TESTİS TÜMÖRLERİ NEDİR?
Çok sık görülen tümörlerden değildir. Tüm kanserler arasında yüzde 1 den az, ürolojik kanserler arasında yüzde 5’den az görülür. Batılı ülkelerde 3-10/100.000 yeni vaka görülür. Hastaların yüzde 1-2 sinde iki taraflı olabilir. En sık germ hücreli tümörlere rastlanır (yüzde 90-95). En sık görüldüğü yaş, seminom dışı tümörler ve mikst germ hücreli tümörlerde 3. dekad yani 20-30 yaşları arası, pür seminomlar için 4. dekad yani 30’lu yaşlardır (tip 2). Testiküler germ hücreli tümörlerin yüzde 5’i ekstragonadal yerleşimli olur, testis dışında gelişir.
Germ hücreli tümörler (GCT) seminom ve nonseminom (seminom dışı) olarak temelde ikiye ayrılırlar. Seminom dışı tümörler; embriyonel karsinom, yolk sac tümör, teratom ve koryokarsinomdur. Bunun dışında birçok farklı ve daha nadir görülen tipler de vardır.
Puberte öncesi çocukluk çağında yolk sac tümörler ve teratomlar görülürken(tip 1), ileri yaş erişkinlerde ise spermatositik seminom (tip 3) görülebilir. Bunlar genellikle iyi huyludur ve çıkarıldıktan sonra ek tedavi gerekmez.
Tip 2 TGCT’lerde spesifik genetik belirteç i12p’dir (12. kromozomun kısa kolunun izokromozomu). Bazılarında bu yoktur, cKIT mutasyonu bulunur. Bu mutasyonlar yoksa germ hücreli neoplazi, invazif germ hücreli tümöre dönüşmez. Diğer önemli kromozomal değişiklikler 7,8,21. kromozomlardaki fazlalık ve 1p,11,13 ve 18. kromozomlardaki kayıplardır.
Epidemiyolojik risk faktörleri, testiküler disgenezi sendromu; kriptorşidizm (inmemiş testis), hipospadias, azalmış spermatogenez ve infertilite/subfertilite, 1. derece akrabalarda testis tümörü olması ve karşı testiste germ hücreli neoplazi insitu olmasıdır.
TESTİS TÜMÖRLERİ NASIL TESPİT EDİLİR?
Genellikle testiste ağrısız bir kitle, sertlik olarak fark edilir. Muayenede tümör sertliği anlaşılabilir. Ultrasonografi ile tanı konulsa da, AFP, HCG, LDH gibi kanda bakılan belirteçlerin yüksekliği de tanıyı destekler. Kesin tanı testisin çıkarılması sonrası patolojik olarak konulur.
Seminomlarda, AFP yükselmez, normal olur, HCG ise nadiren yükselebilir, genellikle yükselmez. AFP yüksek ise, embriyonel karsinom varlığından şüphelenilir. Teratomlarda ise hiçbir belirteç yüksek değildir.
Tümörün evrelemesi için ultrason dışında, batın ve akciğer tomografisi yapılır. Kanda belirteçlere bakılır. Tümörün lokal evrelemesi, ,spermatik kord tutulumu, lenfovasküler invazyon varlığına bakarak patoloji ile yapılırken (pT1,pT2,pT3,pT4) klinik evrelemede ise tomografik görüntüde retroperitonda veya akciğerde, başka organlarda tümör yayılımı olup olmamasına (metastaz) ve varsa büyüklüğüne göre evre N1,N2,N3,M1 şeklinde yapılır.
TESTİS TÜMÖRLERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
İlk tedavi, tümörlü testisin cerrahi olarak çıkarılmasıdır ( radikal orşiektomi). Bu işlem skrotumdan değil ingüinal (kasıktan) kesi yapılarak uygulanır. Testise biyopsi yapılması önerilmez, yayılım riskini arttırır.
Şüpheli kitle varsa, testisin tamamı çıkarılmadan, kitle çıkarılıp, patolojiye hızlı inceleme (frozen) için gönderilip, tümör yoksa, iyi huylu kitle ise, kalan testis korunarak ameliyat bitirilir. Malign kitle çıkarsa testisin tamamı alınır. İki taraflı kitlelerde veya tek testisi olanlarda, tümör testisin 1/3’ünden küçükse yine testisin tamamı alınmadan kitle çıkarılabilir.
Testis tümörünün patolojik tipi ve evresine göre, sadece takip yapılarak ek tedavi yapılmadan izlem, ilave radyoterapi, kemoterapi, ilave olarak retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) gibi tedaviler yapmak gerekebilir. Buna karar verirken, kandaki tümör belirteçlerinin seviyesi, lenf nodlarının yerleşim yeri ve büyüklüğü, hastanın ilave hastalığı olup olmaması da etkilidir.
Evre 1 seminomda risk faktörleri yoksa (lenfovasküler invazyon yok, pT1) ilave tedavi yapılmadan izlem yapılabilir. İzlemde ilk 2 yıl sıkı takip yapılır sonra takip aralığı açılır, 5 yıla kadar en az düzenli takip gerekir.
Seminom dışı tümörlerde de ilave tedavilere karar verirken tümör belirteçlerinin orşiektomi öncesi ve sonrası seviyeleri önemlidir.
Orşiektomi sonrası, hasta isterse silikon yapılı testis protezi konulup, vücut bütünlüğü korunabilir.
Özellikle ağrısız testis kitlesi varlığında beklemeden üroloji uzmanına başvurulmalıdır. Hidrosel ile karıştırılabilir, ultrason ile ayırıcı tanı yapılır. Şüpheli kitlelerde testis MR’ı ile de tanıya yardımcı olunabilmektedir. Sağlıklı günler dilerim
- Doç. Dr. Ferhat ATEŞ