ÖZET: 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personele 36 aydan daha fazla hastalık izni verilip verilmeyeceği ile söz konusu personele yapılacak işlem hk. (07/11/2016-6545)
Kurumunuzda 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personel pozisyonunda görev yapan ilgilinin 27/05/2016 tarihine kadar "Lateks anaflaktik şok" tanısıyla 3 yıl hastalık izni kullanması sebebiyle malulen emekliye sevk işleminin yapıldığını, ancak şu ana kadar işlemlerin tamamlanmadığını, ilgilinin 657 sayılı Kanunun 108 maddesinin (E) fıkrasına istinaden aylıksız izin talebinin Kurumunuzca olumsuz karşılandığını, bahsi geçen personelin bu tarihten itibaren iş başı yapmadığını belirterek, ilgilinin sözleşmesinin feshedilip fesh edilmeyeceği hususunda görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "İstihdam Şekilleri" başlıklı 3 üncü maddesinde, "a) Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetler memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürülür.
b) Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda, devlet tarafından tahsis edilen kamu sermayesinin karlı, verimli ve ekonominin kurallarına uygun bir şekilde kullanılmasında bulunduğu teşkilat, hiyerarşik kademe ve görev unvanı itibariyle kuruluşunun karlılık ve verimliliğini doğrudan doğruya etkileyebilecek karar alma, alınan kararları uygulatma ve uygulamayı denetleme yetkisi verilmiş asli ve sürekli görevler genel idare esaslarına göre yürütülür. Teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevleri; genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul ve daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri, müfettiş ve müfettiş yardımcıları ile ekli 1 sayılı cetvelde kadro unvanları gösterilen diğer personel eliyle gördürülür.
Bunlar hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hükümler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır." hükmü, "Diğer izinler" başlıklı 23 üncü maddesinde, "Sözleşmeli personelin mazeret, refakat, hastalık izinleri ile ücretli veya ücretsiz izinleri hakkında kadroları ekli 1 sayılı cetvelde gösterilen personelin tabi olduğu hükümler uygulanır." hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci maddesinde, "Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.
Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır... " hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, 29/10/2011 tarihli ve 28099 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in "Hastalık raporu ve izin süreleri" başlıklı 6 ncı maddesinde "Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir. Azamî izin sürelerinin hesabında, aynı hastalığa bağlı olarak fasılalarla kullanılan hastalık izinleri de iki izin arasında geçen sürenin bir yıldan az olması kaydıyla dikkate alınır." hükmü, ikinci fıkrasında "İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, birinci fıkrada belirtilen hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır." hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde,
- Devlet memuruna aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verileceği; azamî izin sürelerinin hesabında, aynı hastalığa bağlı olarak fasılalarla kullanılan hastalık izinleri de iki izin arasında geçen sürenin bir yıldan az olması kaydıyla dikkate alınması gerektiği; izin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izninin, bir katına kadar uzatılması gerektiği; bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümlerinin uygulanması gerektiği,
- Kurumunuz personeline verilen hastalık izinlerinin yukarıda yer verilen açıklama çerçevesinde hesaplanması neticesinde ilgilinin hastalığının uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalık olması halinde en fazla 36 ay, diğer hastalık hallerinde ise en fazla 24 ay hastalık izni verilmesi gerektiği, bu sürenin sonunda da iyileşememesi halinde ilgili hakkında emeklilik hükümlerinin uygulanması gerektiği,
- Tabi olduğu sosyal güvenlik mevzuatı hükümlerine göre malulen emekli olma şartlarına sahip olmaması sebebiyle emeklilik hakkını elde edemeyecek olmasının söz konusu memur hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci maddesinin uygulanmasını engellemeyeceği; diğer bir ifade ile, "..emeklilik hükümleri uygulanır." ifadesinin "emeklilik hakkını elde edeceği" veya "emekli aylığı bağlanacağı" şeklinde anlaşılmaması gerektiği; söz konusu husus mezkur Kanunun 105 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar,..." ifadesinden de anlaşılmakta olup, emeklilik hakkını elde edememesi sebebiyle bahsi geçen personele 657 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde belirtilen azami sürelerden daha fazla (24 ay veya 36 ay) hastalık izni verilerek görevde bulunmasının ve ücret ödenmesinin mümkün bulunmadığı, mütalaa edilmektedir.