ÖSYM Başkanlığınca 2012 yılı içerisinde gerçekleştirilen engelli memur yerleştirmeleri sonucunda İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatına hizmetli unvanında yerleştirildiğiniz, almış olduğunuz 5 yıl hapis cezası nedeniyle atamanızın yapılmadığı, temyiz aşamasında daha önce verilmiş olan 5 yıl hapis cezası kararının Yargıtay’ca bozulduğu ve hakkınızda Denetimli Serbestlik kararı verildiğinden bahisle, mezkur kararın da dikkate alınarak yerleşmiş olduğunuz hizmetli kadrosuna atanmanızın talep edildiğine dair.(26/04/2013-5922)
Bilindiği üzere, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin (5) numaralı alt bendinde; “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) (1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” başlıklı 191 inci maddesinde; “ (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir. Bu karar, durma kararının hukuki sonuçlarını doğurur. (3) Hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilen kişi, belirlenen kurumda uygulanan tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik edecek bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulama süresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik olarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir. (4) Tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle devam olunur. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanma süresinin uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu durumda süre üç yıldan fazla olamaz. (5) Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir. (6) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabilir. Bu durumda, hükmolunan cezanın infazı ertelenir. Ancak, bunun için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir. (7) Kişinin mahkûm olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde, infaz edilmiş sayılır; aksi takdirde, derhal infaz edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Duruşmanın sona ermesi ve hüküm” başlıklı 223 üncü maddesinde ise; “(8) Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir. (9) Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.” hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan, ilgi dilekçeniz eklerinin incelenmesi neticesinde, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1288 esas sayılı iddianamesiyle hakkınızda uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan cezalandırılmanız istemi ile Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda 2009/118 esas sayı ile verilen hüküm sonucunda mahkumiyetinize karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10 uncu Ceza Dairesinin 2012/14677 esas karar sayılı ilamı ile dava konusu eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince hakkınızda verilen mahkumiyet kararının bozulduğu, bozma kararı üzerine Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince kullanmak üzere uyuşturucu madde bulundurmak suçundan tekrar yargılama yapıldığı, mezkur Mahkemece verilen 2012/139 esas sayılı kararda ceza verilmeden önce tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilemesinde yarar olacağı, böylece içinde bulunduğunuz durumdan kurtulabileceğiniz kanaatine varıldığı, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığınız takdirde hakkınızda açılan kamu davasının düşürüleceği, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığınız takdirde hakkınızda kamu davasına devam edileceğinin hükme bağlandığı, 25.03.2013 tarihinde Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığından aldığınız adli sicil belgesinde “Adli Sicil Kaydı”nızın ve “Adli Sicil Arşiv Kaydı”nızın olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununda, eylemin sanığın kişilik özelliklerinden ziyade daha çok dış koşullardan kaynaklanması ve sanığın hayatının sonraki evresinde yeni suç işlemeye eğilimi bulunmadığının tespit edilmesi halinde denetimli serbestlik, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması gibi yöntemlerle sanığın topluma yeniden kazandırılmasının amaçlanmış olması, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesince hakkınızda verilen mahkumiyet kararının Yargıtayca bozulması, yapılan yeni yargılama sonucunda hakkınızda bir mahkumiyet kararı verilmemiş olması, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığından 25.03.2013 tarihinde aldığınız adli sicil belgesinde memuriyete engel herhangi bir suç kaydınızın bulunmadığı görülmekte olup, bahse konu talebinizin değerlendirilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığına başvurmanız gerektiği mütalaa edilmektedir.