İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada,
"Türk Tabipleri Birliği merkez konseyinin, ülkemizin ve milletimizin milli birlik ve beraberliğini, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hedef almış terör örgütüyle mücadele kapsamında ulusal mevzuat ve BM Şartı 51. madde ile BM Genel Kurulu'nun 1373, 1624, 2170 ve 2178 sayılı terörle mücadele bağlamında aldığı kararlar uyarınca başlattığı meşru, hukuka uygun Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili 'savaş' değerlendirmelerine yer vererek yaptığı açıklama ülkemize ve milletimize alçakça saldırılarda bulunanların dışında kimseye bir yararı yoktur ve açıklama terör örgütü ile onun iç ve dış destekçileri dışında karşılık bulamamıştır" ifadelerine yer verildi.
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ NE DEMİŞTİ?
TTB, Afrin operasyonuna dair yaptığı "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı açıklamada "Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir" demişti.
TTB'nin açıklaması şöyleydi:
TTB'nin açıklaması şöyle: "Biz hekimler uyarıyoruz:
Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.
Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.
Savaşa hayır, barış hemen şimdi!"
ERDOĞAN, 'TERÖRİST SEVİCİLER' DEDİ
Bu açıklama sonrası Erdoğan, Türk Tabipleri Birliği’ni “Terörist seviciler” ifadesiyle hedef gösterdi.
Erdoğan konu hakkında şunları söyledi: "Bazı kesimler bunu iyi duysunlar. Bugün operasyonun 7. günü. 343 terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar tespit edilenler. Bundan rahatsız olan, sözde Türk Tabipler Birliği gibi bir kesim savaşa hayır diye kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin bugüne kadar barışa evet dediklerini duymadık. Bunlar bugüne kadar güneydoğuda, doğuda, vatandaşlarım şehit edildi. İçeride olan terör uygulayıcılarına yönelik en ufak açıklama duyduk mu? Duymadık. Bunlar bu işin içindeler. Kandil'e kadar gidip, ondan sonra yazdıkları kitaplarla kendilerine kaynak temin etmeye çalışanların teröristlerin karşısında dikildiklerini duymadık. PYD, YPG, DEAŞ, PKK, bütün bu terör örgütlerinin yapmış olduğu taciz hareketlerine karşı bizim uluslararası hukuktan doğan haklarımızı hazmedemeyen bu sözde kişiler veya dernek kusura bakmasınlar. Attığımız adım kararlı bir adımdır."
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ'NDEN YANIT
Erdoğan'ın hedef göstermesi sonrası Türk Tabipler Birliği'nin sitesinden 7 maddelik bir açıklamayla yanıt verdi.
Açıklama şöyleydi:
- " Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi 24 Ocak 2017 Çarşamba günü kamuoyuna bir açıklama yapmıştır.
- Açıklamayı izleyen iki gün içerisinde tarafımıza farklı tepkiler ulaşmıştır. Açıklamamızı olumlayan ve destekleyen bir çok geri bildirimin yanında, metinde yer almayan ifadeler eklenerek hedef gösteren ve adeta bir lince davetiye çıkaran söylemler ve tehditler de söz konusudur.
- TTB Merkez Konseyi gerek hekimlerin gerekse de vatandaşlarımızın tepkilerini dikkatle dinlemektedir.
- Öncelikle tekrarlanması gereken TTB Merkez Konseyi’nin açıklaması halen sınır ötesinde bulunan çocuklarımızı, onların ana, baba ve yakınlarını da gözeterek, büyük bir özenle, hiçbir insana hürmetsizlik etmeyen bir uslupla kaleme alınmıştır. Orada görevli bulunan insanlar tepki gösterenler kadar bizim de canımızdır. TTB Merkez Konseyi bu anlamda kendisi hakkında yapılan çarpıtmaları reddetmektedir.
- TTB Merkez Konseyi bu süreçte bir hekim birliği tutumu ve sorumluluğuyla görüşlerini ifade etmiştir. Savaş, çatışma, terör operasyonu ve benzeri durumlarla ilgili hekimlik değerleri ve yıllar boyunca geliştirilen tutum bildirgeleri hiçbir farklı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. TTB Merkez Konseyi’nin 24 Ocak tarihli açıklaması bütünüyle bu birikime sadık kalarak yapılmıştır.
- Yukarıdaki gerçeklere rağmen tepkilerin kimi provokatif saldırılara da meydan verecek çağrılara, hedef göstermelere dönüştüğünü üzülerek duyuyor, görüyor, yaşıyoruz. Son olarak devletin en yetkili makamlarının açıkladıkları görüşler kimileri için TTB Merkez Konseyi’nin hedef olarak algılanması tehlikesini de içermektedir.
- TTB Merkez Konseyi bu bilgiler ışığında kamu otoritesine herkesin can güvenliğini güvence altına alacağı ve hiç kimseyi dışlamadan görüşlerini ifade edebileceği bir ortamı tesis etme görevini yerine getirme sorumluluğunu hatırlatır, bu vesileyle özgür, demokratik ve barış içerisinde bir Türkiye ve dünya özlemimizi bir kez daha paylaşırız."