Merkez Bankası geçen haftaki toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 14’e çekti. Temmuzdan beri yapılan üç toplantıda toplam 10 puanlık faiz indirimine imza atan Merkez Bankasının kararı sonrası gözler bankalara çevrildi. Analistler, konut kredisinde Merkez Bankası’nın temmuz toplantısının ardından yüzde 0.99 seviyesine çekilen faizin yüzde 0.90’a inebileceği görüşünde. Ticari kredi faizlerinin ise yüzde 14 seviyesine inmesi gerektiği belirtiliyor. İş dünyası temsilcileri ise bankaların bir an önce adım atmasını bekliyor.
MEMNUNİYET DUYDUK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Merkez Bankası’nın bir dizi cesur ve kararlı adımla 3 ayda politika faizini 10 puan düşürdüğünü ve yüzde 14 seviyesine çektiğini hatırlatarak, “Piyasaları kilitleyen yüksek faizler uzun süredir ülkemizin önemli bir sorunuydu. Bütün dünyada merkez bankalarının faiz indirdiği bir dönemde bizim yüksek faizde ısrar etmemiz zaten doğru değildi. İş dünyası olarak faiz indirim taleplerimizi her ortamda dile getirdik ve savunduk. Merkez Bankası’nın para politikasını şekillendirirken Türkiye iş dünyasına kulak vermesinden memnuniyet duyduk. Merkez Bankası’nın faiz indirimleri iş dünyamıza moral veriyor. Faiz indirimlerinin de etkisiyle yurt içi iktisadi faaliyette ılımlı bir toparlanma görülüyor. Ama bu süreci güçlendirecek adımlara ihtiyaç var” dedi. Krediye erişim maliyetinin bekledikleri ölçüde azalmadığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Malumuz ilk iki faiz indiriminin sonrasında da Merkez Bankası görevini yaptı, sıra bankalarda demiştim. Sağolsun, kamu bankalarımız bu çağrımıza olumlu cevap verdi ve faizleri hızla indirdiler. Özel bankalarda ise hala bir atalet var. Faizleri yeterince hızlı indirmiyorlar, kredi musluklarını gerektiği kadar açmıyorlar. Buradan, sizin aracılığınız ile çağrımı yenilemek istiyorum. Ekonominin büyümesine bir destek de bankalardan gelmesini bekliyoruz.”
SEKTÖRÜN İHTİYACINA GÖRE ADIM
Özel bankaların da ellerini taşın altına koymasını ve bu indirimi kredi faizlerine daha fazla yansıtmalarını isteyen Hisarcıklıoğlu, “Bankalar kredi faizlerini bebek adımları ile değil reel sektörün ihtiyacına uygun adımlarla indirsin ki, yatırım iştahı artsın, istihdam artsın, ticaretin bereketi olsun” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, ayrıca reel sektörün kredi taleplerinde ve kullanımlarında bankalar tarafından faiz dışında giderek artan şekilde masraf ve komisyon adı altında çok yüksek ilave maliyetler çıkarıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bu da reel sektörün üzerindeki yükü artırıyor. Bankalarımız bu politikalarını da mutlaka gözden geçirmeli. Herkesin fedakarlık yapması gereken bu dönemde, feda’yı reel sektöre bırakıp, kâr’ı kendilerine ayırmasınlar. Şimdi artık yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme dönemidir. Bankalar da bu adıma eşlik etsinler ki, büyümenin bereketi ülke geneline yayılsın.”
ÖZEL BANKALAR TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Merkez Bankası’nın 10 puanlık faiz indiriminin ticari kredi faiz ortalamasına yüzde 5 mertebesinde yansımasının iş dünyasında ‘bankalar indirimi sözde mi bırakıyor’ sorusuna sebep olduğunu belirtti. Avdagiç, şöyle konuştu: “Üç kamu bankamız bu dönemde çok olumlu ve öncü bir yaklaşım sergiledi. Özel bankaların da ellerini taşın altına koymalarının zamanı geldi. İzan sahibi hiç kimse, Merkez’in indiriminin piyasaya yarısı kadar yansımasını makul ve yeterli bulamaz. Özel bankalar faiz indiriminde adeta kaplumbağa hızıyla gidiyor. Bankalar ile reel sektör ekonominin iki kanadı gibidir, bankalar kârlılık adına reel sektörü desteklemekten imtina ederlerse, faiz indiriminde ayak direrlerse, bu iş dünyasının dengesini bozacaktır. Reel sektörün yalnız kaldığı bir ortamda, bankalar da yalnız kalacak, sıkıntıya düşecek. Bankalar, Türkiye ekonomisinin aktörü olduklarını unutmadan, piyasa şartlarının gereğini yerine getirmeli ve faiz indirimine özden destek vermelidir. TCMB 4 ayda 3 kez faiz indirdi. Politika faizi seviyesi yüzde 24’den yüzde 14’e gerilemesine karşın ticari kredi faizlerinin ağırlıklı ortalamalarına bakıldığında indirimin çok sınırlı kaldığını görüyoruz.”
Avdagiç, Merkez’in faiz indirimi serisine başladığı 26 Temmuz’da, bankaların ticari kredilere uyguladığı ağırlıklı ortalama faizin yüzde 20.08 olduğunu hatırlatarak, “18 Ekim haftasına geliyoruz, bu oran yüzde 16.33. Kaldı ki ortalaması yüzde 16.33 ise bazı ticari kredi müşterilerine daha yüksek faiz uygulanıyor da demektir. Oysa yapılan bu indirimlerin asıl hedef kitlesi iş dünyasıdır, yatırımlardır. Bankaların, Merkez’in 10 puanlık faiz indirimini ticari kredi faizlerine 5 puan mertebesinde yansıtmaları, yatırımlara yol vermez, istihdamın, ihracatın, üretimin önünü açmaz. Başta özel bankalarımızın öncülük edeceği bir indirimle bu hafta ticari kredi faizlerinde göreceğimiz en yüksek seviye yüzde 14 olmalı” dedi.
ORANLAR CAZİP DEĞİL
Yeterince gerilemeyen ticari kredi faizlerinin, kredi kullanım hacmine de olumsuz şekilde yansıdığını kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti: “BDDK verilerine göre faizde ilk indirimin yapıldığı 26 Temmuz’dan bugüne geçen 12 haftalık süreçte kullanılan kredi hacmine baktığımızda konutta yüzde 6.2, ihtiyaçta yüzde 8.6 artış yaşanırken, ticari kredi kullanımında sadece yüzde 1.04 artış var. Bunun önemli bir sebebi oranların hala yeteri kadar cazip olmaması.”
FAİZ DÜŞTÜ, KONUTTA HAREKETLENME BAŞLADI
KONUT piyasasında satın alma kararını etkileyen en önemli kalemlerden biri faiz oranları. Son 1.5 yıldır durgun bir dönem geçiren sektör Merkez Bankası’nın temmuz toplantısının ardından konut kredi faizlerinin 0.99’a düşmesinden sonra hareketlendi. Eylül ayında hem toplam konut satışında hem de banka kredili satışta tarihin en yüksek seviyesi görüldü.
- Faiz indiriminin gayrimenkul sektörünü olumlu etkilediğini belirten Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Feyzullah Yetgin “25 Temmuz’da Merkez Bankası’ndan faiz indirimi kararının ardından Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank konut kredisi faizini yüzde 0.99’a çekmişti. Bazı özel bankaların da faizlerinde indirime gitmesinin sektöre katkısı son derece olumlu oldu. Sektörde hareketlenme başlarken, Merkez Bankası 12 Eylül’de de 325 baz puan faiz indirimi kararı aldı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, son olarak politika faizinin yüzde 16.50’den yüzde 14’e indirilmesine karar verdi. Yüksek faizler nedeniyle ertelenen talep, faiz indirimiyle birlikte konut satışına yansıdı. Kamu bankalarının öncülüğünde konut kredisi faizlerinin aylık yüzde 0.99 oranına çekilmesiyle birlikte konut satışlarında hızlı bir artış yaşandı. Türkiye genelinde 146 bin 903 konut satışı gerçekleştirildiği eylül ayında, konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15.4 arttı. Konut kredisiyle yapılan satışlar aynı dönemde yüzde 410.2 oranında artışla yeni bir rekora imza attı. Konut satışlarını olumlu etkileyen faiz indirimlerinin sektörün geneline yayılması ve bu indirimlerin özel bankalarda da devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu.
- Konut Gelişticileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Altan Elmas, son 1 yılda yüksek faizden en çok inşaat sektörünün etkilendiğini söyledi. Faiz indirimiyle birlikte mevduat faizlerinde düşüşün başladığını ve devam edeceğini belirten Elmas, “Merkez Bankası’nın hamlesi bankalarının elini rahatlattı. Bu nedenle hem konut kredi faizleri hem de firmalara sağlanan kredi faizlerinde düşüş bekliyoruz. İnşaat sektörünün hızlanması ve istihdama katkı sağlaması için kredi maliyetlerinin düşmesi oldukça önemli. Kamu bankalarının faizi 0.99’a çekmesinden sonra vatandaş cephesinde de kredi talebi yoğunlaştı. Özel bankalar bu noktada faizi düşürerek yükü paylaşmalı” diye konuştu. Bankaların teminat taleplerini de eleştiren Elmas, “Gayrimenkuller 3’te bir fiyatına ipotek altına alınıyor, bu durum artık normalleşmeli. Bankaların teminat anlayışının düzelmesini bekliyoruz” dedi.
- İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise vatandaş için faizde psikolojik sınırın yüzde 1 altı olduğunun altını çizdi. Durbakayım, “Faizlerdeki indirim konut satışlarına yansıdı. Ancak burada önemli olan düşük faiz oranlarındaki istikrar. Bununla birlikte diğer yatırım enstrümanlarının durumu da belirleyici oluyor. Mevduat faizinin düşmesi ve dövize yatırımın sınırlı kalmasıyla bu alandaki birikimler konuta geliyor ve gelecek” şeklinde konuştu.