Google'ın 8 Şubat 2019'da yayınladığı Doodle herkes tarafından merak konusu oldu. Doodle'a konu olan Friedlieb Ferdinand Runge kimdir? Friedlieb Ferdinand Runge neyi buldu? 8 Şubat Doodle ne anlama geliyor?
FRIEDLIEB FERDİNAND RUNGE KİMDİR?
1795 Almanya doğumlu mucit ve kimyager Friedrich (Friedlieb) Ferdinand Runge, uzun yıllar kahvenin içinde gizli kalan Kafein'i 1819 yılında bulmuştur. Almanca Kaffein olarak adlandırılmış, İngilizce de Caffeine olarak adlandırılmış olup Türkçe'de direkt okunuşu ön plana alınıp Kafein adını almıştır. Kafein doğada en az 63 bitkide (kakao, çay, yerba mate, guarana, kahve vs) bulunurken ilginç bir kimyasal etkiye sahiptir. Öyle ki bazı bitkilerin yapraklarında bulunmakta ve onları yiyerek yok eden böcekleri zehirlemekte veya öldürmektedir. İnsanlarda ise uyarıcı bir etkiye sahip olurken kimyasal değişikler meydana getirmektedir.
Normal koşullarda beyindeki adenozin miktarı, belirli bir düzeyin üzerine çıktığında vücut uyku ve dinlenme ihtiyacı vermektedir. Vücutta birbirlerinden farklı olarak birkaç adenozin alıcısı (reseptör,sinir uçları; hücre dışındaki sinyali hücre içine taşır) bulunmakla beraber, A1 adenozin reseptörü kafeinin en fazla etkileşim içinde olduğu reseptördür. Vücuda alınan kafein adenozine olan benzerliklerinden dolayı reseptörlerce hemen kabul edilmektedir. Adenozinler kafeinle dolarak, reseptörleri etkisiz hale getirmekte veya yerinde geçmektedir ki bu da vücuttaki doğal uyarıcıları harekete geçirmektedir. Yani özgürce hareket etmeyi, dinçliği ve enerjiyi sağlayan tam olarak bu olurken, reseptörleri ise duyu organlarımızda bulunan alıcılar olarak hesaba katmalıyız. Vücuttaki doğal uyarıcıların izin verdiği ölçüde performans artışı sağlayan kafein alışkanlığa dönmüş, ezber bir kullanım sonrasında etkisini fazlasıyla azaltmaktadır. Yani sabahları içilen kahve kişiyi daha dinç hissettirirken bir hafta boyunca uyumadan kahve içerek ayakta kalmak ya da aynı performansı vermek mümkün değildir. Etkisi kişiden kişiye değişen kafein yasal olarak kullanılan bir çeşit psikoaktif (duygu ve algı durumunu değiştiren madde) maddedir. Diğer pek çok psikoaktif maddenin kullanımı yasal olmasa da kafein dünya genelinde en çok kullanılan psikoaktif maddedir.
KAFEİN NEDİR?
Kafein, aslen çay ve kahveden tanıdığımız bir kimyasal madde olsa da, aslında hayvanların merkezi sinir sisteminde bulunan bir uyarıcı maddedir. Sadece hayvanlarda değil, bazı bitkilerde de metilzantin (İng: methylxhantine) sınıfına ait bir maddedir.
Kafeinin kimyasal formülü C8H10N4O2'dir. Aslında kafein, çok daha karmaşık bir kimyasal molekülün kısa adıdır. Kafeinin sistematik adı 1,3,7-trimethylxanthine veya 3,7-dihydro-1,3,7-trimethyl-1H-purine-2,6-dione olarak bilinmektedir. Kafein daha iyi bir isim, öyle değil mi?
KAFEİN NERELERDE BULUNUR?
Çay ve kahvede bulunan en etkin madde olmasının yanı sıra kafein, kolalı içecekler, çikolata ve bazı ilaçlarda da bulunur. Kafeinin ağrı kesici ilaçlarda, kardiyovasküler hastalıklar ve sinir sistemi hastalıklarında etkili olduğu bilinmektedir. Çay ve kahve yıllardır sosyal etkinliklerde ortak bir içecek olarak tüketilmiştir. Araştırmalar kahve tüketiminin giderek arttığını göstermektedir.
ÇAY VE KAHVEDE NE KADAR KAFEİN VARDIR?
100 mililitrelik bir bardak çayda 11 miligram, 100 mililitrelik bir bardak kahvede ise 41 miligram kafein bulunmaktadır. Yani ortalama 1 fincan kahve, kafein açısından yaklaşık 4 bardak çaya denk gelmektedir.
GÜNDE NE KADAR KAFEİN TÜKETİLMELİDİR?
Elbette herkese genel geçer olarak uyan bir kafein miktarı belirlemek mümkün değil. Ancak ortalama ve sağlıklı bir bireyde kafeinin etkisi, kabaca 250 miligram ve üzeri dozlarda başlamaktadır ve günde 400 miligrama kadar tüketiminde herhangi bir sakınca bilinmemektedir. Kafeinin, aşırıya kaçmayacak miktarda alınmasının çok sayıda faydası vardır. Kafein miktarının "normal"i kişiden kişiye değişiklik gösterir; ancak ortalama olarak günde 2-3 fincandan fazla kahve veya 5-6 fincandan fazla çay içmemenizi tavsiye ederiz. Bu noktadan sonra fazla kafein vücudunuza zarar vermeye başlayabilir.
Ayrıca kafein, sanılanın aksine, içildiği anda etki etmez; vücuda girdikten yaklaşık 30-60 dakika sonra etkisini gösterir.
Kafeinin insan vücudundaki yarı ömrü 5 saat kadardır; yani her 5 saatte bir vücudunuzdaki kafein oranı %50 oranında azalır. Örneğin saat 8'de 100 miligram kafein içtiyseniz, saat 13'te bu 50 miligrama, saat 18'de 25 miligrama düşecektir.
KAFEİN NASIL ÇALIŞIR?
Kafein, merkezi sinir sistemini, özellikle de sinirsel iletimin gerçekleştiği sinapsları doğrudan etkileyerek kişinin uyanık kalmasını sağlar. Temel olarak yaptığı, yorgunluğa ve bitkinliğe sebep olan ve sinir boşluklarında biriken asetilkolinin ve adenozinin parçalanmasını sağlayarak sinirsel iletimi rahatlatmaktır.
KAFEİNİN FAYDALARI NELERDİR?
Bugüne kadar kafein tüketiminin sayısız faydası tespit edilmiştir. Bunlardan bir kısmı şöyle:
Kafeinin uyarıcı etkisi nedeniyle astım, prematüre apnesi ve brankopulmonari displesi gibi hastalıkların tedavisinde de etkili olduğu rapor edilmiştir. Kimyasal yapısı, astım hastalarının tedavisinde kullanılan teofilin isimli madde ile benzerdir.
Bazı araştırmalar bir takım ilaçlar ile kafein alınmasının, ilaçların etkisini arttırdığını göstermiştir.
Bunun haricinde kafeinin metabolizmayı hızlandırıcı etkisi de vardır. Bu yüzden diyetisyenlerin çoğu yeşil çay içilmesini önermektedirler.
Kafein tüketimi, karaciğer hastalıklarına yakalanma oranını düşürmektedir.
Doğruluğu henüz kesin olmamakla birlikte, Hepatit C tedavisinde kullanılan peginterferon ve ribavirin ile birlikte tedavide etkili olduğu iddia edilmektedir.
Atletler üzerinde yapılan bir çalışma, kilogram başına 10 miligram kafein alan atletlerin performansında artış gözlenmiştir.
Kafein sadece insanlarda değil, insan-harici canlılarda da kullanılan bir moleküldür. Örneğin birçok bitki kafein salgılayarak böcekleri öldürebilmektedir. Yani kafein, bitkilerde "böcek ilacı" olarak kullanılan bir moleküldür.
KAFEİNİN ZARARLARI NELERDİR?
Daha önce de belirttiğimiz gibi, kafeinin zararları belirli bir dozun üzerinde tüketildiğinde ortaya çıkar. Bugüne kadar tespit edilmiş zararlardan bazıları şöyledir:
Psikolojik hastalıkları tetikleyip; sinirlilik, depresyon, uykusuzluk gibi sorunları doğurabilir.
İdrar miktarını ve sıklığını arttırır, vücuttan gerekenden fazla mineral ve vitamin atılmasına sebep olabilir.
Migreni tetikleyebilir.
Günde 300 miligram kafein başına vücuttan 15 miligram fazladan kalsiyum atılmaktadır.
Kalp problemleri olanlarda kalp ritmini bozar ve yüksek tansiyon hastalarında tansiyon artışını tetikler.
Yemek sırasında ya da sonrasında alınması çinko ve demir emilimini azaltır.
Mide asit salgısını arttırarak gastrite sebep olur.
Aşırı dozda alınması ölümcüldür. Örneğin farelerde ölümcül kafein dozu kilogram başına 192 miligramdır. İnsanlarda ise bir oturuşta 200 kafeinli soda veya 125 bardak çay veya 75 fincan kahve içilirse çok büyük ihtimalle solunum yetmezliği veya kardiyovasküler şoktan ötürü ölüneceği not edilmiştir.
Kafeinin düzenli ve uzun süreler alınması, beynin hipokampüs bölgesini etkileyerek öğrenmeyi zorlaştırmaktadır.
Kafein, köpekler ve kuşlar için özellikle ölümcüldür. Metabolizmaları, kafeini sindirmeye uygun değildir. Bu sebeple evcil hayvanlarınızın kafein içeren yiyecek ve içeceklerden kaçınmasına özen gösteriniz.
Her ne kadar kesin bir bulguya varılamasa da, hamile kadınlar arasında günde 200 miligram veya üzeri kafein tüketimi olanlarda düşük yapma oranı ciddi miktarda arttığı gözlenmiştir. Bir diğer araştırma, bunun doğru olmadığını ortaya çıkarmış olsa da, İngilitere Yiyecek Standartları Ajansı hamilelerin günde 200 miligramdan fazla kahve tüketmemesini önermektedir.
Belli bir miktardan fazla kafein tüketenlerin göz-içi basınçları artmaktadır. Bu da bazı hastalıkların tetiklenmesine sebep olmaktadır.
ÇOCUKLAR KAFEİN TÜKETEBİLİR Mİ?
Kimi kültürlerde çocuklar ve gençlerin kahve ve çay içmesi "tehlikeli" olduğu için yasaktır. Kimi kültürlerde ise kahvenin çocukların büyümesine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Bilimsel araştırmalar, iki tarafın da yanlış olduğunu ispatlamıştır. Kafeinin çocuklar üzerinde ne büyüme, ne de uyku sorunları açısından yetişkinlerde olduğundan hiçbir farklı etkisi yoktur.
KAFEİN ALIŞKANLIĞI, KAFEİN BAĞIŞIKLIĞI
Kafein, daha önce de belirttiğimiz adenozin ile etkileşerek uykuyu gidermektedir. Ancak vücudumuz, adenozine daha duyarlı olduğu için kafeine kısa sürede bağışıklık kazanabilir. Yapılan araştırmalarda, 7 gün boyunca, günde 3 defa, her seferinde 400 miligram kafein alan birinin, 1 hafta içerisinde kafeine tamamen bağışıklık kazanacağı ve etkisinin %95'ten fazla azalacağı tespit edilmiştir. Benzer şekilde 18 gün boyunca günde 3 defa, 300'er miligram kafein alanlarda da bağışıklık gelişmiştir.
Dolayısıyla eğer kahve/çay içtiğiniz halde uyku problemi çekiyorsanız bu, vücudunuzun kafeine alışmasından ötürüdür. Size tavsiyemiz, kafeini bir süre kestikten sonra, yavaş yavaş sıfırdan başlayarak kullanımını arttırmanızdır. Bu şekilde bir döngü kurarsanız, uykusuzluğun önüne geçebilirsiniz.