Son zamanlarda gençlerin çoğunu tesiri altına alan kaygı bozukluğu, özellikle pandemi döneminde en çok araştırılan konulardan biri haline geldi. Genellikle ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye,üniversiteden iş hayatına geçiş dönemlerinde insanı etkisi altına alan kaygı bozukluğu, sonu tahmin edilemeyen durumlarda ve ortamlarda durumlarda oluşur. Soğuk kanlı davranamayan ve düşünmekten kendini alamayan bireyleri tesiri altına alan bu hastalık geçici midir?
ERGENLİKTE VE GENÇLERDE GÖRÜLEN ANKSİYETE BOZUKLUĞU NEDİR?
Anksiyete, kaygı, strese bağlı verilen doğal bir tepkidir, hatta bazı durumlarda faydalı olabilir. Kaygı bozukluğu bir bakıma bizi tehlikelere karşı uyarabilir, olabilecek her olaya veya yaşayacağımız her duruma hazırlanmamıza ve dikkat etmemize yardımcı olabilir. Anksiyete bozuklukları, normal sinirlilik veya endişe duygularından farklıdır. Bu bozukluk aşırı korku veya endişe içerir. Anksiyete bozuklukları, ruhsal bozuklukların en yaygın olanıdır ve yetişkinlerin yaklaşık %30'unu hayatlarının bir noktasında etkiler. Ancak anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir ve çok fazla tedavi çeşidi mevcuttur. Tedavi, çoğu insanın normal üretken yaşam sürmesine yardımcı olur.
ANKSİYETE BOZUKLUĞU BİREYDE NEYİ İFADE EDER?
Anksiyete, gelecekteki bir endişe beklentisini ifade eder ve daha çok kas gerginliği ve kaçınma davranışı ile ilişkilidir. Bu korku, acil bir tehdide verilen duygusal bir tepkidir ve daha çok "savaş ya da kaç" tepkisiyle ilişkilidir. Ya savaşmak için kalmak ya da tehlikeden kaçmak için ayrılmak gibi düşünülebilir.
Anksiyete bozuklukları, insanların semptomlarını tetikleyen veya kötüleştiren durumlardan kaçınmaya çalışmasına neden olabilir. İş performansı, okul çalışmaları ve kişisel ilişkiler bu kaygı bozukluğuyla birlikte olumsuz şekilde etkilenebilir.
ANKSİYETE BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ
Anksiyete bozukluklarının ana semptomu aşırı korku veya endişedir. Anksiyete bozuklukları ayrıca nefes almayı, uyumayı, hareketsiz kalmayı ve konsantre olmayı zorlaştırabilir. Spesifik semptomlarınız, sahip olduğunuz anksiyete bozukluğunun türüne bağlıdır.
Yaygın semptomlar şunlardır:
Panik, korku ve huzursuzluk
Panik, kıyamet veya tehlike duyguları
uyku sorunları
Sakin ve hareketsiz kalamamak
Soğuk, terli, uyuşmuş veya karıncalanan eller veya ayaklar
Nefes darlığı
Normalden daha hızlı ve hızlı nefes alma (hiperventilasyon)
Kalp çarpıntısı
Kuru ağız
Mide bulantısı
gergin kaslar
Baş dönmesi
Bir problem hakkında tekrar tekrar düşünmek ve duramamak (ruminasyon)
Konsantre olamama
Korkulan nesnelerden veya yerlerden yoğun veya takıntılı bir şekilde kaçınma
TEŞHİS VE TEDAVİ
İlk adımınız, semptomlara neden olan fiziksel bir sorun olup olmadığını anlamak için doktorunuza danışmaktır. Bir anksiyete bozukluğu teşhisi konulursa, bir akıl sağlığı uzmanı en iyi tedaviyi bulmak için sizinle birlikte çalışabilir. Fakat ne yazık ki, anksiyete bozukluğu olan birçok insan yardım almak istemiyor. Çünkü etkili tedavileri olan bir hastalıkları olduğunun farkında bile değiller.
Her anksiyete bozukluğunun kendine özgü özellikleri olmasına rağmen, çoğu iki tür tedaviye iyi yanıt verir: psikoterapi veya “konuşma terapisi” ve ilaçlar. Bu tedaviler tek başına veya kombinasyon halinde verilebilir. Bir tür konuşma terapisi olan bilişsel davranış terapisi, bir kişinin daha az endişeli hissetmesine yardımcı olmak için farklı düşünme, tepki verme ve davranma biçimi öğrenmesine yardımcı olabilir. İlaçlar anksiyete bozukluklarını iyileştirmez, ancak semptomlardan önemli ölçüde kurtulmayı sağlayabilir. En sık kullanılan ilaçlar, anti-anksiyete ilaçları (genellikle sadece kısa bir süre için reçete edilir) ve antidepresanlardır. Kalp rahatsızlıkları için kullanılan beta blokerler bazen anksiyetenin fiziksel semptomlarını kontrol etmek için kullanılır.
KENDİ KENDİNE YARDIM,BAŞA ÇIKABİLME
Anksiyete bozukluklarının semptomlarıyla başa çıkmak ve tedaviyi daha etkili hale getirmek için insanların yaptığı birçok şey vardır. Genellikle tıbbi yardıma gerek duymayan bireylere, stres yönetimi teknikleri ve meditasyon yardımcı olabilir. Destek grupları (yüz yüze veya çevrimiçi), deneyimleri ve başa çıkma stratejilerini paylaşma fırsatı sağlayabilir. Bir bozukluğun özellikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve aile ve arkadaşların durumu daha iyi anlamalarına yardımcı olmak da etkili olabilir. Semptomları kötüleştirebilecek kafeinden kaçınılmalı ve herhangi bir ilaç kullanma konusunda doktorunuza sormadan hareket etmeyin. Belirtileri kendinizde görüyorsanız, mutlaka bir doktora başvurun.