Capgras Sendromu olarak anılan bu psikolojik rahatsızlık, ilk defa 1923 yılında Fransız psikiyatr Capgras tarafından detaylı bir şekilde tanımlanmıştır.
Capgras'ın ilk vakası, mirasına konmak ve malını mülkünü elinden almak için kocası ve kızının birebir benzeri olan sahtekarların onların yerine geçmeye çalıştığına inanan bir kadındır. Daha önce görülmemiş bir vaka olan bu kadın, başka bir psikotik ya da zihinsel bozuklukla birlikte görülmediği için zor tanımlanmış ve uzun çabalar gerektirmiştir.
Sanrısal bozukluk olarak tanımlanabilecek bu rahatsızlık, kimi uzmanlar tarafından şizofreninin bir belirtisi olarak da görülmektedir. Şizofreni belirtisi olarak tanımlanması için kişinin gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmuş olması gerekmektedir. Son yıllarda paryetal lob işlev bozukluğuna bağlı olarak da ortaya çıkabileceği ileri sürülmektedir.
Psikodinamik bir anlam da yüklenen Capgras Sendromu, kimi uzmanlara göre kişinin kötü olarak tanıdığı bir kişiyi dışlamak istemesi fakat suçluluk duyduğu için bu kişiyi dışladığını idrak etmeyi reddetmesi sonucunda da ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla karşı karşıya geldiği kişi ile ilgili duygularını o kişinin yerine geçen eşine, onun sahtesine yöneltmekte, böylece bu kişi daha kolay dışlanabilmektedir.
Capgras sendromuna yakalanmış bir hastanın yaşadıklarını anlatan ilginç bir örnek:
Her şey bana biraz garip görünmeye başlıyor, biraz yapay gibi mesela. Kimi zaman, etrafımdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorum. Sanki her şey bir sahne ve herkes bir rol oynuyor. Kime gerçekten güvenebilirim? Sonunda cesaretimi toplayıp bu durumdan karıma söz ettim. Bana garip bir şekilde baktı ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi. Bu davranış pek onun yapacağı şey değil. Aslında, kulağa delice geliyor biliyorum ama gitgide daha sıklıkla, bu kadını gerçekten tanıyıp tanımadığımı düşünmeye başladım. Son zamanlarda çok sinirli ve rahatsız görünüyor; eskiden hiç böyle değildi. Aslında tam olarak neyin değiştiğini söyleyemiyorum ama bütün bu ufak tefek değişiklikler, bana bazen onun aslında benim karım olmadığını düşündürüyor. Evlendiğimiz sıralarda çekilmiş eski bir takım fotoğraflarla, yakın zamanlarda çekilmiş olanları karşılaştırdığınızda, bu değişikliklerden bazılarını gerçekten görebilirsiniz. Parmak izlerini karşılaştırmak bir şeyleri kanıtlayabilir mi diye merak ediyorum…
Sonuç olarak bu sendromdan muzdarip olan hastalar yakın ilişkide olduğu kişilerin yerini aynı görünümde olan ama sahtekar benzerlerinin aldığı ve kendisine bu şekilde bir komplo kurulduğu sanrısıyla karakterize psikotik bozukluk.