Hatay'da tüyler ürperten olay! Eski yaşamlarında aynı kişi olduklarını ve aynı ruhla reenkarne olduklarını iddia eden iki kişinin bir garip hikayesi!
Hatay'da yaşanan bu beyin yakan reenkarnasyon hikayesini okuyunca dehşete düşeceksiniz...
110
"Ruh göçü", "tenasüh" gibi isimlerle de anılan ve daha çok reenkarnasyon adıyla bilinen inanç, yaşamını yitiren birinin aynı ruhla farklı bir bedende tekrar dünyaya gelmesini ifade ediyor. Reenkarnasyona inananlara göre ruh hiç ölmeden farklı bedenlerde tekrar can buluyor. Pek çok inanç sistemine ters olan bu durum, Hinduizm, Budizm gibi dinlerde inanç esasları arasında yer almaktadır.
Çoğu insanın reddettiği bu inanç, dünyanın farklı yerlerinden gösterilen örneklerle kanıtlanmaya çalışılmıştır. Reenkarnasyona delil olarak gösterilen ve Türkiye'de yaşanan pek çok örnekten birini anlatacağız şimdi.
Ruh göçünün gerçekliği tartışılır ama yaşanan bu olay, reenkarnasyona inanmasanız bile ilginç gelecektir. Haydi başlayalım!
210
Olay, 90'lı yılların sonunda gerçekleşti. Hatay'ın Döver adlı köyünde ikamet eden 18 yaşındaki Demet Kızılkan adlı genç kız, daha önce başka bir hayat yaşadığını, önceki yaşamında isminin Besime Yayar olduğunu söyledi. Besime Yayar'ken hamile kaldığını, eşi tarafından hamileyken boğularak öldürüldüğünü anlattı.
Ailesini şaşkına çeviren genç kızın anlattıklarının doğru mu yanlış mı olduğu araştırıldı ve gerçekten de geçmişte Besime Yayar adında hamile bir kadının kocası tarafından öldürüldüğü ortaya çıkarıldı. Herkes dehşete düşmüştü. Olay etrafta yayılırken dikkat çeken bir iddia daha gündeme gelmişti.
310
Demet dışında 12 yaşındaki küçük bir kız çocuğu da geçmişte başka bir hayat yaşadığını, önceki hayatında adının Besime Yayar olduğunu söyledi.
12 yaşındaki İpek Kart, "Başka bir hayat yaşıyordum. Adım Besime Yayar'dı ve ben hamileyken eşim beni damdan iterek öldürdü" dedi.
410
İki kişi de aynı kişi olduğunu söylüyor fakat farklı bir hikaye anlatıyordu. Herkesin dikkatini çeken bu durum üzerine araştırmalar yapıldı. İki kişi de aynı ruhu taşıdıklarını söyledikleri halde nasıl iki ayrı bedende aynı ruh olabilirdi, ya da neden biri boğularak öldürüldüğünü iddia ediyorken biri de eşinin onu damdan attığını söylüyordu? Herkes bunu merak ediyordu.
510
Demet de küçük İpek de, olayın açıklığa kavuşturulması için vefat ettiklerini söyledikleri eve götürüldü. 12 yaşındaki İpek, vefat eden Besime Yayar'ın annesine "Anne neden mezarıma gelmedin?" diye sordu. Herkes buz kesmişti. Anne Fatma Hanım, "Geldim, kızım. Bebeği karnında ölen talihsiz kızım benim. Mezarının başında ağladım ve hâlâ her gün ağlıyorum." şeklinde cevap verdi.
610
Kimse bir şey anlamıyordu. Demet de İpek de başından geçenleri tekrar tekrar anlatıyordu. Olay en sonunda gün yüzüne çıkarıldı.
710
Demet, "Ben Besime iken kocamla avluda tartışıyorduk. Sonra boğazımı sıkmaya başladı ve sonrası yok." diyordu. Bu nedenle boğularak öldürüldüğünü düşünüyordu.
Olay İpek'in eşim beni damdan aşağı itti demesiyle tamamen açıklığa kavuştu. Demet boğulduktan sonra bayıldığı için bir şey hatırlamıyordu ama işin gerçeği avludan düşerek ölmesiydi. Bu da herkesi tek bir gerçeğe ulaştırıyordu. Besime gibi karnındaki bebek de reenkarne olmuş olabilirdi.
810
İpek, Fatma Hanıma, "Anne neden mezarıma gelmedin?" diye sormuştu, oysa Fatma hanım mezarlığa gittiğini söylemişti. Araştırmacılar Fatma hanıma "Fatma Hanım, sen kızının mezarına gittiğinde daha anne karnında doğmadan ölen torunun için de dua ettin mi?" diye sordu Fatma hanım da "Hayır, ben hep talihsiz kızım için ağladım. Bebek kimsenin aklına bile gelmedi." şeklinde cevap verdi.
910
Her şey çorap söküğü gibi gelişiyordu. Besime Yarar, Demet Kızılkan olarak tekrar dünyaya gelmişti. İpek ise onun karnında ölen bebeğiydi. İpek'in olayı daha detaylı hatırlamasının nedeni, Besime'nin boğulduktan sonra bayılmasıydı. Anne karnında olan İpek hala bilinçli olduğu için her şeyi detaylarıyla birlikte hatırlıyordu. Daha annesinin karnında bir bebek olduğu ve kimliksiz olduğu için kendisini Besime Yayar olarak hatırlıyordu.
1010
İlk başlarda farklı hikayeler anlatarak kafaları karıştırmış olsalar da her şey açıklığa kavuştu. Her ikisi de doğru hikayeleri anlatıyordu. Türkiye'de reenkarnasyona delil olarak gösterilen vakalar arasında giren örneklerden biri olarak yerini alan bu hikaye, okuyanları halen etkiliyor. Reenkarnasyona inanıp inanmamak kişinin kendisine kalmış bir şey. Fakat bu hikayenin insanı şaşırtan bir gerçekliğinin olduğu kesin. Dünyada çok farklı şeyler yaşanıyor!