Fatih Tezcan kimdir? Ne dedi? Fatih Tezcan hangi gazetede yazıyor?

Fatih Tezcan kimdir? Birçok internet kullanıcısı Fatih Tezcan hakkındaki haberler sonrası arama yapmaya başladı. Tezcan'ın kim olduğu, daha önce yaptığı skandal paylaşımlar ve açıklamalar ve hangi gazetede çalıştığı merak ediliyor. Peki Fatih Tezcan kimdir? Ne dedi? Fatih Tezcan hangi gazetede yazıyor? İşte detaylar.

Fatih Tezcan kimdir? Birçok kişi internette bu sorunun cevabına ulaşmak için arama yapmaya başladı. Fatih Tezcan'ın biyografisi, daha önce sarf ettiği skandal niteliğindeki sözler ve yaptığı açıklamalar merak ediliyor. Fatih Tezcan'ın hangi gazetede çalıştığı da merak edilenler arasında. Peki Fatih Tezcan kimdir? Ne dedi? Fatih Tezcan hangi gazetede yazıyor? Ayrıntılar haberimizde...

FATİH TEZCAN KİMDİR? 

1976 yılında İstanbul'un Bakırköy ilçesinde doğdu. Dedeleri Osmanlı muhaciridir. Eski bir İstanbul ailesinden Şükriye Hanım ile Fahri Bey'in oğludur. İlk ve ortaokulun ardından Behçet Kemal Çağlar Lisesi'ni 1993'te İstanbul'da bitirdi. Askerliğini 1996-1997 yıllarında sırasıyla Isparta, Çanakkale ve Siirt'te yaptı.

1999'da, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünü kazandı ancak okulun 2.senesinde ailevi ve fikri nedenlerden ötürü bırakmak durumunda kaldı.

Askerden sonra yoğun bir okuma sürecine başladı. Özellikle Dinler Tarihi, Kur'an ve Hadis Araştırmaları, Yakın Tarih ve Uluslararası İlişkiler konularına büyük ağırlık verdi.

İlk araştırma dosyası yayınlandığında 22 yaşındaydı. “Körfez Savaşı ve Tevrat” ve “Irak'a silah satan ABD şirketleri” konulu Teo-Politik araştırmalarının bir bölümü 1998'de Selâm Gazetesi'nde yer buldu.

1999'da Türkiye'nin ilk Online İslamî Platformları'ndan birinde yöneticilik yaptı.

2003'te Güzin Hanım'la evlendi. Muhammed Furkan, Mücahid Ahmed isimli 2 erkek ve Nur Filistin isimli 1 kız çocuğu dünyaya geldi. 2007'de boşandı.

2007'de Ortaköy'deki Boğaziçi İlim Erdem Eğitim ve Yardımlaşma Derneği'nin kurucu başkanlığını yaptı. 500 seneden beri Ortaköy'de ilk İslamî çalışmaya sahne olacak bu dernekte çeşitli araştırma ve seminer faaliyetlerinde bulundu.

Yazıları internet siteleri, dergiler ve gazetelerde yayınlanmaya başladı.

Genelde Ortadoğu ve özelde İsrail-Filistin konularında çok sayıda programa konuk oldu.

2006'da kurduğu Analiz Merkezi adlı siteyi, Türkiye'nin ilk İslami Haber-Analiz Sitesi yaptı.

2010'da Ankara TTK'da Yakın Tarih araştırmalarında bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu' ve 'Kemalizm ve Din' konulu 1000'e yakın kitap taradı. Eş zamanlı olarak Ankara'da Mücadile Çalışma Grubu'nu kurdu.

2011'de İstanbul'da Hira Çalışma Grubu'nu kurdu. Haniflik Dini ve Devrimci İslam konularına yöneldi, çok sayıda konferans ve seminer verdi.

Aynı yıl Ümmü Gülsüm Hanım ile evlendi. Hira Sevra ve Duru isimli 2 kız çocuğu dünyaya geldi.

Bu sırada başlayan Arap Devrimleri'ni yakından izledi.

Ağustos-2011'de BAAS Rejimi'nin bombalamakta olduğu Hama ve İdlib'e girdi. Suriye Devrimi sırasında bölgeye giden ilk Türk gazeteci oldu. Özgür Suriye Ordusu'nun kuruluş ve çatışma döneminde defalarca Suriye'de bulundu, Özgür Ordu ve Suriye Ulusal Konseyi'nin üst düzey isimleriyle görüşmeler yaptı, süreci yakından takip etti, görüntü ve anlatımları Ulusal ve Uluslararası medyada yayınlandı.

Mısır’daki darbenin akabinde Kahire’ye giderek Müslüman Kardeşler’le temas kurdu, Rabia Adeviye Meydanı’ndaki eylemlerde bulundu, canlı bağlantılarla Türkiye’ye bilgi aktardı. Halen analizmerkezi.com adlı Haber-Analiz Sitesi'nin Yayın Yönetmenliğini sürdüren ve Televizyon Yorumcusu olan yazarın makaleleri, aynı sitede yayınlanmaktadır.

FATİH TEZCAN NE DEDİ?

Daha önce de Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmesi nedeniyle gündeme gelen Fatih Tezcan bu kez de sosyal medyadan paylaştığı videoda, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiği video ile gündeme geldi. Tezcan videoda, “Biz bir daha sokağa çıkarsak eğer kimleri toplayacağız, listelerden haberiniz var mı sizin, ailenizi nasıl koruyacaksınız? Karınızı, çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız bizden? Erdoğan'ın bir damla kanına milyonlarca kan dökülür bu ülkede” ifadelerini kullandı.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fatih Tezcan'ın 11 Mayıs tarihinde ortaya çıkan tehdit içerikli videosu sebebiyle soruşturma başlatıldı.

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Fatih Tezcan hakkında ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ile Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit’ten suç duyurusunda bulunmuştu.

Söz konusu videodaki ifadelerle ilgili başlatılan soruşturmayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı şöyle duyurdu:

"Fatih Tezcan adlı şahsın halkın bir kesimini hedef alarak tehdit içerikli bir video yayınladığına dair 11.05.2020 tarihinden itibaren çeşitli internet siteleri ile sosyal medyada haber yapıldığının belirlenmesi üzerine 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesi gereği işin gerçeğini araştırıp yasal gereğine tevessül etmek amacıyla adı geçen hakkında Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik (TCK.m.216) ile Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit (TCK.m.213) suçlarından re'sen 2020/68364 no.lu soruşturma başlatılmıştır.

Kamuoyuna ve tüm basın/yayın kuruluşlarına saygıyla duyurulur."

FATİH TEZCAN DAHA ÖNCE DE ATATÜRK'E HAKARET ETMİŞTİ

Atatürk düşmanlığıyla bilinen Fatih Tezcan’dan geçen sene Cumhuriyet Bayramı için Yeni Şafak gazetesinde bulunan reklama skandal bir tepki gelmişti. Tezcan'ın paylaşımı sosyal medyada büyük tepki toplamıştı. Tezcan’ın paylaşımının ardından “#FatihTezcanTutuklansın” ve “#SavcılarGöreve” etiketleriyle tepkilerini gösteren sosyal medya kullanıcıları iki etiketi de Türkiye gündeminde üst sıralara çıkarmıştı.

Daha önce de Atatürk’e hakaret ettiği paylaşımları ile taraflı tarafsız çok sayıda insandan büyük tepki çeken Tezcan, bu sefer de Yeni Şafak gazetesinde bulunan Turkcell reklamını eleştirmişti.

Yeni Şafak’ın sür manşetinde Atatürk’lü 29 Ekim reklamının bulunmasına tepki gösteren Tezcan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullanmıştı:

“‘Cumhuriyet’i getiriyorum’ yalanıyla başa geçtikten sonra Devlet ve Millet düşmanlarına verdiği sözlerin gereği olarak 15 sene Cumhur’dan kaçan, Millet’in Egemenliği’nden rakı bardaklarına sığınan bir İslâm Düşmanını, 3 kuruş için tepenize oturtmaya değer miydi...”

AK Parti eski Milletvekili ve anayasa profesörü Burhan Kuzu ise Tezcan’ın sözlerine sert tepki göstermişti. Kuzu, "Fatih Tezcan yine zırvalamış, tek derdi provokasyon. Atatürk’e ve Cumhuriyete karşı ağır sözler söylemeye devam ediyor. Bunları tasvip etmek mümkün değildir. Muhtemelen bir yerler adına bu tür deli saçması sözleri sarfetmiştir. Gerekli soruşturma başlatılmalıdır." ifadelerini kullanmıştı.

İYİ Partili Mehmet Aslan da, Fatih Tezcan’ın provokatif mesajına tepki göstererek sosyal medya hesabından, “Bu vatan haini şerefsizi ya tutuklarsınız ya da çöplükten toplarsınız!” diye yazmıştı.

Fatih Tezcan, 2018 yılında yayınladığı bir videoda, “Fethullah Gülen’i 95’te, 98’de dinlediğime zerre kadar pişman değilim. İyi ki dinlemişim. Allah kitap peygamber anlatıyordu” ifadelerini kullanmıştı. Tezcan, Fethullah Gülen’e “hoca” diyerek, FETÖ’cüleri eleştirenlere de, “Ne hakla 20 sene önce bir hocadan Allah kitap diyenleri suçluyorsunuz ki? Siz zaten Allah düşmanısınız” demişti.

Fatih Tezcan daha önce ise FETÖ lideri Fethullah Gülen’e sevgisini yazdığı şu mesajla anlatmıştı;

“Gülen’i günde 20 saat dinlerdim.. Yemek yaparken bile kulaklıkta peygamber sevgisi anlatırdı... Yemek yaparken gözyaşlarım çorbama akardı...”

Konuyla ilgili Eğitim-İş açıklama yaptı ve Fatih Tezcan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade etmişti.

Eğitim İş’in açıklama şu şekildeydi:

“Bu toprakların en kutlu günlerinden olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, vatanseverlik açısından yine turnusol olmuştur.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, aziz hatırasıyla dahi dostun düşmanın kim olduğunu bizlere göstermiştir.

Demokrasisi zayıflatılan, özgürlükleri kırpılan, ekonomisi ve üretkenliği günden güne güç kaybeden ülkemizde Atatürk'ün yokluğunun bugün nasıl daha da yakıcı hissedildiği, halkın Anıtkabir'e akın etmesinden, sokaklara taşan/kutlama saatini aşan etkinliklerden belli olmuştur.

Öte yandan, tüm toplum Cumhuriyet ruhuyla kenetlenmişken, Cumhuriyet düşmanları da kendilerini hadsiz bir cüretkarlıkla göstermiştir. Bunların başında da "gazeteci" olarak anmanın, gerçek gazetecilere hakaret sayılacağı Fatih Tezcan denen şahıs gelmiştir.

Daha önce de Cumhuriyet'in kurucularına ve değerlerine dil uzatan ve ne hikmettir ki cezalandırılmayan bu hadsiz, bu kez sözleriyle direkt Atatürk'ü hedef almaya çalışmıştır.

Atatürk'ün halka yalan söylediği, milletin egemenliğinden korktuğu, İslam düşmanı olduğu gibi her yobazın klişe iftiralarının seslendiricisi, bu kez bu düşkün şahıs olmuştur.

Düne kadar yemek yerken bile FETÖ elebaşısının kasetlerini dinlediği ve gözyaşlarının çorbasına aktığını söylemekten gocunmayan bu şahsa ne hikmettir ki ne o gün, ne de son hadsizliğinden sonra dokunulmamıştır.

Kendisini omurgasız bir yalakalığa adayan bu şahıs, bu gönüllü köle, Pensilvanya'daki FETÖ elebaşını zamanında mehdi sayan bu cahil, elbette ki Atatürk'ün bu toprakların insanlarını tebaa olmaktan halk olmaya dönüştürmesini hazmedemeyecektir. Bu hastalıklı psikoloji, insaniyetini kaybetmiş her zalimin, temiz insanlara baktığında duyduğu nefrettir. Söz konusu şahsın da tam bu psikolojiyle sağda solda konuşması, kendi kirliliği açısından sıradandır. Sıra dışı olan husus onun bunları konuşması değil, konuşacak cüretin ona verilmiş olması ve bir türlü cezalandırılmamasıdır. Bugün Cumhurbaşkanı'na -hakaret bir yana dursun- hoşa gitmeyen bir soru sormanın karşılığı bile sabaha karşı gözaltına alınmakken, bu 'cumhur'u var eden Atatürk'e kolayca dil uzatılması kahredicidir.

Bu ülkenin kurucusu olan Atatürk'e ve Cumhuriyet'e hakaret etmek, yasalarla cezalandırılacak fiillerden sayılmasına rağmen, bir kamu davası açılmıyor olması düşündürücüdür.

Kendi kendine yerine gelmesi gereken adalet, belki biz dürtünce yerine gelir diye Eğitim-İş olarak devreye girmiş durumdayız. Şahsın deli saçması niteliğindeki söz konusu ifadelerini bugün itibariyle yargıya taşımış bulunmaktayız. Cumhuriyet düşmanlığını FETÖ'den, omurgasızlığı yandaş abilerinden öğrenen bu densizin, adaleti de öğrenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Eğitim-İş olarak vurguluyoruz: Susmak, onaylamaktır. Atatürk'e, silah arkadaşlarına, Cumhuriyet'e dil uzatan densizlerin yargılanmadığı, tüm siyasilerce lanetlenmediği her gün, bir sonraki densizliğe zemin hazırlamak demektir. Tüm unutturma politikalarına, karalama kampanyalarına rağmen Ata'sına sığınan bu ulus, elbet bu ikiyüzlülüğü de görmektedir."

Gündem Haberleri