Eren Bülbül'ün acısı ilk günkü kadar taze! Ayşe Bülbül: Benim Eren'imdi Türkiye'nin Eren'i oldu!
Trabzon'un Maçka ilçesinde, PKK'lı teröristlerin erzak çaldığını ihbar edip, güvenlik güçlerine teröristlerin yerini gösterirken açılan ateşle şehit olan Eren Bülbül’ün (15), ölümünün 4’üncü yılında oğlunun kabrine gelen anne Ayşe Bülbül, “4 yıl oldu ama hala o günkü acıyı yüreğimde hissediyorum." dedi.
113
Trabzon'un Maçka ilçesinde kırsal bir bölgede, 11 Ağustos 2017 tarihinde PKK terör örgütü mensuplarının yerini gösterirken çıkan çatışmada Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik ile şehit düşen Eren Bülbül'ün ailesinin acısı ilk günkü kadar acı veriyor.
213
İlçenin Çamlıdüz Yaylası'nda bulunan anne Ayşe Bülbül, AA muhabirine, Eren'i 4 yıldır her gün andığını, aklından çıkaramadığını söyleyen acılı anne Eren'in çalışmayı seven, yerinde duramayan ve ailesini çok düşünen bir çocuk olduğundan bahseden anne Bülbül "Eren çok hareketli bir çocuktu. Bu yaylada onu bir saat evde bulamazdınız. Eren'le en son bu evden gittik, sonra yavrum buraya dönüp gelmedi." dedi. Ayşe Bülbül, Eren'in bir gün bile boş kalamadığını, boş kaldığında ise "ekmeğimiz yok, ne yiyeceğiz" diye düşündüğünden bahsederek, "4 yıl değil, 1400 yıl geçse de yavrumun, Eren'imin acısı bitmez. Ben bu acıyı bitiremem ama sonuçta yapacak, diyecek hiçbir şey yok. Vatan sağ olsun." diye konuştu.
313
Bülbül, 11 Ağustos 2017 tarihinde oğlunun vefat haberini aldığı o acı güne ve yaşadığı duyguları, şöyle anlattı:
Trabzon'daki fakülte hastanesine gittiğini belirten anne "Çocukların hastane kapısındaki bağrışmalarını gördüm, taksinin içinde, yavrumun şehit edildiğini anladım. Kaymakam bey, belediye başkanımız, doktorlar bana doğru geldiler, bana bir şekilde diyecekler, 'bana hiç kimse bir şey demesin, benim yavrum şehit edildi, siz söylemeden ben söyleyeyim' dedim. Benim yavrumun anılmadığı, isminin geçmediği yer yok. Türkiye'nin değil, dünyanın dört bir yerinden yavrumun çok sayıda ziyaretçisi oluyor. Ben onlarla gurur duyuyorum. Yıllar geçti, dördüncü yılı oldu, aynı bugünkü gibi. Allah düşman başına evlat acısını vermesin. Evlat acısını zaman geçtikçe daha iyi anlıyorsunuz." dedi.
413
BENİM EREN'İMDİ, TÜM TÜRKİYE'NİN ERENİ OLDU
Anne Bülbül, oğlu defnettikten sonra yaşadıklarını şu şekilde anlattı: Eren'in kabri başında gelen giden konuşuyor. Ben yavrumun şehit edildiğine inanamıyorum. Yavrumu kıskanıyorum. Bu çocuk benim, ben bu çocuğu ne zorluklarla büyüttüm, ne şekilde baktım, ne kıtlıklarda büyütmüşüm, benim yavrumu bu millet niye konuşuyor? Sonra tabi insan her şeyi içine sığdırıyor, her şeyi üstlenmek zorunda oluyor. Benim Eren'imdi, tüm Türkiye'nin Eren'i oldu. Benim yavrumu ve bizleri unutmayan herkesten Allah razı olsun. Yavrum, tüm Türkiye'nin evladı oldu." şeklinde belirtti.
513
YAVRUMUN YAPTIĞI FEDAKARLIK UNUTULMAYACAK
Acılı anne, Eren'i dört yıl olduğunu ve halen beklediğini, kapıyı kilitlemediğini belirtti ve "Çocuklar, akşamları kapıyı arkadan kilitlediklerinde benim zoruma gidiyor. 'Benim yavrum çıkıp gelecek' diye bekliyorum ama dört yıl oldu. Aynı acı, aynı duygu, aynı o şehit edildiği günkü içimdeki o burukluklar, o acılar, aynen benim içimde yine devam ediyor ama yapacak bir şey yok, vatan sağ olsun diyeceğiz." diye konuştu.
613
İçişleri Bakanlığının düzenlediği "Eren Operasyonları" hatırlatıldığında ise Ayşe Bülbül, gelişmeleri haberlerden takip ettiğini ve çok gurur duyduğunu belirtti.
713
Bülbül, "Ne istediler benim yavrumdan? Gecekondumuza girdiler, o gecekonduda büyüyen yavrudan ne istediler?" diyerek gözyaşlarına hakim olamadı.
813
Ayşe Bülbül, "Kesişme; İyi ki Varsın Eren" adlı sinema filmi sorulduğunda ise, filmde kendisinin ya da çocuklarının oynamadığını, anlattıkları bilgilerin filmde kullanılacağını söyledi.
913
Bülbül, Eren'in yaptığı fedakarlığın unutulmayacağını söyleyerek "Eren, benim evladım değil de başkasının evladı da olsaydı ben aynı duyguyu, aynı acıyı başkasının evladında da yaşardım." dedi.
1013
Bülbül, şehit oğlunun anlatılacağı Kesişme; İyi ki Varsın Eren filmini izleyeceğini belirterek:
"Eren'in, bizlerin hayatı canlanacak. Bizim hayatımız çok çileyle geçti, o çileleri bir daha tekrar izlemek beni biraz üzecek. Eren'in doğumundan 15 yaşına kadar çektiği çileler, yokluklar anlatılacak. Eren'i oynayacak çocuklar yavruma benziyorlar. Yavrumu bulmuş getirmişler gibi ama kendi yavrun gibi hissetmiyorsun."
.
1113
TORUNUNA EREN ADINI VERDİ
1213
Eren'in adını, şehit edilmesinden sonra yeni doğan torununa verdiklerini aktaran Bülbül, torununun yanında olduğu zaman kendini daha güçlü hissettiğini belirtti. "Bunlara belli etmeden Eren'in ensesini kokluyorum, benim yavrum ter kokardı ama bu benim yavrum gibi kokmuyor. 14 tane daha torunum var. En çok sevdiğim bu, yani Eren. Benim yavrumun yerini tutmaz ama yine de onunla zaman geçiriyoruz, onunla teselli oluyoruz." diye anlattı.
1313
Eren'in ablası Yeter Bülbül Fındık ise şehit kardeşi ile gurur duyduğunu belirterek, "Türkiye'nin gururu, diyecek kelime bulamıyorum. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun." dedi.
Fındık, 3 yaşındaki oğlunun dayısı Eren'e benzediğini dile getirerek, "Bu da küçük Eren'imiz. Aynı onun gibi yemek yemesi, onun gibi kıpır kıpır yerinde duramıyor." ifadelerini kullandı.