gereği neyse tereddütsüz bir şekilde yaparız. Oyuna gelmeyin. Biz diyaloğa varız. Bugün Mass'a da söyledim. Doğu Akdeniz'in etrafındaki tüm ülkelerle, Rum kesimi hariç, onlar önce Kıbrıs Türk tarafı ile muhatap olmak zorundalar, hakça gelir paylaşmak için, tüm ülkelerle hakça paylaşım için müzakere etmeye varız. Ama bunun için Türkiye'ye önkoşul getirmesin, hele hele Yunanistan'ı önkoşulu ile olmaz."
"Türkiye'yi diyalog istemeyen bir ülke konumuna sokmak istemeye hiç kimse çalışmasın. Türkiye hakça paylaşım için önkoşulsuz bir şekilde görüşmeye hazırdır. Geçmişte bu konuda iyi gelişmeler de olmuştu. Maalesef Çipras döneminde bu istikşafi yakınlaşmayı gösteremedik."