Hac ve umre görevlerini yaparken belli duaları okumanın hükmü nedir?

Kur’an-ı Kerimde geçen veya Hz. Peygamber (s.a.s.) ile ashaptan rivayet edile gelen duaları okumak yerinde ve daha uygun olsa da bu duaları aynen okumak zorunlu değildir.


Arzu edenler bu dualardan yararlanabileceği gibi, önceden bildiği ve devam etmekte olduğu duaları da okuyabilir. Arapça okumayı bilmediği için kitaplarda yer alan duaları telaffuz edemeyen veya telaffuzda güçlük çekenler, okumak istedikleri duanın Türkçesini de okuyabilirler. Esasen kişinin Yüce Yaratıcıya gönlünü açıp yakarmasında en güzel yol, kişinin içinden geldiği gibi dua etmesidir.

Bayanların hac veya umrede âdet geciktirici ilaç kullanmaları caiz midir?
Bayanların, sağlıklarına zarar vermeyecekse âdet geciktirici ilaç kullanmalarında dinen bir sakınca yoktur. Adet zamanı geldiği halde ilaç kullandığı için kanaması olmayan kadınlar mescide girebilirler, tavaf yapabilirler. Sağlığa zararlı olması halinde, bu tür ilaçları kullanmayıp, tavaflarını temizlendikten sonra yapmaları uygun olur.
Bankada vadeli hesapta bekletilen para ile hac yapılır mı ?
İslâm dini kişilerin meşrû işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helâl yollardan elde etmelerini önerir. İbadetler de öncelikli olarak helâl kazanç ile ifa edilmelidir. Bankada vadeli hesapta bekleyen paranın aslı helal mal olduğu için bu para ile hacca gidilebilir. Ancak bu yolla elde edilen faiz gelirlerinin sevap beklemeksizin fakirlere veya hayır kurumlarına dağıtılması ve tövbe edilmesi gerekir.

Görevli olarak giden kişinin yaptığı hac kendi adına geçerli olur mu?
Görevli olarak hacca giden kimse, ister zengin ister fakir olsun yaptığı hac kendi adına geçerlidir. Yaptığı görev karşılığında para alması bunu değiştirmez. Eğer kendisine hac daha önceden farz olmuş idiyse, farz olan haccı eda etmiş olur. Kendisine daha önce hac farz olmamışsa haccın farz olması için şart olan “yol (imkan) bulma” şartı gerçekleştiği için, farz haccı eda etmiştir. Daha sonra, maddi açıdan hacca gidecek güce sahip olsa bile yeniden hacca gitmesi gerekmez (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, Beyrut 1406/1986, II, 120).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Din Haberleri