Halk Sağlığı Genel Müdürü İlter Kızamık Hastalığı Hakkında Konuştu

Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. Hüseyin İlter, Kızamık hastalığını Türk insanının hayatından tamamen çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. Hüseyin İlter, Kızamık hastalığını Türk insanının hayatından tamamen çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odasında Sağlık-Der Kastamonu Şubesinin Olağan Genel Kuruluna katılan Halk Sağlığı Genel Müdürü Dr. Hüseyin İlter, "Türkiye'de Kızamık hastalığını Türk insanın hayatından tamamen çıkarmayı hedef aldık. Ama bugünlerde özellikle Avrupa ve Rusya'dan gelen kızamık vakalarıyla uğraşıyoruz. Avrupa bunu başaramamışken, biz kızamık hastalığını tamamen insanlarımızın hayatından çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.

Şehir Hastanelerini dünyanın gelişmiş ülkelerinin bizzat ziyaret ettiğini söyleyen Dr. İlter, "Şehir hastanelerimizi dünyanın gelişmiş ülkeleri, bunu nasıl becerebiliyorsunuz diye yerinde ziyaret ediyorlar. Bu noktada Türk insanı olarak gururluyuz. Bunların hepsi sadece Sağlık Bakanlığı personeli tarafından başarılmadı. Bunlar çok paydaşlı çalışılan hususlardır. Paydaşların en önemlisi de sivil toplum kuruluşlarıdır" diye konuştu.

Türkiye'nin tütünle mücadelede dünyada ilk sırada yer aldığını anlatan Dr. İlter, "Sağlık-Der derneği, Türk insanın hayatından sigarayı nasıl yok ederiz, kaldırırız diye çalışma yapıyorlardı. Bu çalışmalar kapsamında kahvehanelerde sigarayı yasaklayalım dendiğinde içimden gülmüştüm böyle bir şey yapılabilir mi diye. Ama yapıldı, sonrasında da devam etmek bizlere nasip oldu. Türkiye, tütün ile mücadelede Dünya 1.si oldu. Bu noktada çok ciddi adımlar attı. Biz, sadece Türk insanı değil, ümmet bilinciyle yetişmiş bir grup olarak ümmetin sağlık derdine nasıl çözüm olabilirizin kaygısındayız. Dünya İslam Sağlık Birliğinin kurulmasında Sağlık-Der öncülük etmiştir, halende bayrağı taşıyan bir dernektir" şeklinde konuştu.

Öncelik verdikleri illerin başında Kastamonu'nun da geldiğini sözlerine ekleyen Dr. İlter, "Kastamonu, bizim gerçekten öncelik verdiğimiz illerden bir tanesidir. Kastamonu'ya gelirken arkadaşlar bana sizi gezdirelim dediler. Ben de kendilerine zaten Kastamonu'yu biliyorum dedim. En az 20 kez gelmişimdir. Adım adımda gezdim. Önümüzdeki süreçte Kastamonu'yu sağlık alanında çok daha güzel sağlık hizmetleri bekliyor. Kastamonulular bunu hak ediyor. Çünkü biraz dışarıdan kopmuş gibi görünen ama yüreği vatan sevdası ile dolu bir şehirdir. Ben öyle bilirim, öyle tanırım" ifadelerini kullandı.

"Tek bir kimlikte istediğiniz yerde muayene olabiliyorsunuz, dünyada böyle bir sistem daha yok"

Genel Kurulda konuşan Sağlık-Der Genel Başkanı Dr. Kazım Sezen ise, tek bir kimlikle Türkiye'nin her yerinde ve her hastanesinde muayene olabilindiğini hatırlatarak, dünyada daha böyle bir sistemin olmadığını kaydetti.

Dr. Sezen, "İsterseniz 5 tane fakülte bitirin, nereyi bitirirseniz bitirin eğer bu bakış açımız, iman gözüyle bakamıyorsa, insan gözüyle bakamıyorsanız karşınızda insanlara insani değerle bakamıyorsanız yaptığınız hizmetten ne siz zevk alırsınız ne de karşınızdaki insanı mutlu ederseniz. Onun için bir hizmet veriliyor. Allah razı olsun. Şuan Türkiye'de Dünyada ilk 5 içerisinde yer alıyor. Bir MEDULA sistemi var, bu sistem ne Avrupa'da ne Amerika'da ne de başka bir ülkede var. Bizim insanımızın şuanda yüzde 99'u sağlık sistemimizin içerisinde bulunuyor. Sadece nüfus cüzdanını göstererek istediği yerde Ankara'da profesöre bile muayene olabiliyor. Dünyada böyle bir şey yok" dedi.

Türkiye'de e-nabız sistemi ile MEDULA sisteminin olduğunu ve bunun yanında 3 milyon Suriyelinin de bunduğunu hatırlatan Dr. Sezen, şöyle konuştu: "Bırakın Türk vatandaşlarını Suriyeliler bile, çıkartılan kimlik kartlarını göstererek istediği doktora muayene olabiliyor, ilacını alabiliyor. O ülkelerin kendi vatandaşları bile duruma şaşırıyor. Ben, Malezya'dan 10 gün önce geldim. Malezya'nın milli geliri Türkiye'nin iki katı, yani 25 bin dolar oluyor. Ama doktora gittiğinizde elinize faturayı tutuşturuyorlar. Bu kadar imkana sahip ülke bunu başaramamış"

ABD'de Türkiye'deki gibi sosyal güvenlik kurumuna benzer bir kurumun bulunmadığını anlatan Dr. Sezen, şunları kaydetti:

"Resmi bir sosyal güvenlik sistemi yok. Özel sağlık sigortacılığı kuruluşları var. Ciddi primler ödüyorsunuz. Prim ödemediğiniz zaman sağlık hizmeti alamıyorsunuz. 30 milyon insan Türkiye'nin nüfusunun yarısına yakın insan, sokakta yatıyor. Evi yok. Bizim Müslüman teşebbüsler, yardım kuruluşları sokakta kalanlara yardımcı olmaya çalışıyor, sağlıklarıyla ilgileniyor. Kapitalizmde paran yoksa öl. Avrupa, 80 yıldır sosyal devlet iddiasıyla gidiyor. Bugün biz diyoruz ki, 80 milyon vatandaşımızı sosyal güvence altına aldık. Evde sağlık hizmeti veriyoruz. Kastamonu'da yok ama 15 tane ilde evde fizik tedavi hizmeti veriliyor. Şehir merkezine en uzak bir köyde yatalak olarak yaşayan vatandaşa, fizyoterapistler giderek en iyi şekilde fizik tedavi hizmeti veriyor. Bunları anlattığımız zaman Avrupa'dakiler bize, siz aklınızı mı kaçırdınız diyorlar. Bunlar çok pahalı bir hizmet, biz bundan kaçmaya çalışırken siz, daha çok bu hizmetleri vermeye çalışıyorsunuz. Bu bize, zenginliğimizi gösteriyor. Bu insana değer vermeyi gösteriyor. Gerçekten biz, dünyaya örnek olabilecek bir sağlık sistemi içerisindeyiz. Her ne kadar bizim hekimlerimiz, sağlık personelimiz, hemşireler, sağlık çalışanları, hayatlarından memnun olmasalar da, problemler olsa da ama gerçekten çok büyük işler yapıyorlar"

Türkiye'nin ümmetin duasıyla 50 yıl daha önünün kesintisiz açık olduğunu ifade eden Dr. Sezen, şunları söyledi:

"15 Temmuz gecesini yaşadık, Afrin operasyonu yapıldı. Anadolu Müslüman bir memleket, inanmış bir memleket. Çok güzel bir vatandayız. Ama bu memlekette ne yazık ki bu memleketin hainleri de var. Her türlü tuzakları önümüze kuruyorlar. Yetmiyor dışarıda da bunların arkası var. Onlar destekliyor. Önümüze tuzaklar açıyorlar, engeller koyuyorlar ama bu milletin dualara sebebiyle darbeyi 3-5 saat öne almak zorunda kalıyorlar. Ondan sonra kendi kazdıkları çukura kendileri düşüyorlar. 15 Temmuz darbesi sonrasında bu millet ayaklandı, gözü açıldı. Fırat Kalkanı harekatını biz televizyon karşısında basit görüyoruz, Afrin harekatını basit görüyoruz ama bu milleti ayakta ve zihinde tutan, güç veren şehadettir. Biz, gitmişiz Afrin'de mazlumların elinden tuttuk. O teröristlerin elinden kurtardık. Onların duasıyla bu memleket inanıyorum ki belki bir 50 yıl daha önü açıktır. Hiçbir kafir pis çizmesiyle gelerek bu vatana ayak basamayacaktır."

"Kastamonu'da çıtayı yükselttik, aşağı düşmesi artık mümkün değil"

Kastamonu'da çıtayı bir hayli yükselttiklerini anlatan Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş da, "Yereldeki çalışmalarımızı sıcak bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Sağlık-Der'in güzel çalışmaları var. Elimizden geldiği kadar destek olmaya çalışıyoruz. Sağlık konusunda Türkiye çok mesafeler kat etti. Kastamonu'da Türkiye ile beraber aynı mesafeleri kat etti. Belediyeci olarak hizmette sınırımız yok. Her zaman vatandaş haklıdır. Prensibiyle çalışmaya gayret ediyoruz. Biz çıtayı çok yükselttik. Çıtanın aşağıya gelmesi mümkün değil. Ufak tefek sorunlarımızı beraber aşarak devam ediyoruz. Türkiye son 10 yılda her noktada çıtayı yükseltti. Sağlık en önemli faaliyet alanlarından birisidir. Halkın içinde biri olarak vatandaşın memnuniyetini biliyoruz. Vatandaşlar her türlü isteğini iletebiliyor. Hedefimiz belli. Herkesin sağlık, ulaşım, genel, yereldeki hedefleri de bellidir. Cumhurbaşkanımızın gösterdiği yolda devam edip gidiyoruz. Hizmetin daha sağlıklı olması için önümüze çıkan engelleri nasıl aşacağımızı düşünmeliyiz. Engelleri birlik ve beraberlikle aşmamız gerekiyor. Yereli, siyasetinde çok güzel bir kaynaşma var" diye konuştu.

Kastamonu'nun 2018 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildiğini hatırlatan Başkan Babaş, "Kastamonu için çok önemli bir konu. 81 il arasında tarihiyle, kültürüyle, doğasıyla, dokusuyla Kastamonu'nun kadim bir şehir olduğu ve başkentliğe layık olduğu ifade edildi. TÜRKSOY'un teklifiyle oy birliğiyle Kastamonu seçildi. Bizde gurur duyduk. Turizm ve Kültür Bakanımız Numan Kurtulmuş gerçekten olması için Kastamonu'ya unvan verdiklerini söyledi. 21 Mart çok güzel bir açılış yaptık. Başbakanımız ve bakanlarımız açılış törenini çok beğendi. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kastamonu'yu gösterme, tanıtma ve duyurma imkanını bulmuş olduk. Yıl boyunca etkinliklerimiz ve çalışmalarımız devam edecek. Başbakanımız faaliyetler ve kalıcı eserler açısından Kastamonu için şanslı bir yıl olduğunu belirttiler" dedi.

Konuşmaların ardından tek liste halinde gidilen seçimde Sağlık-Der Kastamonu Şubesi Başkanlığına Tugay Civelekoğlu seçildi.

Sağlık Haberleri