Diyetisyen Sezen Çetinkaya, Ramazan ayında beslenmeye dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.
Diyetisyen Sezen Çetinkaya, "Uzun bir süredir ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi , çocukluğumuzda yaşadığımız ramazan kavramını biraz daha farklılaştırıyor. Kış aylarının kısa, serin günlerinde tutulan ve saat 18:00 de biten oruç şimdilerde yerini sıcak yaz günlerinde ve saat 20:45 lere kadar sürdüren bir döneme girdi. Bu durum sağlık problemi olanlar için daha yüksek risk teşkil ediyor. Sağlıklı bireyler için ise dini boyutunun yanında oruç, metabolizmanın yenilenmesi , yeme saatlerinin değiştirilmesi ile vücudun şaşırtılması ve detoks için harika bir fırsat. Tutabilen herkesin bu dönemi verimli geçirmesini öneriyoruz. Tabi oruç tutalım derken de vücudu yormak, aç ve susuz bırakmak, yetersiz uyumak gibi yapılan hatalı davranışlar direncinizi düşürerek kolay hastalanmanıza ve bu dönemi verimsiz geçirmenize neden olacaktır" dedi.
Ramazan döneminde en çok karşılaşılan problemlerin kabızlık ve susuzluk olduğunu ifade eden Çetinkaya, "Kısır döngü gibi birbirini tetikleyen iki unsur. Neyse ki yaz mevsimde bize sunulan kiraz, erik, karpuz, kavun, kayısı, yenidünya gibi su içeriği ve posa içeriği yüksek meyveler bizi bu durumdan kurtarıyor. Porsiyonlarını aşmamak şartı ile sahur sofralarınız da ve ara öğününüz de mutlaka bulundurunuz. Bunun yanında su tüketiminizi de arttırın. İftardan sahura kadar olan saat aralığında azar azar sık sık su tüketmelisiniz. Mideyi dinlendiren, ıhlamur, nane, rezene, papatya gibi bitki çayları, komposto, gibi içecekler içmelisiniz. Yine sahurda ayran ve kefir tüketmek de hem doyurucu hem de sıvı alımına yardımcı olacaktır. Bir diğer problem gün içerisinde yaşanılan ciddi baş ağrıları ve açlık. sahur saatinden kaynaklanan uyku saati değişiklikleri ve sağlıksız beslenme nedeni ile sağlıklı kişilerde yoğun baş ağrıları, migren hastalarında ise ciddi migren atakları ile karşılaşılmaktadır. Uzun süre açlık yaşanması nedeniyle kan basıncın değişmesi, akşam saatlerine doğru kan şekeri düşüklüğü vücudun gösterdiği reaksiyonlar arasındadır. Özellikle sahur saatinde, kaliteli proteinleri tüketmeniz size uzun süre tokluk sağlayacaktır. Sadece sebze yemekleri ve çorba veya su içip uyumak yerine yumurta, peynir, badem, ceviz gibi besinleri tüketmelisiniz" diye konuştu.
İftar saatinde aşırı yememeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Çetinkaya, "Gidilen davetler, iftar programları sebebi ile yemek çeşitleri, tatlılar, meyveler, çaylar derken uzun süre açlık çekmiş mideye eziyet etmenin size bir faydası olmayacaktır. Tam tersi hazımsızlık, kabızlık, kramp gibi ciddi sindirim problemleri yaşamanıza sebep olacaktır. Yine yoğun baş ağrıları çekmenize de sebep olacaktır. Orucunuzu mutlaka öncelikle oda ısısında bekletilmiş bir su içerek açın. Buz gibi sıvılar ve asitli içeceklerden uzun durun. İftariyelik olarak nitelendirilen ( hurma, peynir, zeytin, pastırma) dan tadımlık pideyle yedikten sonra ,hafif bir yemek olan çorbayı 1 kase yavaş yavaş tüketin. Ardından 10 dk gibi kısa bir süre ara verip. Zeytinyağlı bir sebze yemeği, salata, yoğurt ve 1-2 dilim ekmek ile yemeğinizi sonlandırabilirsiniz. Aşırı yağlı, kızartma, ağır et yemekleri, yoğun baharatlı, acılı, tuzlu yemeklerden uzak durunuz. Yine iftar ve sahur arasına ekleyeceğiniz ara öğünler önemlidir. Bu sayede yeterli ve dengeli beslenmeniz için gün içerisinde almanız gereken besin guruplarını 2 öğüne sıkıştırmamış olacaksınız. Böylece birden, fazla miktarda yemenizin de önüne geçmiş olacaksınız." ifadelerini kullandı.