Habertürk’te ‘Mehmet Akif Ersoy ile Nedir Ne Değildir’ programına katılan CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Haydar Fırat, ‘İstanbul’da CHP-Dem Parti iş birliği’ konusu üzerinden başlayan tartışmalar yüzünden yayını terk etti.
31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul özelinde CHP ve Dem Parti arasında iş birliği/ittifak konularının tartışıldığı programda Fırat, “3 ilçe için böyle bir tartışma yapılıyor, DEM Parti ile bir işbirliği yok, CHP olarak bunu söylüyoruz, hala iş birliği yakıştırması yapıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.
O KJ kalkmazsa yayını terk ederim
Programın moderatörü Mehmet Akif Ersoy ve Habertürk TV KJ ekibine de eleştirilerde bulunan Fırat, ekranda bulunan ‘CHP- DEM Parti iş birliği’ yazısı kalkmazsa yayını terk edeceğini söyledi.
Nasuhi Güngör: Sen bir gazetecisin...
Fırat, daha sonra Habertürk yazarı Nasuhi Güngör’ün “KJ belirlemek ne demek, sen bir gazetecisin bi tarafında da akademisyensin” eleştirisi sonrası sinirlenerek yayını terk etti.
Mehmet Akif Ersoy'un sözleri yetmedi...
Mehmet Akif Ersoy'un konuklarını "Bu iş kırıcı olmaya başladı" diye uyarması da tansiyonu düşürmeye yetmedi. Mehmet Akif Ersoy, yaşananlar için izleyicilerden özür diledi.
‘İmamoğlu’nu karalamak adına gösterilen çabayı görmezden gelemezdim’
Ali Haydar Fırat, canlı yayını terk ettikten sonra X hesabından yaptığı paylaşımla yaşananlardan dolayı üzüntüsünü ifade etti ve yayını neden terk ettiğini açıkladı. İşte Fırat'ın o paylaşımı:
- Yıllardır TV ekranlarına çıkan ve her partiye, liderine, seçmenine sonsuz saygı duyan; kırmamak için her türlü çabayı sergileyen biri olarak bu akşam Habertürk ekranında yaşanan olaydan dolayı üzüntümü paylaşmak isterim.
- Terör örgütüyle işbirliği yapıp bunu gizleyenler, halkımızın yoksulluğunu, açlığını ve yaşadığı sefaleti kapatma çabasında olanlar, Kurucu Genel Başkanım ve hayattaki en önemli yol göstericim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten şimdiki Genel Başkanım Sayın Özgür Özel’e, saygısızca ithamlarda bulunanlara karşı bir tepki ortaya koymayı partime oy veren milyonlarca yoldaşımın bana yüklediği bir sorumluluk olarak gördüm ve gereğini yaptım.
- Büyükşehir Belediye Başkanımız ve İstanbul halkının meşru oylarıyla iki defa seçilmiş, iktidarın bütün ablukasına rağmen halkına hizmet etmek adına bir adım geri atmamış Sayın Ekrem İmamoğlu’nu karalamak adına gösterilen çabayı görmezden gelemezdim.
- Bundan sonra da hiçbir şekilde savunmada kalmayacağımın, halkımızın can yakıcı sorunlarını gizleyen, konuşturmayan ve de partimi haksız, vicdansız biçimde suçlayan bu sisteme asla geçit vermeyeceğimin bilinmesini isterim.
- Atamdan babama, bana emanet olan partimi korumak, halkımın hukukunu her koşulda savunmak benim için büyük bir onur ve sorumluluktur.
- Son sözüm; ‘idare-i maslahatçılar esaslı devrim yapamaz’ diyen büyük Atatürk’ün partisinde yönetici olmanın sorumluluğu ve onuruyla halkımı ve ülkemi savunmaya, partime oy veren yurttaşlarımıza layık olma mücadelesi vermeye devam edeceğim.”
Kaynak: İnternethaber.com