Endonezya Ulusal Afet Yönetim Ajansı (BNPB) Sözcüsü Sutopo Nugroho, şiddetli yağışların etkili olduğu Güney Sulawesi eyaletinde meydana gelen heyelan ve su taşkınlarında ölenlerin sayısının 86’ya yükseldiğini açıkladı.
Şiddetli yağışlar nedeniyle baraj taşması sonucu bir köy sular altında kalmış binlerce kişi evsiz kalmıştı. Toprak kayması ve sel nedeniyle bölgedeki ana yolun kapanmasıyla yardımlar helikopterlerle ulaştırılmaya devam ediyor.
Öte yandan, Endonezya Devlet Başkan Yardımcısı Yusuf Kalla yaptığı açıklamada, yaşamını yitirenlerin ailelerine kişi başı 15 milyon rupi (bin 66 dolar) tazminat ödeneceğini kaydetti.
Endonezya Güney Doğu Asya’da bir devlet. Endonezya, Ekvator üzerinde Sumatra Adasından, Avustralya’ya kadar uzanan adalar topluluğu üzerinde kurulmuştur. Batı ve güneyden Hint Okyanusu, kuzeyden Güney Çin Denizi, kuzey doğudan Büyük Okyanus ile çevrili, 5’i büyük, 300’ü orta büyüklükte, kalanları çok küçük adacıklar olmak üzere toplam 13.677 adadan müteşekkildir.
17.508 adadan oluşan ülke dünyanın en büyük takımada devletidir.Aynı zamanda D-8, ASEAN ve İKÖ üyesidir.Komşuları, Papua Yeni Gine, Doğu Timor ve Malezya'dır.Başkent Java adasındaki Jakarta şehridir.
Endonezya ismini, şu anki dünyada tanılan ismi altında, Hindistan´ın latince ismi; Indus ve yunancada ada kelimesinin; nesos, birleşiminden almıştır. Şu anki Endonezya topraklarının tamamı yaklasık 450 yıl Hollanda´nın bir sömürgesi olmuştur ve bu devirde Hollanda´da ve diğer Avrupa ülkelerinde bu Yunan - Latin tabiri ile adlandırılmıştır. Ayrıca Endonezya yanardağların patladığı,tsunami ve depremlerin bolca yaşandığı bir ülkedir. Endonezya halkının çoğunluğu Müslümandır. Dünyanın Müslüman devletleri açısından en kalabalık nüfusuna sahiptir. Nüfusun %97'si Müslüman, geri kalanı Hindu ve Hristiyan'dır. Ülkeye içki ve domuz eti sokmak yasaktır, hatta inek eti de yasaklanmıştır, ancak Hindu ve Hristiyan halkların istekleri üzerine getirilebilmektedir. Türkiye ile ilişkileri gelişmiştir.
TARİHİ
Endonezya’nın tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler, 4-5 bin yıl kadar önce, Malaysia’dan halkın gelip yerleştikleri hakkındadır. Eski çağlardan beri ülkenin üzerinde bulunduğu adaların deniz ticaretinde ehemmiyeti çok büyük olmuştur. Bu sebepten, halk genellikle denizci veya tüccardı. Tarih çağlarında ülke, Çin, Hindistan, İran ve Bizans İmparatorluğunun deniz ticaret yolu idi. Halen bu özelliğini muhafaza etmektedir. Eski çağlarda ticaret gemileri buraya uğrar, baharat, reçine ve değerli kereste alırlardı. Ticaretteki bu ehemmiyeti sebebiyle, dünyanın çeşitli yerlerinden Endonezya’ya gelip yerleşen insanlar ülkede yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine sebep olmuşlardı. Bu devirlerde ülkede aşiret idareleri krallık haline geldi. Öyle ki her ada ayrı bir krallıktı. Yedinci ve on üçüncü asırlara kadar bölgenin en güçlü krallıkları, Sumatra ve Java krallıkları idi. Güçlü olmalarının bir neticesi olarak da bölge ticaretine hakimdiler. On ikinci ve on beşinci asırlarda Hindistan ve Malaysia’dan ticaret için buraya gelen Müslüman tacirler hak din olan İslamiyetin yayılmasına vesile olmuşlardı. Halk İslamiyeti hiçbir zorlama olmaksızın kabul edip benimsemişti. Bundan dolayı daİslamiyet, Endonezya’da süratle yayıldı.
Avrupa’nın sömürgecilik zihniyeti, Endonezya’yı 1511 senesinde yakaladı. Bu sene Portekiz Malakka’yı işgal etti. Bundan sonra İspanya, Hollanda ve İngilizler ülkeyi istila ettiler. Bu devletler Endonezya’yı sömürmenin yanısıra Hindistan’ı da sömürgelerine katmak için üs olarak kullanmakta idiler. On altıncı asrın sonlarında Hollandalılar, Doğu Hindistan, Java ve Moluk’da kurdukları şirketlerle bölge ticaretini ele geçirdiler. Bunun yanısıra Cakarta’ya üs kurmalarıyla Hollanda’nın bölgedeki nüfusu arttı. Diğer sömürgeci devletlerin anlaşmaları neticesinde 18. asrın sonlarında Hollandaülkeyi tam manasıyla tek başına ve insafsızca kendi menfaatine kullanmaya başladı. 1900’lü senelerin başlarından itibaren gün geçtikçe antiemperyalist fikirlerin kuvvetlenmesi sonucu Hollanda sömürgeciliğine karşı, milliyetçilik ve bağımsızlık mücadelesi fiilen başladı. Bu mücadelenin önde gelen liderlerinden Ahmed Sukarno 1927’de kurulan Milliyetçi Partinin başkanı oldu. Endonezya halkının başlattıkları ve her geçen gün kuvvet kazanan bağımsızlık mücadelesi karşısında Hollanda endişeye düştü. Halk tamamen Hollandalı sömürgecilerin menfaatleri doğrultusunda yönetilmekteydi. Milliyetçilik ve bağımsızlık hareketlerini yatıştırmak ve sömürgeciliğini devam ettirmek için Hollanda siyasi bir oyun olarak yerli halka idarede kısmen iştirak hakkı tanıdı. Bu oyuna kanmayıp tam bir bağımsızlık isteyen halkın mücadelesi çok kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışıldı. Mücadelenin liderlerinden Ahmed Sukarno ve arkadaşları yakalanarak sürgüne gönderildi. İkinci Dünya Savaşında Japonya, Endonezya’yı işgal etti. Siyasi olarak Japonlar ülke halkının Hollandalılara karşı yaptıkları bağımsızlık mücadelesini desteklediler. Japonlar, milliyetçilerin hükümet kurmalarına müsaade etti.
EKONOMİ
Ekonomi tarıma dayalıdır. Fakat bağımsızlığına kavuştuğundan beri sanayi, madencilik ve ticarette çok önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve bu ilerlemeler devam etmektedir. Topraklarının ancak % 7,5’u ekilebilir durumdadır. Sulanabilen arazilerde senede iki defa mahsul almak mümkündür. Ülkede en çok ekilen tarım ürünü pirinçtir. Pirincin çok yetiştirilmesine rağmen, halkın temel beslenme maddesi olduğu için ülke ihtiyacını dahi karşılayamamaktadır. Ekilebilir arazilerinin çoğunluğu Java, Bali ve Sumatra adalarındadır. Bu durum nüfus dağılımının en etkili faktörüdür. Pirincin yanında çay, baharat, tütün, mısır, yer fıstığı, şekerkamışı, manyok, patates, kahve, soya fasulyesi yetiştirilen önemli ürünlerdir.
Ülkenin üçte ikisinin ormanlık olması ekonomiye orman ürünlerinin katkısını arttırmaktadır. Orman ürünlerinde dünya ülkeleri arasında ikinci sırayı almaktadır. Kerestesi değerli olan abanoz ve hint meşesi ağaçları, kauçuk ormanlarından elde edilen kauçuk, kına ağacı kabuklarından elde edilen kinin ülke ekonomisine büyük katkısı bulunan orman ürünleridir. Dünya kinin ihtiyacının % 90’ını Endonezya karşılamaktadır. Ormanlar devlet kontrolündedir.
Madenlerin işletilmesi sömürge devrine göre, ülke için daha faydalı hale gelmesine rağmen, ekonomi halen dışa bağımlı, dış yatırımlara muhtaçtır. Senelik 50 milyon ton olan petrol üretimi ülke petrol rezervlerinin pek azının değerlendirilmesi ile elde edilir. Petrol rafinerilerinin gelişmesi her geçen gün petrol üretimini artırmaktadır. Petrol en ziyade Sumatra ve Kalimantan bölgelerinden elde edilmektedir. İhracatının yarısını petrol tutmaktadır. Petrol ve tabii gaz istihsalinden sonra ülke maden üretiminde ikinci sırayı teşkil eden kalay istihsalinde dünya devletleri arasında üçüncü sırayı almaktadır. Sanayi, ancak bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra kurulmaya başlandı. Petrol rafinerileri, demir-çelik sanayii, lastik, çimento, kağıt, kinin, gübre, dokuma fabrikaları her geçen gün çoğalmaktadır. Tuz üretimi devlet tekelinde olup, ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir. Limanları her tonajdaki gemilerin yanaşmasına elverişli, tersaneleri de her geçen gün gelişmekte olmasına rağmen kendi deniz filosu yetersizdir. Ülkenin en çok sıkıntı çektiği husus elektrik enerjisinin yeterli olmamasıdır. Fakat son yıllarda bu konuda kayda değer çalışmalar yapılmaktadır. Makina, elektronik, dokuma ve kimya sanayii gelişme içerisindedir.
Hayvancılık ülke ekonomisinde fazla bir yer tutmaz. Sadece koyun, keçi ve kümes hayvanları beslenmesi yaygındır. Ülkenin fiziki yapısı icabı balıkçılık ekonomide geniş bir yer tutar. Son zamanlarda senelik balık istihsali iki milyon ton dolaylarına erişmiştir. Genellikle kıyı balıkçılığı olarak yapılan balıkçılık, ülke için ticari bir vasıf taşımaz. Japonya’nın yardımlarıyla balıkçılık gelişmekte, açık deniz balıkçılığı için çalışmalar yoğunlaşmaktadır. Karayolu ulaşımı mühim olmadığı için fazla gelişmemiştir. Hava ve deniz ulaşımı ülke ihtiyacını karşılayacak seviyededir.