FOX TV'den ayrılması ve emekli olma kararı ile milyonları şaşırtan gazeteci Fatih Portakal, YouTube kanalı açarak haberciliğe geri dönmüştü. Kanalında kısa bir sürede 300 bini geçen abone sayısını geçen Fatih Portakal, çokça merak edilen istifasına ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde bir video yayınlamış kararına ilişkin ortaya atılan senaryoları yorumlamıştı. Portakal şimdi de emekli olmasına ilişkin olarak karar alma süreci, yaşananlar ve nedenlerini YouTube kanalında yayınladığı videoda anlattı.
FATİH PORTAKAL NEDEN İSTİFA ETTİ?
Fatih Portakal,"Malum işim kolay değil ama keyifli tarafları da çok fazla. Neticede emek vererek gelmiş bir yerden bahsediyorum. Ben Haziran 19'unda yıllık izne çıktığımda benim kafamda ayrılayım diye bir düşünce yoktu. Onu sizlerle net bir şekilde paylaşayım. Yani 19 Haziran'da çıkacaktım (izin) daha sonra Eylül'ün ikinci veya üçüncü haftası tekrar dönecektim." dedi.
"ÇALIŞMA NİYETİM VARDI"
Fatih Portakal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim bir hobim var, yelken. 20-21 Haziran gibi biz İstanbul'dan üç arkadaş Kalamış'tan çıktık. Ve 10 günlük çok keyifli bir yolculukla hayatı da geleceğimizi de konuşarak keyifli bir yolculuk yaptık. 10 günde İzmir'e geldik, Seferihisar'a demirledik.
Gelmeden önce de şöyle bir olay olmuştu. Ben her tatile çıktığımda mutlaka birileri bir şey yazar: Fatih Portakal kovuldu mu, neden erken tatile çıktı? Bu sefer de yazıldı, edildi. Ben bir video çekmiştim, o tarihlerde 21-22'si gibi. Her sene kovuluyorum, merak etmeyin, sezon başladığında karşınızda olacağım gibi. Çalışma niyetim vardı, o an için kafamda.
Daha sonra eve geldim. Eşim Armağan'la hem seyahati konuştuk, hem süreci konuştuk vesaire. Daha sonra aslında şunu fark ettim: Eşimle birlikte bir şeyleri konuşma isteği. Çünkü son günlerde kafamda bir şeyler tasarlıyordum. Hayatın daha keyifli yönleri olduğu, daha sağlıklı yaşamak, daha mutlu olmak, daha huzurlu olmak, endişelerden daha uzakta yaşamak. Bunlar kafamda netleşmeye başlayan şeylerdi."
KORONAVİRÜS SALGINI
"Malum korona diye bir süreci yaşıyoruz ve 2020 yılının ilk aylarından itibaren de bunu fazlasıyla yaşamaya başladık. " diyen Portakal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Armağan (eşini kastederek) bu bulunduğumuz mekanda korona denilen rahatsızlığı çok fazla hissetmeyen kişiydi. Kendi benden ve yakın çevresinden daha sağlıklı hissediyordu. Büyükşehirde yaşayan bizler de işe gitmek, çalışmak zorundaydık. Şirketlerimiz önlem almıştı, evet farklı farklı yerlerde önlemler vardı ama yine de dikkatli olma gerekliliği vardı hepimizde. Bunun tedirginliği içerisinde işimizi götürüyorduk ve Armağan'la konuşurken Temmuz başı gibi Kovid-19 rahatsızlığı ile nasıl mücadele ettiği, neler yaptığını anlattı bana. Daha önce bu kadar detaylı konuşmamıştık, konuşamadığımızı hissetmiştik.
Kendi kendime şu soruyu sordum: Ne kadar sağlıklı bir yaşam aslında? Havanın temiz olduğu bir yerde, ağaçların arasında ve kendi ürünlerini yetiştirerek zehirsiz bir ortamda yaşıyor, insanlarla minimum seviyede ilişki sağlıyor. Bu aslında güzel bir şeydi. Gerekçelerden bir başkası da buydu."
"HABERE YORUM KATMIŞTIM, KİMİLERİ BUNU ZEHİRLİ BİR DİL OLARAK GÖRÜYORDU"
FOX Haber olarak kolay bir iş yapmadıklarını belirten Portakal, "Özellikle son 6 yıldır lider konumda gidiyorduk. Farklı ve sıra dışı bir iş yapıyorsun, haber olarak Türkiye'nin ekranlara getirmediği haberleri ekrana getiriyorsun. Bende sıra dışı bir sunum yapıyordum. Bunun da farkındayım, habere yorum katmıştım. Kimileri bunu zehirli bir dil olarak görüyordu, kimileri gereksiz bir şey olarak görüyordu ama Türkiye de bu tarzı sevdi. Haber ve haberi sunan kişinin ara ara yapmış olduğu özgür yorumlar. İşte o özgür yorumlar zaman içinde pek fazla dikkate alınmadı. Daha sonra güç odakları tarafından bakıldı, görüldü ki toplum nezdinde etkisi var. Sadece kendilerine muhalif olan kesimde değil kendi kesiminde de sorgulamalara neden oluyor. O andan itibaren FOX Haber ve ben dikkate alınmaya başladık. Dikkate alınmaya başladıktan sonra da gözler üzerinizde oluyor." diye konuştu.
"ÇOK ŞEYİ GÖĞÜSLEYEMİYORDUM, BENİM YERİME GÖĞÜSLEYENLER VARDI"
Fatih Portakal şunları kaydetti:
"Yaptığımız iş Türkiye'nin gündemini oluşturmaktı. Haber spikerlerinden farklı olarak da kendimi haber anlatan kişi olarak konumlandırıyorum. Duygusuyla, düşüncesiyle kafasından geçenleri arkasında başka bir ajandası olmayan bir insanın söylediklerini paylaşıyorum. Bu insanda yıpranmaya neden olabiliyor. Bedensel, kafa ve ruh anlamında. Yakın çevremde zaman zaman bunun rahatsızlığını yaşayan arkadaşlarım da oldu. Ara ara o sorgulamaların içerisine giriyordum. Buna sebep olanlardan biri ben olabilir miyim? Çünkü ben çok şeyi göğüslemiyordum, benim yerime göğüsleyenler vardı. Onlardan biri de Doğan Şentürk'tü, hakkını da ödeyemem. Çok şeyi göğüsledi, çok şeyi de bana iletmemiştir. Moralim bozulmasın, kendime sansür koymayayım diye. Böyle bir ortamda yakın çevrenizdeki insanların yaşadığı rahatsızlıkları görüyorsunuz ve üzülüyorsunuz. Bunda bir sorumluluğunuzun olabileceğini de hissediyorsunuz. Bu da kafanız içerisinde bir sorgulama getiriyor. Oradan da kendinize geliyorsunuz ve daha sağlıklı, huzurlu olmak istiyorsunuz. Yaşanılan kimi örnekler durumunda olmak istemiyorum. Yaşayabildiğim sürece hem kafa, hem ruh, hem beğen sağlığımı korumak istiyorum. "
"HAYATINIZIN DARALDIĞINI HİSSEDİYORSUNUZ"
Fatih Portakal şöyle devam etti:
"Sıra dışı bir bülten olmanın verdiği yük vardı. Haber merkezi olarak, FOX olarak o yükü hepimiz taşıyorduk.Siz ekran önünde olduğunuz için ondan daha fazla etkileniyordunuz. Siz daha çok tanındıkça, daha çok sözünüz dikkate alındıkça, daha güç odaklarının hedefi oldukça sosyal yaşantınız daha da daralıyordu.
'4 -5 yıldır yakın bir koruma ile dolaşmak nasıl duygu' diye size sorsam? Ben bunu yaşıyordum. Hem o kişinin hem sizi taşıyan kişinin sorumluluğunu da hissediyorsunuz aynı araç içerisinde. Hayatınızın daraldığını hissediyorsunuz. O daralan hayat içerisinde nefes almak, zaman zaman istediğiniz gibi oksijeni içinize çekmek istiyorsunuz ama yapamıyorsunuz. Özellikle ülkenin çok gerildiği anlarda, o seçim anlarında hayatımız daralıyor."
"SİYASETÇİLERİN ENTERESAN SÖZLERİ SİZE HEDEFE KOYAN SÖZLERİ OLUNCA ENDİŞE ARTIYORDU"
"Bir de ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp meydanlarda, "Patlatırlar enseni" gibi sizi hedefe koyan sözler söylediği zamanda daha da rahatsızlık duyuyorsunuz." diyen Portakal şöyle konuştu:
"O dönemlerde evden dışarı çıkmak, sokağa adım atmak, uzun yola çıkmak istemiyorsunuz. Çünkü sokakta hangi kafayla, zihniyetle karşılaşacağınızı, size ve ailenize nasıl bir zarar vereceğini, aile bireylerini nasıl etkileyeceğini bilemiyorsunuz. İyice yaşantınızı daraltıyorsunuz. Daralan yaşantı da keyif vermiyor. Endişe ve korku her insanda olan bir duygu. Sevinmek, ağlamak, mutlu olmak, kahkaha atmak, huzurlu olmak bir insanda varsa korku duygusu da bende var. Kendinizden, size ulaştırmada görev yapan, koruya arkadaşınızdan endişe ediyorsunuz. Her sezon başladığında beni taşıyan (ulaştırma görevi) verilen arkadaşa şunu derdim: Arkadaşlar bu yıl da benimle çalışmak istiyor musunuz? Çünkü sorumluluk duyuyorsunuz. Aileleri var, canları var,böyle bir adamın(kendisini kast ederek) görev arkadaşısınız.
Bazen liderlerin de siyasetçilerin de enteresan enteresan sizi hedefe koyan sözleri olunca o endişe daha da artıyordu. Sadece liderlerin sizi hedefe koyması hakkınızda sert üsluplar koyması ifade etmiyor. Birde Radyo, Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) var. İlk yıllarda FOX Haber ile benle çok fazla uğraşmıyorlardı. Ama o etki alanı, çekim alanı arttıkça, kendi kitlelerinden insanlar etkilendikçe, her kitleden insan sorgulamaya başladıkça ister istemez RTÜK'ün yetki alanı da genişledi. Benim ve FOX Haber nasıl yetki alanı genişliyorsa. "
"YAPTIĞIM HABERLER KİMİLERİNİ RAHATSIZ EDİYORDU"
Fatih Portakal, "Ben hiçbir zaman birey ve toplum mühendisliğine soyunmadım. Öyle bir derdim, hiçbir zaman olmadı. Ben sadece işimi yapmaya çalıştım. Haber sunmayı, anlatmayı seviyordum, akan yazı kullanmam her şey ben de doğaçlamaydı. Bir de bazı haberlerde yorum yapmayı da seviyordum. O yaptığım haberler kimilerini rahatsız ediyordu, farkındayım. Sözlerim de ne bir hakaret ne de küçümseme, hakir görme olurdu. " dedi.
RTÜK'ün FOX Ana Haber'e bakışı ve verdiği cezalara ilişkin konuşan Portakal,"RTÜK, yıllar ilerledikçe son 2 yıldır FOX Haber'e cezalar kesiyordu ve geçen sene çok enteresandır idari para cezasının yanında benim söylediğim sözlerden dolayı kapatma cezası ile karşımıza çıktı. Aslında benim kanaatim o sözlerde sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Bir düşünce, ifade özgürlüğüydü, anayasada tem haklardan sayılıyor. Sadece ben onları yapıyordum ama rahatsız ediyordum. Rahatsız ettiğimin de farkındaydım. Tarzım da buydu, seviyordum bu tarzı. Her ne kadar beni yıpratsa da. " dedi.
"KAPATMA CEZALARI UYGULANSAYDI, FOX ANA HABER'İN LİSANSI İPTAL EDİLECEKTİ"
Portakal şöyle devam etti:
"RTÜK geçen sene bize, iki kapatma cezası vermek istedi. Ama çok şükür ki ülkede işini layıkıyla yapan yargıçlar var. İkisi de döndü. Eğer kapatma cezaları uygulanabilseydi belki FOX Ana Haber'in lisansı iptal edilecekti. Eğer gerçekleşse (kapatma cezasını kastederek) 300 kişinin çalıştığı bir kurumda insanlar zarar görebilecek. Borçları var, harçları var, çocuk okutuyorlar, kredi,ev borcu vardır bilemem ki. Ama onların bir şekilde size bir şey söylemeseler de akıllarındaki tedirginliği okuyabiliyorsunuz. Kolay değil, orası kapansa özgür bir ortam kapanmış olacak, hem de insanlar maalesef işlerinden de olabilecekti. Onun yükü de ağır geliyor insanlara. "
KANAL YÖNETİMİNİN VERDİĞİ DESTEĞİ ANLATTI
Kanal yönetimiyle gerçekleştirdiği konuşmayı aktaran Portakal," Kanal yönetimine," Sizi rahatlatabilirim arzu ederseniz." dedim. Yani insanların sorumluluğu var. Çünkü kurumun işleyişi önemli ve sizi rahatlatmış olursam uğraşmayabilirlerdi, rahat bir nefes alabilirsiniz. Böyle de kendilerine (kanal yönetimini kast ederek) söylemişimdir. Onlar da her seferinde destek vermişlerdi. Hiçbir zaman da benim arkamdan konuşmamışlardır." dedi.
Hakkında yapılan haberlere ilişkin olarak Portakal,"Son zamanlarda da yazıldı, "FOX atmak, iteklemek istemiş, ben gitmişim de. 8 ay önce bir görüşme olmuşta Fatih'i gönderelim" demişler de . Böyle bir şeyi hiçbirinden hissetmedim.Hatta ve hatta ayrılırken Cenk," Tekrar görüşmek üzere Fatih" demişti. Olmayan bir şeylerdi olsa hissederdim. Yine insanlar bir senaryo yazması gerekiyorsa bu senaryoları yazabilmişlerdi." dedi.
"SİZİ ZORLAYAN İNSAN YOKİ KENDİNİZİ YENİLEYEMİYORSUNUZ"
İstifa etmesinin bir başka nedeninin de rakipsiz olmak olduğunu dile getiren Fatih Portakal," Son 6 yıldır birinci gidiyorsunuz. Sizi zorlayan insan yok, kendinizi yenileyemiyorsunuz. Kendinizi yenileyemediğiniz için sadece akşam ben haberimi sunacağım yapacağım yorum varsa yapacağım. Nasıl olsa sonraki gün birinci olacağım. Bizim bülten gibi veya benim gibi birisi daha çıkıp yoruma dayalı şeyler yapabilseydi Türkiye'de bu kadar çok dikkat çekmezdik. O da bizi zorlayan rakipler arasında olacaktı, belki kafa kafaya bir yarış olacaktı. Belki kendimizi geliştirmek adına habercilik anlamında çok farklı bir yol alacaktım. Bu da maalesef gelişmedi ama bunların hepsini topladığınızda ortaya bir fotoğraf çıkıyor. Bu fotoğraf içerisinde neden istifa ettiğimin cevabını bulabiliyorsunuz. " ifadelerini kullandı.
"BU SAYDIKLARIM AĞIR GELİYOR, AĞIR YÜKÜ TAŞIMAK İSTEMİYORDUM"
Portakal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu konuşmaları Temmuz ayında eşim Armağan'la yaptık. Tek bir soru sordum: Dönüp gelsem ne dersin? Dedi, dön gel. Ve bizim için hikaye bitmişti. O "dön gel" sözünün sonrasında bizim için hikaye bitmişti. Eşim ve çok sayıda arkadaşım çok şeyin yazılıp çizileceğini söylediler. Evet biliyordum, çok şeyi göğüslemek zorunda kalacaktım, ben, ekip arkadaşlarım, haber müdürü, genel müdür olan arkadaşımız. Ama bu benim için önemli bir karardı. Düşünün terazi, bir kefesinde bu saydıklarım (istifa nedenleri), diğer kefesinde ben. Bu saydıklarım (Nedenleri ifade ederek) ağır geliyor. Ben üstümdeki ağır yükü artık taşımak istemiyordum ve rahatlamak istiyordum. "
"ÜSTÜMDE ÇOK BÜYÜK BİR SORUMLULUK YOK, AĞIR BİR YÜK YOK"
Kendisine iki soru sorduğunu ifade eden Portakal," Bir tanesi: Ne yapmak istiyorum? Bu soruda para, ün, şan vesaire onu bırakmaya karar verdim. İki: Bu verdiğim karar beni mutlu edecek mi? Bu küçük dünyamda ben mutlu olacak mıydım? Evet dedim. Daha mutlu olacağım. Ve ben bu şekilde karar verdim. İnanırsınız, inanmazsınız. Hala o kurulan senaryolara da inanabilirsiniz. Bu düşünceleri sizlerle paylaşırken vicdanım da rahat, aklım da rahat. Şimdi daha rahat bir ortamdayım,daha stressiz, daha huzursuz bir ortamdayım. Üstümde çok büyük bir sorumluluk yok, çok ağır bir yük yok artık. Sadece evimin yükü var üstümde o kadar. Birçok insanın yapmak istediğini yaptım. İşte kendini daha serbest kılmak, daha özgür kılmak ve o kurumsal hayatı, şehrin keşmekeşliği ve çalışma hayatının sistematiğini bırakma.Ben bunu gerçekleştirdim. Aslında cesaretli bir karar verdiğimi düşünüyorum. Benim yerimde olan birçok insan böyle bir karar vermezdi. Ama ben bu kararı vermekten son derece huzurluyum.Böyle yaşamaktan son derece keyif aldığımı hissediyorum. " şeklinde konuştu.
KALMASI İÇİN İKNA EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞINI ANLATTI
Portakal, "Daha sonra ayrılmak istediğimi Doğan Şentürk'e anlattım. Kalmam için de kendi dahil, başka başka arkadaşlarımı da araya koyup ikna etmeye çalıştı. Onun da farkındayım ama bir kere karar vermiştim. Ve o kararımdan dönmedim. İyi ki dönmedim diyorum. Şu andaki yaşantımda da daha huzurlu ve keyifli olduğumu söylüyorum. Benim gerekçelerim bunlar. İnanırsınız, inanmazsınız. En azından ben bunları söylerken vicdanen rahatım. " diyerek konuşmasını sonlandırdı.