Kelâm ilminde hidâyet kavramı, daha çok kulların fiilleri açısından değerlendirilmiştir. Selef âlimleri hidâyet için, Allah’ın Peygamber ve kitap göndermesini yeterli görmekle beraber, asıl hidâyeti, kulun gerçeğe ulaşmasını sağlayan ilâhî irade, kulu hidâyete muvaffak kılması ve ilhamı kalbinde yaratıp hayrı kolaylaştırması olarak açıklamışlardır.
Eş’arî âlimler hidâyeti, Allah’ın doğru yolu gösterip ona ulaştırması; îmânı müminlerin kalbinde yaratılması olarak izah etmişlerdir. Mâturidî bilginleri ise, hidâyetin “doğru yolu gösterip açıklama” ve “ona ulaştırma” olmak üzere iki anlama geldiğini benimsemişler ve ilkine hidâyet-i mûsile, ikincisine de hidâyet-i gayr-i mûsile, adını vermişlerdir.
Sonuç olarak “hidayetin Alah’tan olması”, Allah’ın indirdiği kitaplar ve gönderdiği Peygamberlerle doğru yolu açıklaması ve kulun bu hususta olumlu irade göstermesi karşısında onun kalbinde imanı halk etmesidir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı