Seri cinayet sanığı Atalay Filiz, firari olduğu sırada yakalandığında üzerinden çıkan sahte kimliklere ilişkin hakkında açılan davada hakim karşısına çıktı. Mahkeme hakimi, Filiz'e sahte kimliklerde bulunan bir fotoğrafın kendisine ait olup olmadığını sordu. Filiz'in yanıtı "Evet, gençliğime benziyor" oldu.
İstanbul ve Ankara'daki 3 cinayetin sanığı olarak tutuklu bulunan Atalay Filiz'in, başkalarına ait kimlik bilgilerini kullandığı gerekçesiyle "resmi belgede sahtecilik" suçundan 35 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
SEGBİS İLE DURUŞMAYA KATILDI
Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada, kimlik bilgileri kullanıldığı iddia edilen mağdurlar Ekrem Metin, Ömer Baba ve İbrahim Yallıkurt ile Atalay Filiz'in avukatları hazır bulundu.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Atalay Filiz ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Kimlik tespiti yapılan Filiz, lise mezunu, sabıkasız ve işsiz olduğunu belirterek, cezaevinde bulunduğu için geliri olmadığını söyledi.
Mahkeme hakimi Ekrem Yegin, sanık Filiz'e, "Olay tarihinde müştekilere ait kimlik ve sürücü belgelerine kendi fotoğrafını yapıştırdığın söyleniyor. Bu kapsamda 7 kez resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılman isteniyor. Ne diyeceksin bu konuda?" diye sordu.
SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan Filiz ise "Efendim müsaade ederseniz savunmamı bir sonraki duruşmada yapmak istiyorum" dedi.
Duruşmada söz verilen mağdurlardan Ekrem Metin, "Olay tarihinde Tuzla'da devamlı gittiğim aile çay bahçesine gittim. Oradan ayrıldıktan sonra cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim. Tekrar çay bahçesine geldim fakat cüzdanımı bulamadım. İçinde ehliyetim de vardı. Daha sonra da sanığın benim ehliyetimi kullandığını öğrendim. Olayla ilgili şikayetim devam ediyor" diye konuştu.
Ömer Baba, "Ben de olay tarihinde aynı çay bahçesinde cüzdanımı kaybettim. Ertesi gün gidip sordum fakat cüzdanımı bulamadım. Cüzdanda nüfus cüzdanım ve ehliyetim vardı. Daha sonra da bu kimliğin ve ehliyetin sanıkta bulunduğunu öğrendim" şeklinde konuştu.
İbrahim Yallıkurt, aynı çay bahçesinde nüfus cüzdanını kaybettiğini belirterek, "Cüzdanımı masanın üzerine bırakmıştım. Hesabı ödemek isterken cüzdanımın olmadığını fark ettim. Cüzdanda ehliyetim ve kimliğim vardı. Daha sonra kimliğimin ve ehliyetimin sanıkta bulunduğunu öğrendim. Bu olayla ilgili şikayetim devam etmektedir" ifadesini kullandı.
"EVET, BU FOTOĞRAF GENÇLİĞİME BENZİYOR"
Hakim Yegin, adli emanetteki suç eşyalarının mahkemeye ulaştığını belirterek, Ömer Baba adına düzenlenmiş kimlik üzerinde bir fotoğrafın bulunduğunu, kimliğin PVC ile kaplandığını, ön kısmında soğuk damganın belli bir kısmının, arka tarafında da mührün ve imzaların olduğunu tutanağa geçirdi.
Hakim Yegin daha sonra sanık Atalay Filiz'e kimlik üzerindeki fotoğrafın kendisine ait olup olmadığını sordu. Kameralara yaklaştırılan kimliği gören Filiz ise "Evet, bu fotoğraf gençliğime benziyor" dedi.
Bu sırada söz alan Filiz'in avukatı Merve Uçanok, "Kimlikleri celse arasında emanet memurluğundan alarak incelemek istiyoruz. Müvekkilimizin bir sonraki celse cezaevinden getirilerek, duruşmada hazır edilmesi talebimiz vardır" diye konuştu.
Mahkeme hakimi, suçtan zarar görme ihtimaline karşı mağdurlar Ekrem Metin, Ömer Baba ve İbrahim Yallıkurt'un davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verdi.
Sanık Atalay Filiz'in bir sonraki celse duruşmada hazır edilmesi için bulunduğu cezaevine müzekkere yazılmasına hükmeden hakim, duruşmayı erteledi.
İstanbul ve Ankara'daki 3 cinayetin zanlısı olarak aranırken İzmir'de yakalanan Atalay Filiz'in üzerinden çıkan 7 sahte kimlik belgesine ilişkin soruşturma başlatılmıştı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Filiz'in, üzerinden çıkan kimlik belgelerine kendi fotoğraflarını yapıştırarak kullandığı iddiasıyla "resmi belgede sahtecilik" suçundan 14 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.