Nüfusu 20,000-50,000 arasında değişen Himba kabilesi, Kuzey Namibya'nın Kumene bölgesinde yaşıyorlar ve dünyanın en sevgi dolu kabilesi olarak gösteriliyorlar.
Nüfusları diğer kabilelere göre epeyce kalabalık olan Himbalar, göçebe bir hayat yaşıyor, avcılık ve toplayıcılıkla geçimlerini sağlıyorlar.
Modern dünyadan tamamen izole bir şekilde yaşayan Himbalar, ilginç kültürlerini nesillerdir yaşatmaya devam ediyorlar. Onları ön plana çıkan özellikleri ise güneş ışınlarından korunmak için tenlerine sürdükleri kırmızı renkteki karışımlar.
Kabiledeki kadınlar tamamen üstsüz bir şekilde dolaşıyorlar ve gösterişli şatafatlı aksesuarlar kullanarak süsleniyorlar. Onlara göre aksesuar bir kıyafet olarak görülüyor.
Hiç yıkanmıyorlar ve tenlerine sürdükleri kırmızı bir karışımla yaşıyorlar. Ormanda yetişen çiçeklerin güzel kokularından kendilerine parfüm ve tütsü yapıyorlar.
Himbalar, yaşattıkları ilginç gelenekleriyle modern dünya yaşantısından ve diğer izole kabilelerden tamamen ayrılıyorlar. Onları toplumlardan ayıran en önemli gelenekleri doğum ritüelleri.
Kabiledeki bir kadın anne olmaya karar verdiği zaman ilk olarak bir ağacın altına oturarak, doğacak bebeğinin ruhuyla iletişime geçmeye çalışıyorlar. İddia ettiklerine göre bebeklerinin ruhu onu doğuracak anneye bir şakı söylüyor. Anne ise bu şarkıyı ezberleyerek kocalarına öğretmeye çalışıyor. Kocası da öğrenince hamile kalıyor. Bu şarkı bebek doğana kadar da bebeğin yetişkin olup yaşadığı tüm hayatı boyunca da büyük bir önem taşıyor.
Çocuk büyüdüğünde ya da yetişkin olduğunda bir hata yaparsa ona geçmişini hatırlatmak için, bu şarkıyı söylüyorlar. Bu özellikleri onları dünyanın en sevgi dolu toplumu olarak ön plana çıkarıyor. Çünkü birbirlerini hiç cezalandırmıyorlar, çok yardımsever ve merhametliler.