Geçmişten günümüze gelen Osmanlı tokadının hikayesi
Geçmişten günümüze kadar gelen ve silahsız savaş sanatı olarak nitelendirilen Osmanlı tokadı ile ilgili birçok hikayeye yer verildi. Osmanlı tokadının hikayesini sizler için derledik.
127
Osmanlı tokadının nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı her zaman merak konusu oldu. Bununla ilgili bugüne kadar birçok hikaye anlatıldı. Bir iddiaye göre, Osmanlı'nın kurucu olan Osman Bey'in yaşadığı bir tartışma sırasında sinirlenerek bir kişiye tokat atıyor. Osman Bey'in tokadını yedikten sonra tokadı yiyen kişi hayatını kaybediyor ve yaşanan bu olaydan sonra Osmanlı tokadı tabiri kullanılmaya başlanıyor.
227
Tarihçi Murat Bardakçı ise bu tabirin daha farklı bir şekilde ortaya çıktığını belirtti. Bardakçı'ya göre, IV. Murad'ın 1632'de ayak divanında, Sadrazam Hafız Ahmed Paşa'nın kendisine saldıran 2 Yeniçeriyi iki tokatla öldürmesinden geliyor.
327
Rivayetlerin yanı sıra, Osmanlı tokadı her zaman Osmanlı askerinin silahsız saldırıda en büyük avantajı oldu. Osmanlı askerleri bu özelliklerini her zaman kullandı ve geliştirdi.
427
Osmanlı tokadı etkili atıldığı zaman ölümcül olabiliyor. Tokadın atılmasından sonra çıkan ses ve oluşan baskı karşı tarafa ciddi zararlar veriyor. Tokat kulağa geldiğinde ise kulak zarını patlatabiliyor.
527
Osmanlı tokadını kendisini bu yönde geliştiren her asker kullanabiliyor. Osmanlı tokadının kullanıldığı özel bir askeri sınıf yok.
627
Osmanlı tokadının tek bir tekniği yoktur. Askerler bulundukları duruma göre, dövüşün durumuna göre ve karşısında bulunan düşmanın zırh yapısına göre değişik tekniklerde Osmanlı tokadını kullanabiliyordu.
727
Osmanlı tokadı atarken bilek ve ya dirsek kırılmadan omuzdan güç alınır ve en çok düşmanın yüzünün her iki yanına ve enseye atılır. Fakat öne sürülene göre asıl Osmanlı tokadı burna hedef alınarak avuç içini germeden tam yüzün ortasına atılır.
827
Yüzün ortasına hedef alınarak atılan tokat, düşmanın kafatasının göz çukurlarında kalan kısımlarını kırarak beyne saplanması sağlar ve düşmanın ölmesine yol açar. Bu teknik dışında atılan tokatlarda ise tokadın şiddetine göre düşmanın boynunun kırılmasına yol açabiliyor.
927
Osmanlı tokadını atabilmek için kol, omuz ve boyun kaslarının kuvvetli olması gerekir ve tokadı atacak kişinin hızlı olması gerekir.
1027
Askerler kaslarını kuvvetlendirmek için ağır idmanlardan geçerken, cirit, güreş ve buna benzer savaş oyunları ile çalışırlardı.
1127
Öte yandan Osmanlı ordusunda bulunan Yeniçeriler Osmanlı tokadının tekniklerini bilir. Askerler küçük yaşta alındıkları Yeniçeri ocağında yağlı mermerleri tokatlayarak kendisini geliştirir.
1227
Osmanlı tokadı Osmanlı askerinin kılıçtan sonra en çok güvendiği silahlarından biriydi. Askerler savaş sırasında kılıçlarının elden düşmesi ya da kırılması gibi durumlarda Osmanlı tokadını kullanırdı.
1327
Bu tokat daha çok Akıncılar sınıfı içinde yer alan 'Deliler' adlı savaşçılar ile özdeşleştirildi. İddialara göre 'Deliler' at üzerinde veya yaya olarak ordunun en önünde yer alırlar, savaş sırasında en önden gidip, ellerinde sadece bir kalkanla, hatta kimi zaman o bile olmaksızın çıplak elle, tokatla düşmana saldırırlardı.
1427
'Deliler' adlı grup arasında yer alan savaşçılar 20-25 yaş arasındaki korkusuz gönüllüler arasından seçilirdi.
1527
Osmanlı tokadı düşmanlar kadar askerlerin bindikleri atlar için de ölümcül olabiliyordu. Osmanlı'nın savaştığı topraklarda yapılan araştırmalarda, bulunan birçok insan ve at kafatasında tokat izlerinin olduğu gözlenmiştir.
1627
Yapılan kazılarda, kafa tası içerisine doğru göçmüş insan iskeletlerine, metal miğferlerde el izlerine rastlanmıştır.