Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) arasında imzalanan protokole ilişkin iddialar ile ilgili yaptığı açıklamada, ikili arasındaki protokole ilişkin yasal dayanağın 2018'de ortadan kalkmasına ilişkin iddialar yalanlandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, konuyla ilgili bir haberde, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası arasında imzalanan protokole ilişkin yasal dayanağın 2018 yılında ortadan kalktığı, Temmuz 2018’den itibaren de bu dayanağın olmadığı iddiasının dile getirildiği belirtildi.
Yazılı açıklama şu ifadeler yer aldı: "Öncelikle söz konusu haber gerçeği yansıtmamaktadır. Hazine Müsteşarlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun’un (4059 sayılı Kanun) 2. Maddesinin (a) bendinde “ Türk parasının dolaşımı ve istikrarını sağlamaya yönelik politikaları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile birlikte oluşturmak ve uygulamak, para politikası ile ilgili konularda Hazine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ilişkisini kurmak, “ hükmü yer almaktaydı.
Söz konusu hüküm, 10 Temmuz 2018 tarih ve 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (1 sayılı CBK) ile yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, 1 sayılı CBK’nın Hazine ve Maliye Bakanlığı Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü görev ve yetkilerini düzenleyen 223. Maddesinin (h) fıkrasında “Türk parasının dolaşımı ve istikrarını sağlamaya yönelik politikaları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile birlikte oluşturmak ve uygulamak, para politikası ile ilgili konularda Hazine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ilişkisini kurmak,” denilmektedir.
Bu çerçevede, daha önceden 4059 sayılı Kanun’da yer alan ve söz konusu protokole dayanak teşkil eden hükümler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş sonrası oluşan yeni mevzuatta da aynı şekilde korunmuştur."
NE OLMUŞTU?
Muhalif basında yer alan haberlerde, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolaar rezervi tartışmalarına ilişkin ortaya atılan suçlamalara bir yenisi daha eklenmiş, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası arasında imzalanan protokole ilişkin yasal dayanağın 2018 yılında ortadan kalktığı, Temmuz 2018’den itibaren de bu dayanağın olmadığı iddia edilmişti.