AFAD verilerine göre Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 4.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Şiddetli deprem Diyarbakır,Malatya ve Mardin'de de hissedildi.
Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre ise deprem 5,1 büyüklüğünde meydana geldi. Korkutan depremin ardından Sivrice ilçesindeki Topaluşağı köyünde yerin 3,8 kilometre altında bir artçı deprem meydana geldi. Bu depremin ardından Sivrice'nin Çevrimtaş köyünde 3.6 büyüklüğünde bir deprem daha oldu.
Depremde, ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı.
ELAZIĞ'DA ÜÇÜNCÜ DEPREM
Elazığ'da artçı depremler sürüyor. AFAD verilerine göre Sivrice ilçesinde 3.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
8 ARTÇI DEPREM OLDU
Elazığ'ın Sivrici ilçesinde, Richter ölçeğine göre, saat 10.02'de meydana gelen 4.9'luk depremin ardından saat 11.11 itibariyle 8 artçı sarsıntı yaşandı.
Ana depremin ardından saat 10.09'da 2.6, saat 10.11'de 3.8, saat 10.16'da 1.7, saat 10.19'da 3.5, saat 10.23'te 3.5, saat 10.32'de 1.5, saat 10.39'da 1.8 ve saat 10.43'te 2.0 büyüklüğünde 8 deprem daha oldu. Depremler, yerin 7.00 kilometre derinliğinde meydana geldi.
ERSOY: BEKLENMEDİK DEPREMLER DEĞİL
Elazığ’daki depremin ardından uzmanlardan ilk açıklamalar da geldi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Şükrü Ersoy, "Birkaç yıl önce bu bölgede yine depremler olmuştu. Yakınında Doğu Anadolu fayı var. Burada yine büyük depremler oluşturabilecek yerler var Elazığ çevresinde. Zaten Hazar Gölü'nün oradan da geçiyor. Bu depremler normal. Çünkü kırılmamış pek çok bölge var. Dolayısıyla bunlar çok olağan, beklenmedik depremler değil." dedi.
KANDİLLİ SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ
DOĞU ANADOLU FAY SİSTEMİ
Karlıova-Antakya arasında değişik özellikte olan birbirlerini tamamlayan birçok sol yönlü doğrultu atımlı faydan oluşan zon, Doğu Anadolu Fay Sistemi olarak adlandırılmıştır (Arpat ve Şaroğlu 1972). Fay sistemi özellikle, 21 Mayıs 1971 tarhinde Bingöl ve yöresini etkileyen, birçok can ve mal kaybına neden olan depremle dikkati çekmiştir. DAFS’nun Kahramanmaraş’tan sonraki devamı tartışmalıdır. Arpat ve Şaroğlu (1972, 1975), fayın Karlova’dan başlayıp Bingöl, Palu, Hazar Gölü, Sincik, Çelikhan ve Gölbaşı’ndan geçerek yön değiştirdiğini, Hatay grabenini oluşturan faylarla devam ettiğini ve Ölüdeniz fayına birleştiğini belirtmektedir. Buna karşılık diğer bazı arştırmacılar (McKenzie 1972, 1975, Alptekin 1978, Şengör 1980), Hatay grabenini oluşturan fayları Ölüdeniz fayı ile birleştirirken, bu sistemi DAFS’den ayırmışlardır. McKenzie (1975), DAFZ’nun Ölüdeniz fayından farklı oduğunu, Adana-Misis dağlarına ulaşarak bindirme bileşenli karakter kazandığını, burada bindirme bileşeninin olmasının Ölüdeniz fayının hareketinden daha hızlı hareket etmesiyle mümkün olabileceğini savunmaktadır. DAFS’nin oluşum yaşı ve fay boyunca gelişen yanal ötelenme değerleri arasında var olan ilişkiler, fayın yıllık kayma hızını 7.9±0.3 mm/yıl olarak göstermektedir. Bu kayma hızı özellikle DAFS’nin Karlıova-Sincik arasındaki bölümü için geçerlidir (Herece,E.)
Karlıova - Bingöl Arası: DAFS'nin Karlıova doğusunda, KAFS ile kesiştiği yer olan Kargapazarı ile Bingöl doğusundaki Tarbasan köyü arasında kalan 65 km uzunluğundaki kesim, Karlıova- Bingöl segmenti olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). DAFS'nin KD ucunu oluşturan bu bölümün doğrultusu K50D'dur. Karlıova-Bingöl arası bölümde, çok sayıda KB-GD ve KD-GB gidişli eşlenik faylar bulunur. Arpat ve Şaroğlu (1972), Karlıova-Bingöl arasında DAF'ın atımının 22-27 km olduğunu; Şaroğlu (1985), atımın 17 km civarında olduğunu ileri sürmektedir.
Bingöl - Karakoçan (Elazığ) Fay Zonu: Sancak-Uzunpunar fay zonunun GB'sında, Karakoçan-Bingöl arasında, yaklaşık 50 km uzunluğunda bir alanda, birbirine paralel çok sayıda KB-GD gidişli kırıklardan oluşan zon, Bingöl-Karakoçan fay zonu olarak adlandırılmıştır. DAF'a dik açıda uzanan bu kırıkların genel gidişleri K50B olup, Bingöl ve Karakoçan olmak üzere iki bölgede yoğunlaşmaktadır. Morfolojik verilere bağlı olarak fayın sağ yönlü doğrultu atımlı ve Kuvaterner yaşlı çökelleri kesmeleri nedeniyle de diri fay olduğunu belirtmişlerdir.
Sancak (Bingöl) - Uzunpınar (Bingöl) Fay Zonu: Bingöl kuzeyinde, KAF ile DAF'ın birleştiği alana yakın bir bölgede, 40 km uzunluğunda ve 8 km genişlikte bir zonda dağılmış bulunan birbirine paralel çok sayıda KB-GD gidişli kırıklar, Sancak-Uzunpınar fay zonu olarak adlandırılmıştır. Bu zon içinde 14 km uzunluklara erişen bazı kırıklar da bulunmaktadır. DAF'a paralel kırıklar oldukları için bu faylar sol yönlü doğrultu atımlıdır.
Palu (Elazığ) – Sincik (Adıyaman) Arası: DAFZ'nun Palu güneyi-Hazar Gölü-Sivrice-Keferdiz-Şiro çayı vadisi-Sincik arasında uzanan yaklaşık 145 km uzunlukta K60D genel gidişli bölüm, Palu-Sincik segmenti olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). DAF, Palu ilçesi GB'sında, Murat nehri'nin 11 km'lik bölümü boyunca belirgin olarak izlenir. Murat nehrinin taşkın yataklarında izlenmeyen fay, Gümüşkaynak-Hazar gölü arasında tekrar belirginleşir. Hazar gölü'nü kuzey ve güneyden sınırlayan fay, göl tarafları aşağıda olacak şekilde normal eğim atım bileşeni kazanır. Fay, Fırat nehri boyunca yer yer sol yönlü ötelenmeler gösterir. Arpat (1977), DAF bu bölümde Fırat nehrini 13 km sol yönde ötelendiğini belirtmektedir. Palu-Sincik arasında, 26 Mart 1977'de Palu ve çevresini etkileyen, can ve mal kaybına neden olan mb=4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Çelikhan (Adıyaman) - Erkenek (Malatya) Arası: DAFS'nin Çelikhan ile Erkenek arasında, yaklaşık 45 km uzunlukta, K70D genel gidişli faylardan oluşan bölümü, Çelikhan-Erkenek segmenti olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Fay, Sincik kuzeyinde belirginliğini yitirir ve Çelikhan doğusunda, Göv mahallesine kadar izlenemez. DAF'ın Palu-Sincik ve Çelikhan-Erkenek arasında yer alan 20 km uzunluğundaki bu kısmında bindirmeler gelişmiştir. 1986 yılında Haziran ve Temmuz aylarında olan iki deprem, Çelikhan-Erkenek parçası ile Sürgü fayının kesiştiği alana yakın bir bölgede meydana gelmiştir. Anaşoktan sonraki artçıdepremlerden bazıları DAF, bazıları da Sürgü fayı boyunca dağılım göstermiştir.
Gölbaşı (Adıyaman) – Türkoğlu (Kahramanmaraş) Arası: DAFS'nin Gölbaşı doğusunda, Perveri (Harmanlı) ile Türkoğlu arasında yer alan yaklaşık 90 km uzunlukta, K55D genel gidişli birçok paralel kırıklardan oluşan bölümü, Gölbaşı-Türkoğlu segmenti olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). DAF, Erkenek GB'sında belirginliğini yitirir ve Gölbaşı doğusunda, Perveri yakınlarında tekrar belirgin hale gelir. Daha sonra GB'ya doğru Gölbaşı içinden geçer ve Türkoğlu'na kadar devam eder. Fay, Perveri-Sakarya arasında doğrusal; Sakarya- Elmalar arasında kuzeye doğru hafif iç bükey ve Türkoğlu'na uzanan kesimde ise güneye iç bükeydir. Bu bölümün batısında, ana fayın 7-10 km güneyinde, Narlı- Pazarcık-Haydarlı arasında DAF'a paralel ve birbirini tamalayan ikinci bir fay sistemi yer alır (Şaroğlu vd. 1987). DAF, Gölbaşı-Türkoğlu arasında morfolojik olarak çok belirgindir. Arpat ve Şaroğlu (1975), Gölbaşı yakınlarında fayın eğim atım bileşeninin olduğunu belirtmektedir. Erdoğan (1975), DAF'ın Gölbaşı civarında toplam atımının 20 km olduğunu savunmaktadır.
Türkoğlu (Kahramanmaraş) - Antakya Arası: DAFS’nin Türkoğlu-Antakya arasında, yaklaşık 180 km uzunlukta ve 6-30 km genişlikte bir alan içerisinde uzanan bölümü, Türkoğlu-Antakya segmenti olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). DAF, Türkoğlu yakınlarında, GB’ya doğru genel doğrultsunu değiştirerek kuzeye yaklaşır.
Türkoğlu (Kahramanmaraş) – Kırıkhan (Hatay) Arası: Türkoğlu’nun KKD’su ile Kırıkhan’ın GB’sı arasında, yaklaşık 120 km uzunlukta, birçok birbirine paralel K34D genel gidişli kırıklardan oluşan bölüm, Türkoğlu-Kırıkhan segmenti olarak adlandırılmıştır. DAF, bu bölümde yer yer 3 km genişlikte bir zon içerisinde yer alır. Türkoğlu-Kırıkhan arasında, son yüzyılda hasar-yapıcı olmayan çok sayıda küçük deprem meydana gelirken aynı bölgede, tarihsel dönem içinde yıkıcı depremler meydana gelmiştir (Ambraseys 1970, Soysal vd. 191).
Antakya (Hatay) Asi Nehri Arası: Antakya-Asi Nehri arasında, çok sayıda kademeli birbirine paralel K-G gidişli kırıklardan oluşan bölüm, Antakya-Asi Nehri arası bölüm adı altında incelenmiştir (Şaroğlu vd. 1987). Fay, Amik gölü güneyinde, G-K yönde akan Asi nehrinin Antakya yakınlarında önce batıya daha sonra da güneye dönmesine neden olur. Bu kesimde, boyları 4-15 km arasında değişen K-G gidişli birçok kademeli kırık yer alır. Bu kırıkların önemli sayılabilecek eğim atım bileşenleri vardır.
Karataş (Adana) – Osmaniye (Adana) Fay Zonu: Adana ovasının güneydoğusunda, Karataş-Osmaniye arasında, yaklaşık 120 km uzunluğunda bir zon içinde birbirine paralel çok sayıda KD-GB genel gidişli faylar, Karataş-Osmaniye fay zonu olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Kıyıya paralel uzanan faylar, morfolojik olarak belirgin olup, Kuvaterner yaşlı çökelleri etkilerler. Bu zon içinde, KD bölümde Yumurtalık fayı, kuzey bölümde ise Karataş fayı yer alır.
Karataş (Adana) Fayı: Yumurtalık fayının batısında, Karataş-Sarımazı arasında yaklaşık 67 km uzunlukta, KD-GB gidişli fay Karataş fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Morfolojik olarak çok belirgin olan fayın doğu bloğu aşağıda bulunmaktadır. Sarımazı-Ceyhan arasında yer yer sıçramalar yapan fay, genelde düzgün ve dar bir hat boyunca uzanır. Fay, Karataş civarında birbirine paralel parçalar halinde denizin içinde devam eder. Şaroğlu vd. (1987), morfolojik verilere göre ve Yumurtalık fayına paralel uzanmasına bağlı olarak, fayın düşey bileşenli doğrultu atımlı olabileceğini ileri sürmektedirler.
Yumurtalık (Adana) Fayı: Yumurtalık-Karagedik arasında, 62 km uzunlukta, birbirine paralel çok sayıda paraçalardan oluşan KD-GB gidişli faylar, Yumurtalık Fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Yumurtalık-Ümraniye arasında, 25 km'lik bölümünde morfolojik olarak çok belirgin olan fay, kıyıya paralel olarak uzanmaktadır. Morfolojik verilere bağlı olarak, fayın açılma bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı faylanma karakterinde olduğunu ileri sürmektedir.