Özel İçerik: Dünya tarihinin akışını değiştiren kadınlar!
Dünya tarihine yön veren güzellikleri ve zekalarıyla birçok başarılı işlere imza atan dünyanın en etkili 10 kadını arasında birçok isim yer alıyor. İşte ilk kadın şairden, bilim insanlarına, cesaretleriyle insanlığa güç veren kadınlara dünya tarihinin akışını değiştiren 10 kadın...
110
SAPPHO
"Nerede olursan ol Sappho, tanrılara denk biri olarak selamlıyoruz seni,
Şarkıların, o ölümsüz kızların, hala bizimle"
Tarihin ilk kadın edebiyatçısı ve Antik Yunan lirik şairi olan Sappho, Afrodit'in Rahibesi olarak da bilinmektedir. Şiir dilindeki muazzam betimleme Yunan halkını derinden etkilemiş ve şiirleri bütün şairleri geride bırakarak yüzyıllar boyunca okunmuştur. Eserlerinde kadınlardan bahsetmiş, kadınlara şiir yazmayı, şarkı söylemeyi öğretmiştir. Şiirin yanı sıra ilahi ve şarkı sözleri yazdığı da düşünülmektedir. Hakkında çok az bilgi sahibi olsak da şiirlerinde kendisinden bahsetmiştir.
210
KLEOPATRA
Dünya tarihinde en çok kendinden söz ettiren ve en güçlü kadınlar arasında yer alan Antik Mısır'ın eşsiz kadınlarından olan Kleopatra aslen Yunandır. Babası öldüğünde 18 yaşında tahta çıkmış ve Mısır kraliçesi olarak tahta geçmiştir. O dönemler Mısır'a hakim olan Yunanlılar soylarının ve iktidarın devamlılığı için kardeşi Ptolemaios ile evlenmişti. Mısır halkıyla yakın olmak adına kendini Mısır dinine yönlendirmiştir. Kardeşiyle arası açılan ve sürgün edilen Kleopatra Sezar'a aşık olur ve bir halı içerisinde Sezar'ın sarayına girer ve Sezar'ı kendine aşık eder. Sezar ile birlikte Mısır'ı kardeşinin elinden alarak Mısır'a yeniden hakim olur. Kleopatra'nın ise ne yazık ki ölüm bir hayli trajiktir. Kleopatra kendisini bir kobra yılanına sokturarak intihar ettiği öne sürülmektedir.
310
JEANNE D'ARC
Yüzyıl Savaşlarının en yoğun dönemlerinde ailesiyle göç etmek zorunda kalan Jeanne kafasında bazı sesler duyar ve sesler kralla konuşması gerektiğini ve yol göstermesini söyler. Jeanne kralla konuşmak ve savaşa katılmak için erkek kılığına girmiştir. Kral ile konuşmak isteyen ve bu isteği geri çevrilen 17 yaşındaki Jeanne kendisinin tanrı tarafından gönderildiğini, bir ulak olduğunu ve Kral Döfen'e taç giydirmesi gerektiğini dile getirir. Kralın Jeanne D'arc'a bir ordu verip savaşı kazanacaklarını söyler. Bunun üzerine kralın huzuruna kabul edilir. Jeanne D'Arc'ın tanırnın ulağı olduğuna inanmayan bazı insanlar kanıt istemişler ve kanıt olarak da D'arc bir ordu istemiştir. Yedi aylık kuşatmanın ardından Jeanne D'Arc beyaz bayrağı ile dört günde Orlenas'ı kurtarmış. Bu zafer, onun tanrının gönderdiğine dair bir kanıt olarak nitelendirilmişti.
Ardından diğer savaşlara katıldığı esnada pervasızca hareket ettiği ve bir tatar yayının kalçasına isabet ederek yaralanmasına sebep olmuştur. Çok fazla kayıp verilen bu savaşta D'arc kralın gözünden düşmüştür. Kral yanlıları Jeanne'nin savaşta yer almasını istememişler ve bir şeytan olarak nitelendirmişlerdir. Son savaşına da katılan Jeanne, Paris kuşatmasını kaybederek esir düşmüş, şeytanın elçisi olduğunu düşünerek halk idamını istemiş ve idamı kabul edilmiştir. Ancak savaş bittikten üç yıl sonra 1456'da Papa III. Callistus'un yönettiği ikinci mahkemede aklanmıştır.
410
I. ELİZABETH
İngiltere, İrlanda ve Fransa'nın sembolik kraliçesi olan Elizabeth, teninin fazla beyaz olması nedeniyle hayalet olduğu düşünülmüş ve öldürülmek istenmiştir. Annesi zina gerekçesiyle idam edilmiş ve gayri meşru evlat durumuna düşerek tahta çıkma ihtimalini kaybetmiştir. Babası VII. Henry yeniden evlenmiş ve bu sayede yeniden taht varisi olabilmiştir. I.Elizabeth'e iftira atılarak arasında ilişki olduğu düşünülen Thomas Seymour idam edilmiş ve Elizabeth kendini aklamak için beş kez Kitab-ı Mukaddes'e el basarak yemin etmiştir. Protestan olarak tahta çıkan Elizabeth bir çok yenilik yapmış ve bir çok suikasttan sağ kurtulmuştur. Kraliçe Mary'nin kocası II. Felipe Elizabeth ile evlenmek istemiş fakat Elizabeth'in çocukluk aşkı olan Robert Dudly'i unutamayınca bu evlilikten vazgeçmiştir. Hayatı boyunca evlenmeyen Elizabeth, Bakire Kraliçe olarak da bilinir.
510
HÜRREM SULTAN
Lehistan Krallığı sınırları içinde yaşamış ve küçük yaşlarda köle olarak Osmanlı Devletine, İstanbul Topkapı Sarayı'na getirilmiştir. Asıl adı ''Roxelana'' olarak bilinen Hürrem Sultan Osmanlı İmparatorluğunun onuncu padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın eşidir. Siyaset ve devlet işleriyle ilgilenmiş ''Kadınlar Saltanatı'' devrini başlatmıştır. Osmanlı sultanları arasında en güçlüsü olarak bilinmektedir. Osmanlı padişahları cariyelerine nikah kıyamazdı ve bu bozulmaz kuralı Hürrem Sultana duyduğu aşk ile bozmuş, resmi nikahlı karısı olarak ilan etmişti. Görkemli bir tören ile evlilikleri gerçekleşti ve sarayda büyük bir itibar kazanan Hürrem Sultan haremi yönetmeye başladı. Kanuni Sultan Süleyman'ın vefatının ardından tahta Hürrem Sultan'ın oğlu II. Selim tahta geçmiştir.
610
MARİE CURİE
1903'de Nobel Fizik Ödülünü ve 1911'de Nobel Kimya Ödülünü alan ilk kadındır ve bu ödülü iki kez alan ilk insan olmuştur. Radyoloji biliminin kurucusudur. Fizikçi ve kimyagerdir. Bilime sunduğu katkılar ise; Uranyum ile yaptığı deneylerde radyoaktiviteyi keşfetmiş,
Toryum'un radyoaktif özelliğini bulmuş, Radyum elementini keşfetmiş ve ayrıştırmıştır. Polonyumu keşfetmiştir.
Sorbeonna Üniversitesinin ilk kadın profesörüdür. Radyoaktivite birimine ''Curie (Ci)'' denilmektedir.
I. Dünya savaşında radyumun tıptaki önemine dikkat çekerek röntgen cihazları yaptı ve kızıyla beraber kadınlara ''x ışını teknolojisini'' öğretti. Bu esnada yüksek dozda radyoaktif ışına maruz kalmış ve kan kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Bu yüzden ona ''bilim için ölen kadın'' denildi.
710
RAHİBE TERESA
İnsan hakları aktivisti ve sosyal hizmetler gönüllüsü olan Rahibe Teresa yardımsever faaliyetlerinden dolayı 1979 yılında Nobel Barış Ödülü almıştır. 18 yaşında rahibe olmaya karar vermiş ve Hindistan'da misyonerlik çalışmalarına katılmıştır. Aslen Üsküplü olan Katolik bir aileden gelmektedir. Asıl adı Gonca Boyacı, vaftiz adı Agnes'dir. Vatikan'da Hayırsever Misyonerler derneğini kurmuştur. 2016 yılında Papa Francius tarafından iki hastayı iyileştirdiği için azize mertebesine yükseltilmiştir. Azize mertebesine yükselmek için iki mucize yerine getirmiştir. Ölümünden sonra yaptığı çalışmalar eleştirilmiş, Hristiyan olmayan toprakları Hristiyanlaştırmak, kişilerin onayını almadan vaftiz ettiği, Hristiyan tarikatlara üye topladığı söylenmektedir.
810
MARGARET THATCHER
'Demir Lady' olarak bilinir ve İngiltere'de en uzun süre başkanlık yapan ve ülkenin ilk kadın başbakanıdır. 20. Yüzyılın en etkin siyasi figürü seçilmiştir. Birleşik Krallığı yaptığı çalışmalarıyla etkilemiş, büyük işler başarmış ve büyük destek görmüştür. Ülke içindeki sol muhalefete karşı ve Doğu Bloğu ülkelerine karşı politikalarından dik duruşundan taviz vermemiş ve Demir Lady lakabını almıştır. Bütçe kısıntısı yapmak için okullarda 7-11 yaş arasındaki çocuklara ücretsiz süt dağıtımını kaldırdı ve ''Süt Hırsızı'' olarak anıldı. Vatandaşların gelir düzeyine bakılmaksızın "Kelle Vergisi'" bir tür belediye vergisini gündeme getirerek koltuğu sallantıya düştü. İngiltere'nin en ciddi ve büyük sokak gösterilerine sebep olan bu olayla milletvekillerinin isyanlarıyla da karşılaştı. Ardından Avrupa Birliği Komisyonu'nun Reformlarına da karşı çıkan Demir Lady milletvekilliği sıralarına geri döndü. 2013 yılında felç geçirerek yaşamını yitirdi.
910
ROSA PARK
Rosa her zamanki gibi işinden çıkıp evine gitmek için otobüse binmişti. Fakat bir kural vardı ve otobüse binen siyahilerin beyazlara yer vermeleri gerekiyordu. Rosa bu kurala uymayarak isyanın ilk kıvılcımını ateşledi. Rosa bu kurala uymayarak kamu düzenini bozma suçundan tutuklandı. Kadınlar Politik Konseyi ''otobüs boykotu'' eylemini gerçekleştirdiler. Montgomery'de yaşayan siyahiler boykota katılmış ve 40 bin kişinin işe yürüyerek gitmesi büyük dikkat çekmişti. Bu eylem ayrımcılık karşısında en büyük eylem olarak tarihe geçti. Rosa'nın bu eylemi başarılı bulunmuş ve 1956 yılında siyahilerin otobüsteki yaşadığı ayrımcılık belediye tarafından kaldırılmıştır. Rosa'ya 14 dolar ceza verilmiş ve serbest bırakIlmıştır. Ardından işinden kovulmuş ve Montgomery'de tehditlere maruz kalarak yaşadığı şehirden taşınmak zorunda kalmıştır. 1999 yılında ABD Kongresi tarafından altın madalya ile ödüllendirilmiştir.
1010
LADY DİANA
İngiliz Kraliyet ailesine mensup Prens Charles'in ilk eşi, Prens Harry ve William'ın annesidir.
Evliliklerinde yaşanan sıkıntı dünya kamuoyunun dilinde olsa da en çok yaptığı işler ve hayırseverlikleriyle tanınır. Kraliyet adına bir çok işlerde yer almış. Yaşlı ve çocuklarla ilgilenmiş, AIDS hastalığının önemine vurgu yapmış ve yoksul ülkelere yardımlarıyla ün salmıştır. Dünya Diana'yı sevmiş ve hayırseverlikleriyle itibarı artmıştır. Kraliyet üyesi birinin bu işlerle uğraşmaması gerektiği söylenmiş ve Diana ; ''Eğer sürekli kameralar üzerimde olacaksa, bari tüm bu tanıtımı iyi bir amaç için kullanayım.'' Ve dediklerini yaptı. Gittiği bütün yerlerde herkes onu izliyor ve tüm dünya onun gittiği yerlerdeki problemlere odaklanıyordu. 31 Ağustos 1997 yılında Paris'te bir trafik kazasında yaşamını yitirmişti. Fakat kaza mı, suikast mı bu konu ise hala büyük bir merak konusu.