Türkiye Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem felaketiyle sarsıldı. Yaşanan depremin ardından geçmişteki 17 Ağustos 1999 Kocaeli Gölcük depremi akıllara gelmişti. Bu konuda merhum Başbakan Bülent Ecevit'in yakın çalışma arkadaşlarından olan gazeteci ve yazar Hulki Cevizoğlu, çok önemli sözler sarf etti.
"ECEVİT İLE SİYASİ OLARAK ÇALIŞMIŞ BİR İNSANIM"
Beyaz TV'de katıldığı programda konuşan Hulki Cevizoğlu, Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit ile olan siyasi geçmişine değinerek, "Ben Ecevit ile birlikte çalışmış bir insanım. Hem gazeteci hem siyasi olarak çalışmış bir insanım. Rahmetli Bülent Ecevit başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Oran kentinde ulusal uzmanlar kurulu kurmuştu. Beni davet etmişti. Zaman zaman haftada bir, 15 günde bir, 30 günde bir... O ne zaman isterse o zaman toplanıyorduk. Yani yakın çalışmamız vardı. Daha sonra vefat ettikten sonra rahmetli Rahşan Ecevit ile birlikte Demokratik Sol Halk Partisi'ni kurduk. Ben de onun genel başkanı oldum. Rahşan hanım çok istedi. Ben bunu Ecevitler'e ne kadar yakın olduğumu anlatmak için söyledim" dedi.
"BİR HAFTA BOYUNCA TÜRKİYE SAĞIRLAŞTI"
1999 depremi sürecinde yaşananları anlatan Cevizoğlu, devletin o dönemde deprem bölgesine gidemediğini anımsatarak o dönem hakkında şunları söyledi:
"Rahmetli Ecevit 99 depremi olunca felaket bölgesine gidememişti. Bakın Ecevitler'le bu kadar yakın olan birisi olarak söylüyorum bunu. Devlet neredeyse 1 hafta olay yerinden haber alıp topluma bildirememişti. Biz hepimiz Ankara'dayız. 99'da da yaşımız fena değildi, idrakimiz de gayet iyiydi. Topluma baktığımız zaman hepimiz merak ediyoruz; O deprem nerede oldu, merkezi neresi? Gözümüz ve kulağımız kapalı. Biz de manevi olarak enkaz altında kaldık, ne görüyoruz, ne duyuyoruz halindeydik. Enkaz altında kalan su istiyor, yardım istiyor ya. Biz de o zaman bilgiye susamıştık: 'Bu 99'daki depremin büyüklüğü ne kadar? Kaç kişi vefat etti? İnşallah herkes kurtulmuştur. Ne kadar bina yıkıldı? Yardımlar nasıl gidecek?' Haber bekliyoruz. Yaklaşık 1 hafta boyunca Türkiye sağırlaştı, haber alamadı. Devlet oraya gidemedi."