Tek başlı sistem mi çift başlı sistem mi ?
Uzun süredir Türkiye gündemde olan başkanlık veya partili cumhurbaşkanlık sistemi 16 Nisan’da yapılacak olan referandumla halkın onayına sunulacak. Halk ya mevcut sistemin değişmesini isteyerek partili cumhurbaşkanlığına ‘evet’ diyecek, ya da mevcut parlamenter sistemin devam etmesini isteyerek ‘hayır’ diyecek. bir başka değişle ya mevcut çift başlı yönetim sistem devam edecek, yada tek başlı yeni bir yönetim sistemine geçilecek.
Türkiye’de 2007 yılına cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden sonra fiili bir durum meydana geldi. Aynı anda ülkenin tepesinde seçilmiş iki siyasi lider olmuş oldu ikisinin de yetkileri aynı, yani yetki çatışmalarının yaşanabileceği bir ortam meydana gelmiş. Diyeceksiniz ki bu çatışma neden yaşanmadı? Onunda sebebi, ülkenin idari tepesinde olan iki seçilmişin yani, cumhurbaşkanı ile başbakanın aynı siyasi görüşten olmaları. Üstelik cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasına rağmen güçlü siyasi kişiliği ile hala partisinin resmi olmasa bile doğal lideri.
Peki şöyle bir düşünelim! diyelim ki referandumdan ‘hayır’ çıktı “ben yüksek bir ihtimalle ‘evet’ çıkacağını düşünüyorum” eski sistemle yani var olan mevcut sistemle devam denildi. Yine diyelim ki erken seçim kararı alındı “kuvvetle ihtimalle de öyle olur “erken seçime gidildi cumhur başkanı bir siyasi görüşten başbakan başka bir siyasi görüşten olduğunu düşünelim ikisi de seçilmiş biri cumhurbaşkanı, bir diğeri başbakan ikinsin de yetkileri oldukça fazla orda siyasi kriz, çatışma yetki, kargaşası çıkmaz mı? Hem de nasıl, ikisi de halkın tarafından seçildiğini iddia edecek ve yetkilerini kullanmaya çalışacak, sonuçta ne olacak olan yine halka vatandaşa olacak. bu siyasi kriz ve tartışmanın sonucunda başta siyasi ve en önemlisi ekonomi anlamında istikrar bozulacak, ülke her alanda yönetilemez durumla karşı karşıya gelecek fatura yine halka kesilecek bedelini yine halk ödeyecek.
Oysa yapılacak referandumla halkın isteğiyle çıkacak bir evet ile yeni bir yönetim sistemine geçilse ve yapılacak yeni bir seçimle ülke yönetimini sandıkta çift kişiye değil de, tek kişiye emanet edilse, seçilen kişide beş yıl boyunca icraatlarıyla ülkeyi yönetse, vatandaşta bu beş yılın sonunda yaptığı icraatların değerlendirerek iyimi yaptı, kötümü yaptı, iyi yaptıysa bir daha seçer, kötü yaptıysa sandığa gömer, vermiş olduğu yetkiyi alır daha iyi yapacağını düşündüğü kişiye verse daha iyi olmaz mı?
Yani kısacası yeni sistemle ülkeyi iki başlılıktan kurtarıp, tek başlı bir sistemle sandıkta halkın yüzde 50 oyun üzerinde oy alan partili cumhurbaşkanına teslim etmiş olur, diktatör seçmemiş olurdu. Seçimle gelen, seçimle giden diktatör olmaz. Bir başka değişle, sandıklardan diktatörler çıkmaz. Sandıklardan demokrasi çıkar, onun sonucunda tek başlı bir yönetim sistemiyle de her alanda gelişen, büyüyen, güçlenen bir Türkiye olur.