"Ey benim gülen yüzüm, sevgilim..
Senin güzelliğin dünyaya dedikodudur.
Bu ne güzellik? Bu ne yüz? Bu ne güldür ?
Acaba saçın amberi görüp mis kokulu olmuş ?
Bu ne saç, bu ne kahkül, bu ne zülüftür…
Aklım saçının kokusuyla doludur,
Bu ne güzel koku, bu ne ıtır, bu ne hoştur…
Gözyaşı dalgalarım taşıp başımdan aştı,
Bu ne deniz, bu ne ırmak, bu ne nehirdir..
Muhibbi ansızın divane oldu..
Bu ne aşktır ? bu ne derttir ? bu ne huydur?
"Ey misk-i amberim!
Bağrım, habibim, mah-ı tabanım.
Sırdaşım, mahremim, canım,
Güzeller üstü sultanım.
Hayatım, mahsulüm, ömrüm,
Kevser şarabım, cennetim.
Baharım, sevincim, gülüm, günüm.
Ey benim handanım.
Çınarım, seyr-i seyranım,
Gülistan ile bostanım,
İnci mercanım, sohbetim,
Sözüm, sabahım, akşamım.
Eğlencem, neşem, meclisim,
Çerahım, mumum, güneşim,
Turuncum, narım, narencim
Benim şem-i şemistanım..."
“Bezm-i gamda âh edip cânânı andım ağladım,
Yâr ile evvel geçen devrânı andım ağladım."
"Günde bir kez görmesem halim n'olur derken benim,
Bir yıl oldu görmez oldum ânı andım ağladım."
"Aşk mıdır ki boynuma takıp belâ zincirini
Gezdirip mecnûn gibi âlemde rüsvâ eyleyen"
"Seni can ile sevmek eğer günah ise bana
Baştan ayağa günah ile yüzü kara benim"
"Dudaklarından istesem derman beni ayıplamayın
Bu cihanda hasta mı var sağlığını istemeyen"
"Bağrı ateşler gibi yanan zavallı âşık uyuyamasa şaşacak ne var?
Nitekim mum sabaha kadar uyuyamaz."
"Karşında ben pervaneyem,
Sen şem-i tabansın bana…
Aşkınla ben divaneyem,
Sen afet-i cansın bana!"
"Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.
Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim."
"Ey muhibbî, sevgi diyarının dilencisisin sen
Dünyada sana padişah deseler ne çıkar"