Ayaklarını yana veya kıbleye uzatarak da olsa yere oturamayan kişi, ayakta veya tabure, sandalye, sedir vb. yerlere oturarak namazını îmâ ile kılabilir.
Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) basur hastalığı olan birinin nasıl namaz kılacağının sorulması üzerine; “Durabilirsen ayakta, gücün yetmezse oturarak ona da gücün yetmezse yan üstü uzanarak kıl” buyurdu (Ebû Dâvûd, Salât, 181). Bu durumda olan bir kimse usulüne göre, namazını îmâ ile kılar. İmâ ile namaz kılan kişi rükûda başını biraz, secdede ise rükûdan biraz daha fazla eğer. Bununla birlikte, vücudun baş ile birlikte eğilmesiyle de ima yapılmış olur. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rükû ve secdeye gücü yetmiyorsa, ayakta veya oturarak ima edebilir; ancak oturarak îmâ etmesi daha uygundur. Başı ile îmâ etmeye gücü yetmeyen kimse namazını kazaya bırakır; gözleri, kaşları veya kalbiyle îmâ ederek namaz kılamaz (Mevsılî, el-İhtiyar, İstanbul, ts. , I, 76-78).
Hamile olan bayan, namazda rükû ve secde yapması kendisine veya karnında çocuğuna zarar verecekse, yukarıda anlatılanlardan kendisine uygun gelen şekilde namazını kılar.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı