Eylül cinayeti davasında küçük tanık: Sanıklar gizli gizli konuşuyorlardı, bizi görünce kestiler

ANKARA'nın Polatlı ilçesinde geçen yıl Eylül Yağlıkara'nın (8) öldürülmesiyle ilgili, ailenin komşusu Uğur Koçyiğit'in (42) tutuklu, annesi Huriye Koçyiğit'in (69), tutuksuz yargılanmasına başlandı.

Eylül'ü, cinsel istismarda bulunduktan sonra boğarak öldürdüğü iddia edilen Uğur Koçyiğit, suçlamaları reddederek, eve gelen bir kadının verdiği sigarayı içtikten sonra o günle ilgili hiçbir şeyi hatırlamadığını ileri sürdü. Eylül'ün oyun arkadaşı tanık B.Y. (11), Eylül'e bakmak için sanığın evine gittiklerini söyleyerek, "'Eylül nerede?" dedik. "Eylül yok" dedi, bu sırada bagajda bir şeyle uğraşıyordu. Sanık Huriye ile sanık Uğur'un gizli gizli bir şeyler konuştuğunu gördük. Bizi görünce konuşmayı hemen kestiler" dedi.

Geçen yıl 22 Haziran'da kaybolduktan 1 hafta sonra cesedi toprağa gömülü bulunan Eylül Yağlıkara'nın boğularak öldürülmesiyle ilgili tutuklanan ailenin komşusu Uğur Koçiğit ve tutuksuz olan annesi Huriye Koçyiğit, Ankara 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıl hapis istenen Uğur Koçyiğit ile ona yardım ettiği gerekçesiyle 20 yıl hapis istenen annesi Huriye Koçyiğit, duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya Eylül Yağlıkara'nın ailesi ve tarafların avukatları da katıldı.

'SİGARAYI İÇTİKTEN SONRASINI HATIRLAMIYORUM'

Sanık Uğur Koçyiğit, olay günü saat 10.00 sıralarında avlunun girişinde maktul Eylül Yağlıkara ve Boran Yağlıkara'nın kendisini durdurup, çocuklarını sorduklarını söyledi. Sanık, "Boran bana "Eylül burada mı?" diye sordu. Ben de kendisine "Eylül burada yok, gelmedi diye" söyledim. Boran evine gitti. Sonra bir kadın geldi eve. "Evde kimse var mı?" diye sordu. "Yok" dedim. "Hayırdır" diye sorduğumda eşya topladığını söyledi. Kadın benden ateş istedi, sigarasını çıkarıp yaktı. Ondan sonra bana bir sigara uzattı. "Yok içmem, yeni içtim" dedim. "Yok iç" diyerek bana ısrar etti. Ben de sigarayı yaktım. Aşağı yukarı 15-20 saniye sonra ayağa kalktım, yerimden kalktığımda vücudum karıncalandı. Ondan sonra o günle ilgili başka bir şey hatırlamıyorum. Saat 14.30 gibi kendime geldim. Sanki rüya gibiydi, anlatamıyorum. Bir şeyler hatırlıyorum; ancak izah edemiyorum. Annemin aracıma bindiğini ve pazardan geldiğimizi biliyorum. Ancak zaman olarak bunların ne zaman olduğunu bilemiyorum. Kendime geldiğimde evin avlusundaydım. Sonra Eylül'ün kaybolduğunu öğrendim. Jandarma ile aramalara katıldık. Ben suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı istiyorum" dedi.

'KARAKOLDAKİ İFADEMİ KABUL ETMİYORUM'

Sanık Uğur Koçyiğit, mahkeme başkanının jandarmadaki ifadesinde sigara aldığı kadından bahsetmediğini söylemesi üzerine, "Polatlı'da beyanım alınırken beni aşırı derecede hırpaladılar. Ben savcı beye de avukatıma da iyi olmadığımı söyledim. İfade verecek durumda değildim. Karakolda ve savcılıkta verdiğim beyanlarımı kabul etmiyorum" dedi.

Sanık Koçyiğit, aracında ve gömleğinde Eylül'ün DNA'sı, Eylül'ün gömüldüğü yerdeki sigara izmaritinde kendi DNA'sı bulunmasıyla ilgili de "Eylül sürekli oynamak için bize gelirdi. Olaydan 1 gün önce araçta oynadıklarına şahit oldum. Bakkaldan sigara aldım, dönüşte benim çocuklarımla aracın kasasına binmişlerdi. Eve döndüğümüzde "Beni indirir misin?" dedi. Koltuk altında tutup indirmeye çalıştım, yere bıraktım. Islak eliyle elime tuttu. İndirirken göğsümden tutmuştu. O sırada çeşmeye götürdüm, benim gömleğimden tuttu. Bu nedenle üzerimde DNA çıkmış olabilir" dedi.

ANNE KOÇYİĞİT: BEN CANİ DEĞİLİM

Sanık Huriye Koçyiğit ise "Ben suçsuzum, ben cani değilim. Ben o bebekten ne intikam alacağım. Babası da annesi de biliyor ki ben yoktum, yapmadım" dedi.

EYLÜL'ÜN ANNESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Eylül Yağlıkara'nın annesi Şerife Yağlıkara ise kızı Eylül'ün sabah 09.30'da kahvaltı yaptığını ve daha sonra oyun oynamak için Boran Yağlıkara'nın yanına gittiğini belirterek, "Saaat 10.30 gibi Boran'ın evinde kola içmişler. Bisikletini alıp gitti. Ben ondan sonra Eylül'ü daha görmedim. Eşim camiden geldiğinde ben Eylül'ü aramak için mahalleye çıktım. Gidebileceği birkaç ev vardı oralara gittim ama sanığın evine gitmedim. Eylül'ü bulamayınca tekrar eve döndüm ve bu sırada sanık bizim evin avlusunda dolanıyordu" dedi. Şerife Yağlıkara, sanık Uğur Koçyiğit'e dönerek "Biraz dürüst ol ve kalk erkekçe anlat gerçekleri" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

'GİZLİ GİZLİ KONUŞUYORLARDI'

Eylül'ün oyun arkadaşı tanık 11 yaşındaki B.Y. ise "Ben balkondan baktığımda, Eylül'ün bisikleti sanık Uğur'un bahçesinde görünüyordu ancak Eylül'ü görmedim. Yaklaşık yarım saat sonra Nida geldi. Bizim avluda biraz bisiklet sürüp Eylül'e bakmak için sanık Uğur'un evine gittik. Biz baktığımızda Eylül'ün bisikleti çalılıkların içinde duruyordu. "Eylül nerede?" dedik. "Eylül yok" dedi, bu sırada bagajda bir şeyle uğraşıyordu. Sonra Nida ile birlikte Eylül'ün bisikletini alıp evine götürdük ve Halil İbrahim amcaya söyledik. Biz Eylül'ü aramaya başladığımızda sanık Huriye ile sanık Uğur'un gizli gizli bir şeyler konuştuğunu gördük. Bizi görünce konuşmayı hemen kestiler" dedi.

Tanık İzzet Bükülmez de bölgede çobanlık yaptığını ve olay günü yoldan geçerken, Eylül Yağlıkara'nın gömüldüğü direğin yanında sanık Uğur Koçyiğit'i gördüğünü söyledi.

Mahkeme heyeti, Uğur Koçyiğit'in tutukluluk halinin devamına karar verirken, annesinin tutuklanmasının talep edilmesini reddetti. Duruşma, tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

İDDİANAMEDEN

İddianamede yer alan bilgilere göre Eylül, olay günü öğle saatlerinde arkadaşıyla birlikte Uğur Koçyiğit'in evine gidip çocuklarını sordu. Evde yalnız olan Uğur Koçyiğit, Eylül'ün arkadaşını gönderip küçük kıza cinsel istismarda bulundu. Eylül, Huriye Koçyiğit'in eve gelmesi üzerine kaçtı. Uğur Koçyiğit, peşinden gittiği Eylül'ü zorla otomobiline bindirip boğarak öldürdükten sonra kendi diktiği elektrik direğinin dibine gömdü. İddianamede, sanık Uğur Koçyiğit'in cep telefonunda Mayıs ve Haziran aylarında çocuk pornosu izlediğinin belirlendiği de bildirildi.

FOTOĞRAFLI

İç Haberler Haberleri