Türkiye, dezenflasyon sürecinde hedeflere emin adımlarla ilerliyor. Mevduat faizlerinin yüzde 50’ye ulaşması ile Türk tahvillerine ilgi artıyor. Care trade olarak adlandırılan döviz girişi ve KKM’den çıkışların artmasıyla dolar kuru uzun zamandır 33 lira bandında seyrediyor. Ancak bu durumun hem iyi hem de kötü tarafı bulunuyor. İyi tarafından bakılınca bir çok sektörde fiyatlarda düşüş süreci başladı. Liste fiyatlarında olmasa da birçok sektörde el altından ürün fiyatlarında indirime gidiliyor. Diğer taraftan bakıldığında ise finansa erişemediği için ellerindeki stokları bozduran sanayici ve esnafı zor günler bekliyor. Kimi kardan zarar ederken kimi artan maliyetlerle boğuşuyor.
PEKİ PİYASALARDA NE OLUYOR?
Türkiye’nin 81 ilinde 100 bin esnafa hizmet veren pazar yeri platformu ToptanTR CEO’su Sezgin Şener piyasalarda yaşananları şöyle özetliyor:
"Piyasada fiyat artışlarını ya da düşüşlerini en hızlı biz hissederiz. Çünkü, un, şeker, çay, tıraş bıçağı, yara bandı, kırtasiye ürünü; ne ararsanız satıyoruz. Tabii her ürünün bir fiyat endeksi var. Mesela çayın kilosu 100 lira diyelim. Toptancının elinde 10 ton çay var. Daha önceden 100 liralık çaya 95 lira fiyat verdiğinizde çok hızlı bir şekilde satılırdı. Şimdi bırakın 90 lira fiyat vermeyi 75-80 lira diyorsunuz, alan yok. Çünkü piyasada para yok. Oysa firmanın o ürünü satıp, tahsilat yapıp çekini ödemesi gerekiyor. Bu süreçte yüksek faizlerden dolayı para da bulunmuyor. Evi, arabayı satmak istiyor ama nakde çevirmesi zaman alıyor. O zaman ne yapıyor? Stokundaki ürünü düşük fiyata satıp nakde çeviriyor. Yani fiyat kırmak zorunda kalıyor. Firmalar şu an stoktaki ürünleri satışa çıkarmaya başladı. İlginçtir ki firmalar hâlâ liste fiyatlarını artırıyor.
İndirimleri ise el altından yapıyorlar. Temmuz ayında bize geçilen listelerde birçok ürünün fiyatına yüzde 20 zam oldu. Ancak dediğimiz gibi siz 100 liralık bir su almak istediğinizde el altından 60 liraya veren de 90 liraya veren de var. Bu durum emlak sektörü için de geçerli. Firma 10 milyon liralık daireyi el altından 7 milyon liraya satıyor. İfşa olmamak için emlakçıyla ilan vermiyor. Yakınlarındakilerine, eşe dosta 10 milyon liralık evi 7 milyon liraya bırakıyor."
FİYATLARA ÖN YÜKLEME YAPTILAR, ORTADA KALDILAR
Piyasalarda yaşanan bu durumda firmaların da payı olduğunu dile getiren Şener, "Son iki yıldır fiyatlar sürekli arttığı için devamlı stok yapıldı. Üretici, toptancı, bayiler ve marketler.. Hepsi bu süreçte stok yaptı. Stok yapmakla kalmadı, dolar kuru 33 lira iken ürünün fiyatını yıl sonu hedefi olan 37-38 liraya göre belirledi. Yani daha dolar kuru artmadan fiyatları zamladılar. Dolar kuru uzun zaman stabil kalınca, elektriğe yüzde 38 zam gelince, gaza zam gelince bu defa maliyetler arttı. Şu an zarar etmeye başladılar." dedi.
Fiyat artışlarındaki zincirin ilk defa bozulduğuna dikkati çeken Şener, "Firmalar iki yıldır fiyatları artırıyordu. Piyasalarda fiyatlandırma sistemi bozuktu ancak firmalar ayakta kalıyordu. Özellikle son iki ayda toptancı firmalar batmaya başladı. Bursa’da batan büyük toptancılar var. Aynı durum İstanbul, İzmir ve Antep’teki toptancılar için de geçerli. Bazı marketler borçlarını ödeyemez duruma geldi. Bu durumu yıl sonuna kadar daha fazla hissedeceğiz." diye konuştu.
"HERKES FEDAKARLIK ETMELİ"
Sezgin Şener, hem işletmelerin hem de firmaların bu süreçte fedakârlık etmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
Mesela elektriğe haziran ayında yüzde 38 zam yapıldı. Zam oranında yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 38 baz alındı. Sonuç olarak elektrik ve gaza yapılan zamlarda da önden yükleme yapıldı. Sen enerjiye yüzde 38 zam yaparsan sanayicinin eli ayağı dolaşıyor. O zaman devlet de yüzde 38 zammı yıla yaymalı. Ayrıca şu an ihracatçı düşük kur sebebiyle zor durumda." dedi.