Darbe girişiminde 28. Mekanize Piyade Tugayı’ndan tanklarla Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne gelen erler ifadelerinde, o gece “Genelkurmay’a saldırı var” denilerek kandırıldıklarını savundu. Erlerden biri, telefonda annesinin kendisine teslim olmasını söylediğini aktardı. Hürriyet"tin haberine göre, askerlerin ifadeleri özetle şöyle:
"DARBEYİ BABAM SÖYLEDİ"
S.Ö.: Cuma akşamı ‘yat içtimasını’ bekliyorduk. Acilen toplanmamız gerektiği söylendi. Tanklar hazırlandı. Kısa bir süre sonra Genelkurmay önüne geldiğimizi fark ettim. Saat 02.00 - 03.00 sıralarında ailemle görüştüğümde babam darbe olduğunu, kesinlikle kimseye ateş etmememizi söyledi. Darbe olacağını bilmiyordum. Genelkurmay’a saldırı düzenlendiğini, bu sebeple çevre güvenliğini alacağımızı söylüyorlardı.
"POLİSTEN YARDIM İSTEDİM"
T.I.: Tabur komutanının emriyle tanklarla harekete geçtik. Saat 23.30 sıralarıydı. Bize nereye gittiğimizi kimse söylemedi. Saat 01.00 sıralarında annemle konuştum. Bana ‘Bir fırsatını bulup teslim ol oğlum’ dedi. Genelkurmay nizamiyesinin önünde tankın içinde sabaha kadar bekledik. Ben 155’i arayarak polisten yardım istedim. Tanktan indiğimizde karşımızda tabur komutanını gördük. Tabur komutanımız bize basında çıkan haberlerin yanlış olduğunu, elinde yazılı emir olduğunu, bizim buraya Genelkurmay Başkanı’nı korumak için geldiğimizi söyledi. Su içme bahanesi ile nizamiyeden içeri girdik. Orada beyaz gömlekli, siyah pantolonlu bir kişi ‘hepimizin kandırıldığını’ söyledi.
"EZİN GEÇİN" TALİMATI
S.A.: Tankla yola çıktık, yolda bize Genelkurmay Başkanlığı’na saldırı var, çevre emniyetini almak için oraya gittiğimiz söylendi. Telsizden ‘altınızdaki araç oyuncak değil, ezin geçin’ şeklinde emir verildiğini duydum. Emri verenin kim olduğunu bilmiyordum.
"GEREKİRSE ATEŞ AÇIN"
T.T.: Bölük komutanımız, tabur komutanı ile görüşmeden yukarıdan helikopterden ateş açıldı. Ateş, aracımızın hemen yakınındaki halka isabet etti. Bölük komutanımız da sağ gözünden yaralandı. Tabur komutanımız Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi’yi aradı. Tabur komutanı, ‘Gerekirse polise ve halka ateş açın, sakın dışarı çıkmayın’ diye emir verdi. Emri yerine getirmedik. Polisler gelip aldı bizi.
KOMUTAN: "OYUNA GELDİK"
S.U.: Hareket etmeden önce Genelkurmay’a saldırı olduğu bize söylendi. Halk dağılınca Genelkurmay nizamiyesine girdik. Saat 04.00 sıralarında bölük komutanımız araç komutanını arayarak oyuna geldiğimizi, polise teslim olmamızı söyledi.
S.D.: Saat 23.00 sıralarında birlikten araçlarla çıktık. Yolda vatandaşların ellerinde bayraklarla tezahürat yaptıklarını gördük. İşin bize kaldığını düşünerek vatan savunması duygusuyla yolumuza devam ettik. Saat 01.00 sıralarında halkın kalabalıklaştığı anda ne olduğu göremediğimiz bir hava aracından bulunduğumuz bölgeye ateş açıldı. Saat 01.30 sıralarında sela okunduğunu, Cumhurbaşkanımız ve Diyanet İşleri Başkanımız’ın halktan sokağa çıkmalarını istediği yönünde bir duyuru yapıldığını duydum. Bazı şeylerin ters gittiğini anladım. Saat 04.00 sıralarında JÖH ve PÖH olduğunu giyimlerinden anladığımı bir grup asker ve polis teslim olmamızı söyledi.
"BİZE TATBİKAT DENİLDİ"
S.B.: Saat 18.00 gibi izinden gelmiştim. Çıkıp yattım. Saat 21.30’da alarm zili çaldı. Yola çıktık, havada savaş uçaklarının uçtuğunu fark ettim. Bölük komutanlarından bu eylemin bir tatbikat olduğu bize söylendi. Kimseye ateş açmadık. Bizi bu durumlara düşüren komutanlarımızdan şikayetçiyim.
"SİVİLLERİ GİYİP GİTTİ"
R.Y.: Araçtaki komutanlarımız aileleriyle görüştüler. Onlara darbe girişimi olduğu söylendi. Albay tanktan ayrılıp 45 dakika sonra elinde sivil bir elbiseyle geri geldi. Tankların arasında üzerini değiştirip Genelkurmayın nizamiyesinden ayrıldı.