Fetva uygulaması nedir? | Fetva uygulaması ne işe yarar? Nasıl indirilir?

Fetva uygulaması nedir? Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklama sonrası birçok internet kullanıcısı bu sorunun cevabına ulaşmak için internette arama yapıyor. Uygulama merak ediliyor. Peki Fetva uygulaması nedir? | Fetva uygulaması ne işe yarar? Nasıl indirilir? İşte detaylar.

Fetva uygulaması nedir? Diyanet İşleri Başkanlığı, akıllı telefonlar için hazırlanan "Fetva" uygulamasını hizmete sunduğunu duyurdu. Yapılan açıklamanın ardından birçok internet kullanıcısı internette arama yapmaya başladı. Peki Fetva uygulaması nedir? | Fetva uygulaması ne işe yarar? Nasıl indirilir? Ayrıntılar haberimizde...

FETVA UYGULAMASI NEDİR?

Fetva uygulaması müslümanlar tarafından en çok sorulan dini sorular ve cevapları ile dini bilgilerin yer aldığı, akıllı telefonlar için hazırlanmıştır.

FETVA UYGULAMASI NE İŞE YARAR?

Uygulama, Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgi Yönetimi ve İletişim Daire Başkanlığınca geliştirildi. Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından güncel meselelere dair sıkça sorulan sorulara ve cevaplarına erişilebilecek.

Fetva uygulaması, mobil cihazlar üzerinden erişime açıldı.

"Fetva" uygulamasında inanç, dua ve zikir, temizlik, namaz, oruç, zekat ve sadaka, hac ve umre, kurban, adak ve yemin, aile hayatı, ticari hayat, vakıf, miras ve vasiyet, sosyal hayat, yiyecek ve içecekler, tıp ve sağlık, kadınlara özel, bidat ve hurafeler başlıklarında binden fazla soru ve cevapları yer alıyor.

FETVA UYGULAMASI NASIL İNDİRİLİR?

Fetva uygulaması; iOS ve Android işletim sistemleri için ilk versiyonu yayınlandı. Androif işletim sistemi kullanan bir akıllı telefona sahipsiniz Play Store'dan, iPhone kullanıcısı iseniz de APP Store'dan indirebilirsiniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI HAKKINDA

İnsan hayatının çok önemli bir parçası olan dine dair işlerin toplum hayatında yürütülmesi için kurumsal bir hüviyete ihtiyaç bulunduğu açıktır. Dünyada din hizmetlerinin sunumu her ülkenin kendi gelenek ve kültürüne göre şekillenmektedir. Türkiye’de din hizmetleri geçmişten günümüze hep bir kamu hizmeti olarak icra edilmiştir. Osmanlı devleti hem İslam dini ile ilgili işleri hem de azınlıkların dini işlerini kamu hizmeti anlayışı içerisinde idare etmiştir.

Osmanlı döneminde Müslümanlara sunulacak din hizmetleri, bir devlet görevlisi olan Şeyhülislam tarafından idare edilmiştir. Şeyhülislamlık, Osmanlının son iki asrına gelinceye kadar vakıflara dair işler ve din hizmetlerinin yanında adliye ve eğitim hizmetlerini de yürütmüştür. Tanzimat Dönemi’nden sonra, Adliye ve Maarif Nezaretlerinin kurulmasıyla birlikte Şeyhülislamlığın yetki alanı sadece dini konularla sınırlı hale gelmiştir. Ömürleri boyunca bu hizmeti sürdürmek üzere atanan Şeyhülislam’ın devlet erkânı arasındaki konumunda zaman içerisinde değişimler olmuş; daimi olarak Divan (Bakanlar Kurulu) üyesi kabul edildiği zamanlar olduğu gibi, gerektiğinde Divana katıldıkları zamanlar da olmuştur. Osmanlı Devleti’nin son döneminde kabine sistemine geçildikten sonra Şeyhülislam, Şer’iye ve Evkaf Nazırı adıyla kabine üyesi sayılmış ve görev süresi, üyesi olduğu hükümetin ömrüne bağlı hale gelmiştir.

Cumhuriyet’in ilanından önce, Kurtuluş Savaşı ve yeni bir devletin kurulması gibi son derece olağanüstü hallerin yaşandığı bir zaman diliminde kurulan TBMM Hükümeti döneminde de din hizmetleri ihmal edilmemiş, 3 Mayıs 1920 tarihinde oluşturulan hükümette Şer’iye ve Evkaf Vekâleti adı altında bir Bakanlık yer almış, bu bakanlık Osmanlı devletindeki Şeyhülislamlık ile 3 Mart 1924’te kurulan Diyanet İşleri Reisliği arasında bir köprü vazifesi görmüştür.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, kuruluş kanunu olan 429 sayılı Kanun’da “İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek” şeklinde ifade edilmiştir. Ülkedeki tüm cami ve mescitlerle bunların görevlilerinin idaresi Başkanlığa verildiği gibi tekke ve zaviyelerle bunların görevlisi olan şeyhlerin idaresi de Başkanlığa verilmiştir. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılması ile birlikte bunlara dair hususlar Başkanlığın görev alanından çıkarılmıştır.

429 sayılı yasa Başkanlık teşkilatı ve kadroları hakkında bir husus içermemiş, ancak 1924-1926 yılları bütçe kanunlarında kadro dereceleri ve sayıları belirtilmeksizin merkez teşkilatında Reis, Heyet-i Müşavere, memurîn-i merkeziye ve müstahdemîn-i muhtelife; taşra teşkilatında ise müftîler, müftî müsevvidleri, müstahdemîn-i ilmiye, vaizler, dersiâmlar ve müftîlikler müstahdemîni kadroları maaş yekûnu olarak yer almıştır.

1927 yılı Bütçe Kanunu’nda, 71’i merkezde olmak üzere toplam 7.172 adet kadro tahsis edilen Diyanet İşleri Reisliği’nin merkez ve taşra teşkilatlarının idarî yapısı da ilk defa belirtilmiştir.

Buna göre, merkez teşkilatında Heyet-i Müşavere ile Tetkik-i Mesâhif Heyeti Reisliği, Müessesât-ı Diniye Müdüriyeti, Memurîn ve Sicil Müdüriyeti, Levâzım Müdüriyeti, Tahrirat ve Evrak Müdüriyeti; taşrada ise vilayet ve kazalarda müftülükler yer almıştır.

1931 yılı Bütçe Kanunu ile bütün cami ve mescitlerin idaresi ve bunların görevlileri Evkâf Umûm Müdürlüğü’ne devredilmiş ve bu sebeple Dini Müesseseler Müdürlüğü ile Levazım Müdürlüğü’nün personeli, 4081 hayrat hademesi, 26 cuma ve kürsü vaizi kadrolarıyla birlikte Evkâf Umum Müdürlüğü’ne geçmiştir. Alt yapısı zaten oldukça zayıf ve yetersiz bulunan Başkanlık, bu kanunla neredeyse işlevsiz hale gelmiştir. Söz konusu uygulama 1950 yılına kadar devam etmiştir.

22/06/1935 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2800 sayılı “Diyanet İşleri Reisliği Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun”, Başkanlığımızın ilk teşkilat kanunudur. Bu kanunda, teşkilatın yapısı, kadro durumu tayin usulleri, her vilayet ve kazada bir müftü bulunacağı hükme bağlanmış, müftü seçimi usulü belirlenmiştir.

29/04/1950 tarihinde yürürlüğe giren 5634 sayılı Kanunla Diyanet İşleri Reisliği’nin adı “Diyanet İşleri Başkanlığı” olarak değiştirilmiş, Evkâf Umum Müdürlüğü’ne devredilen cami ve mescitlerin idaresi ve cami görevlileri (Hademe-i Hayrat) kadroları yeniden Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmiştir.

1961 Anayasası, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Anayasal bir kurum olarak düzenlemiş, genel idare içinde yer vermiş ve bu kurumun, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmesini öngörmüştür. 1982 Anayasası, “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir” hükmü ile Başkanlığın görevlerini yerine getirirken uyması gereken kıstasları belirlemiş, Başkanlığa tarihi bir misyon yüklemiştir.

1950 yılında 5634 sayılı Kanunla oluşturulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın teşkilat ve kadro yapısı 1965 yılına kadar aynen devam etmiştir. 15/08/1965 tarihinde yürürlüğe giren 633 sayılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” Başkanlığın görevleri noktasında önemli bir açılım getirmiş, İslam dininin ahlâk alanı ile ilgili işleri yürütmek de görevleri arasında sayılmıştır. Kanunda Başkanlığın görevi, “İslâm dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” şeklinde ifade edilmiştir. Bu Kanunla, Başkanlıkla ilgili mevzuat tek metinde toplanmıştır. Daha sonraki yıllarda da ihtiyaca binaen Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Hac İşleri Müdürlüğü gibi yeni birimler Bakanlar Kurulu kararlarıyla teşkilata ilave olmuştur.

26 Mart 1976 tarihli ve 1982 sayılı Kanunla, 633 sayılı Kanunda bazı önemli yenilikler ve değişiklikler yapılmış ancak bu Kanun, Anayasa Mahkemesi’nin 18/12/1979 tarihli ve E.79/25-K:79/46 sayılı kararıyla usul yönünden iptal edilmiştir. Meydana gelen hukukî boşluk ancak 01/07/2010 tarihli ve 6002 sayılı Kanun ile 31 yıl sonra doldurulabilmiştir.

24/02/1978 tarihli ve 7/14656 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bazı birimler Daire Başkanlığına dönüştürülmüş, eğitim merkezlerinin sayısı 5’e çıkarılmış ve ilk defa 10 adet yurtdışı Din Hizmetleri Müşavirliği kadrosu ihdas edilerek, Başkanlığın yurtdışında da teşkilatlanması sağlanmıştır.

14/12/1983 tarihli Resmî Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 190 sayılı KHK’nin eki sayılan cetvellerde Başkanlığımıza tahsis edilen kadrolar da yayımlanmış ve 3046 sayılı “Bakanlıkların Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”a uygun olarak Başkanlık yeniden teşkilatlandırılmıştır. Bu çerçevede, merkez teşkilatı 1 Başkan, 5 Başkan Yardımcısı, beş danışma ve denetim birimi, 5 ana hizmet birimi ve 4 yardımcı hizmetler birimi şeklinde; taşra teşkilatı 67 il müftülüğü, 582 ilçe müftülüğü ve 7 eğitim merkezi müdürlüğü şeklinde; yurt dışı teşkilatı ise 16 din hizmetleri müşavirliği ve 17 din hizmetleri ataşeliği şeklinde oluşturulmuştur.

Başkanlığın mevcut teşkilat yapısı büyük çapta, 633 sayılı Kanun’da değişiklikler yapan 01/07/2010 tarihli ve 6002 sayılı Kanun ile belirlenmiştir. Başkanlık, hiyerarşik olarak genel müdürlük seviyesinden Müsteşarlık seviyesine yükseltilmiş, 2 sürekli Kurula ilaveten 9’u Genel Müdürlük seviyesinde olmak üzere 14 hizmet birimi oluşturulmuştur.

20/11/2017 tarihli ve 696 sayılı KHK ile, Başkan yardımcılarının sayısı 5’e çıkarılmıştır.

Anayasada yapılan değişiklik uyarınca 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçilmesi ile birlikte 09/07/2018 tarihli Resmi Gazete’de (3. Mükerrer) yayımlanan 703 sayılı KHK ile Başkanlık, Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır. Mezkur KHK, 633 sayılı teşkilat kanununda Başkanlığın görev alanı ve yetkileriyle ilgili önemli değişiklikler getirmiştir.

Gündem Haberleri