Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap etmişti. Konuşmasında Birleşmiş Milletler'in etkisizleşmesine vurgu yapmıştı. Erdoğan, "Daha fazla mazlum insan hayatını kaybetmeden, BM sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmeliyim, Dünya 5’ten büyüktür" demişti.
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin (ABD, Rusya, İngiltere, Çin, Fransa) BM’yi etkisiz hale getirdiğini söylemiş, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmişti.
"Tüm kararlar bir ülkenin iki dudağı arasında" diyen Erdoğan, Filistin'de sadece birkaç gün içinde iki binden fazla masum insan katledilirken BM'nin çözüm üretemediğini söylemişti. Erdoğan, "Daha hızlı ve etkili karar mekanizmaları kurulmadır. BM çok daha cesur olmalıdır" ifadesini kullanmıştı. Peki ne demek istedi başkan Erdoğan? kim dünya 5'ten büyüktür ülkeleri kim?
DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR 5 ÜLKE HANGİSİ?
Rusya
- ABD
- İngiltere (Birleşik Krallık)
- Fransa
- Çin
Bu 5 ülke Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleridir.
Daimi üyelerin mevcut liderleri şu şekilde:
- Rusya : Vladimir Putin
- ABD : Joe Biden
- İngiltere (Birleşik Krallık) : Boris Johnson
- Fransa : Emmanuel Macron
- Çin : Xi Jinping
"ÇOCUKLAR ÖLÜRKEN KİMSE MASUM DEĞİL"
Erdoğan konuşmasının başında dünyada, geniş bir coğrafyanın derin krizler içinde olduğunu söylemişti. 69. dönem BM Genel Kurulu'nun 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yıl dönümünde gerçekleştirildiğini dile getiren Erdoğan, "Birinci Dünya Savaşı'na sahne olan coğrafyanın, aradan geçen bir asırlık süreye rağmen, istikrar, huzur, barış ve refahtan halen yoksun olduğunu üzülerek müşahede ediyoruz. Irak'tan Suriye'ye, Filistin'den Yemen'e, Mısır'dan Libya'ya, Afganistan'dan Ukrayna'ya kadar, geniş bir coğrafya, derin krizler içinde insanlığın vicdanını yaralayan görüntülere sahne oluyor" ifadelerini kullanmıştı.
"Bu manzara insan onuruna yaraşır bir manzara değil. Ortalıkta BM’yi ilgilendiren bir sorun var demektir. Burada bir kez daha vurgulamak isterim. Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada kimse masum değildir. Kimsenin can güvenliği yoktur, hiç kimse sürdürülebilir refah içinde olamaz. Sadece geçen yıl 5 yaşın altında 6 milyon 300 bin çocuk hayatını kaybetti. Suriye'deki savaşta, 17 bin çocuk hayatını kaybetti, 375 bin çocuk yaralandı, 19 bin çocuk en az bir organını kaybetti. Bu yıl içinde, Filistin'in sadece Gazze Şeridi'nde, en modern ve ölüm saçan silahların doğrudan hedefi olarak 490 çocuk katledildi, 3 bin çocuk yaralandı" diye konuşmuştu.
"SESSİZ KALANLAR İNSANLIK SUÇUNA ORTAK OLUYORLAR"
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürmüştü:
"Irak'ta, Suriye'de işlenen cinayetlere, Mısır'da demokrasinin katledilmesine itiraz edenler, yine bir takım haksız ve asılsız ithamlara maruz kalıyor, anında teröre destek vermekle itham ediliyorlar. Basın özgürlüğü yok diye bazı ülkeleri kıyasıya eleştirenlerin, Filistin'de öldürülen 16 gazeteciyi görmezden gelmesi, medya mensuplarına yapılan baskıyı duymazdan gelmesi küresel vicdanın dikkatlerinden kaçmıyor. Çok açık söylüyorum; Çocukların öldürülmesine, masum kadınların alçakça katledilmesine, halkın oylarıyla gelmiş iktidarların silah ve tanklarla darbe yoluyla devrilmesine seyirci kalanlar, sessiz kalanlar, tepkisiz kalanlar, bu insanlık suçuna alenen ortak olmaktadır."
"ÇİFTE STANDART TERÖRE OKSİJEN SAĞLIYOR"
"Daha da önemlisi, modern dünya tarafından sergilenen bu çifte standart, çok geniş halk yığınları nezdinde ciddi bir güvensizlik oluşturmaktadır. Şu anda çatısı altında bulunduğumuz Birleşmiş Milletler'e, uluslararası kurum ve kuruluşlara karşı vicdanlarda oluşan güvensizlik duygusu, adalet duygusunu zedelemekte, milyonlarca insanı umutsuzluğa sevk etmektedir. Bugün karşı karşıya kaldığımız uluslararası terörün en temel beslenme kaynaklarından biri de işte bu güvensizlik duygusudur. Mazlumlara yönelik çifte standart, çocukların katledilmesine karşı sergilenen kayıtsızlık, tüm dünyada teröre oksijen sağlamaktadır. Birleşmiş Milletler'den ve uluslararası kurumlardan umutlarını kesen kitleler, çaresizlik ve umutsuzluk içinde terörün tuzağına düşüyorlar."
Erdoğan, konuşmasında terör ile İslam kavramının yan yana getirilmesini de eleştirerek, "Din adına terör kavramını hiçbir şekilde onaylamıyor, böyle bir tanımlamanın en başta dinlere yönelik büyük bir saygısızlık olduğuna inanıyoruz. Barış anlamına gelen İslam kavramının terör ile yan yana kullanılmasına da şiddetle karşı çıkıyoruz. İslam ile terörün yan yana kullanılması inciticidir. Aynı şekilde kendi insanlık dışı eylemlerine İslami etiketini yakıştıranlar da başta İslam dini olmak üzere tüm dinlere ve insanlığa karşı çok büyük saygısızlık içindedir" demişti.
"IRAK TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HAREKET ALANI HALİNE GELDİ"
Erdoğan, Irak'ın terör örgütlerinin hareket alanı haline geldiğini, Irak’taki krizin Türkiye başta olmak üzere bölgedeki ülkeleri tehdit ettiğini söylemiş, Suriye meselesinin de sınırları aşmaya başladığını belirtmişti. Filistin’deki sorununsa zaten bölgedeki bir çok meselenin temel kaynağı olduğunu ifade etmişti. "İki devletli çözümün kabul edilmesi ve Gazze’ye ablukanın kaldırılması siyasi ve ahlaki bir sorundur. Bu kürsüde iki devletli çözüm konuşuluyor ama artık konuşmak yetmez, artık icraat zamanıdır. Bir günde yüzlerce insanın öldürüldüğü bir ortamda hâlâ bizim bunu konuşuyoruz olamız soru işaretleri doğruyor. Daha fazla mazlum insan hayatını kaybetmeden, BM sorunlara ağırlığını koymalıdır" demişti.
"DARBE MEŞRULAŞTIRILIYOR"
Erdoğan, Mısır'da Muhammed Mursi'nin devrildiği darbeyle ilgili de dünyayı eleştirmişti:
"Mısır’da halkın oylarıyla seçilen cumhurbaşkanı darbeyle indirilirken BM sadece izliyor, bu darbeyi yapan kişi meşrulaştırılıyor. Eğer demokrasi diyorsak sandığa saygı duyalım, yok demokrasi değil de darbeyle gelenleri savunacaksak bu BM niye var diye merak ediyorum. Daha hızlı ve etkili karar mekanizmaları kurulmadır. BM çok daha cesur olmalı."
"TÜRKİYE'DE 1,5 MİLYON, AVRUPA'DA 130 BİN SURİYELİ"
Erdoğan, Suriye'deki iç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan 4 milyon Suriyeli'den 1,5 milyonunun Türkiye'de bulunduğu konuşmasında hatırlatmıştı. Bu durum için o ana kadar kullanılan kaynağın 3.5 milyar doları aştığını belirtmişti. "Buna mukabil zengin ve gücü Avrupa ülkeleri sadece 130 bin Suriyeliyi kabul etti." diye konuştu. Türkiye'ye ise sadece son 5 günde 150 bin Suriyelinin girdiğini hatırlatan Erdoğan, "500 yıl önce Avrupa'dan kovulan Musevileri koruduğumuz gibi bugün de mezheplerine bakmadan herkese kucak açıyor yardım eli uzatıyoruz" demişti.
"TÜRKİYE TERÖRE KARŞI EN ETKİLİ MÜCADELEYİ VERİYOR"
Erdoğan, "Burada özellikle vurgulamak isterim ki; Türkiye teröre destek veren, göz yuman bir ülke değil, bilakis teröre karşı en etkili mücadeleyi veren ülkedir" demişti. "Dostlarımız için eşsiz bir dost olmayı sürdüreceğiz. Terörün, zalimlerin, katillerin, özellikle de çocuk katillerinin karşısında dimdik duracak, demokrasi ve refahı daha güçlü, daha cesur şekilde savunmaya devam edeceğiz" diye konuşmuştu.