Holokost Soykırımı nedir? | Holokost ne demek? | 27 Ocak Holokost anma günü

Yaklaşık 12 milyon insanın öldüğü düşünülen Yahudilere karşı planlanmış Holokosat Soykırımı, yıldönümünde vatandaşlar tarafından merak konusu haline geldi. Peki Holokost Soykırımı nedir? | Holokost ne demek? | 27 Ocak Holokost anma günü Tüm detaylar haberimizde...

6 milyon ile 12 milyon arasında insanın öldüğü bilinen Holokost Soykırımı, 77. yıldönümünde acıyla hatırlanıyor. Çeşitli kaynaklara göre ölü sayısı değişen ve kayıtları güven verici şekilde tutulmadığı için hiçbir zaman net olarak öğrenilemeyen Holokost Soykırımı'nda hayatını kaybedenler anılırken, internet kullanıcıları da arama motorlarında Holokost Soykırımı nedir? | Holokost ne demek? | 27 Ocak Holokost anma günü konularını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

HOLOKOST NE DEMEK?

Holokost sözcüğü, İbranice "olah" kavramının Yunanca çevirisidir. Olah, Yahudilikte tamamen yakılan bir tür adaktır. Holokost sözcüğü (Yunanca: holókauston), "holos" (tüm, komple) ve kaustos (yakılmış, köz olmuş) sözcüklerinin birleşiminden oluşur ve tamamen yakılmış, yanıp kül olmuş anlamına gelir. Kaustos sözcüğünün kökü yakmak anlamına gelen kalein sözcüğüne dayanır.

Kitab-ı Mukaddes'te de geçen, Shoah (שואה) sözcüğü "felaket" anlamına gelir ve bu sözcük 1940'larda, özellikle İsrail ve Avrupa’da, Holokost için kullanılan standart İbranice sözcük olmuştur.

HOLOKOST SOYKIRIMI NEDİR?

Holokost, Yahudi Soykırımı veya Ha Şoa, Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası döneminde, Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından işgal edilen sınırlar içerisinde yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin _kaynaklara göre ölü sayısı değişir_ sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırım olarak tanımlanıyor. 

Bazı akademisyenler, Romanların toplu katliamının ve özürlü insanların öldürülmelerinin de bu tanıma katılmaları gerektiğini savunur ve bazı bilim insanları da Holokost tanımının, Naziler tarafından öldürülen Sovyet tutsaklar, Polonyalılar ve eşcinselleri de içermesi gerektiğini savunmuştur. Sovyetler Birliği’nin yıkılması ardından ortaya çıkan rakamlarla birlikte, yakın dönemdeki tahminler, 10-11 milyon civarında insanın Nazi rejimi tarafından öldürüldüğünü göstermektedir.

Holokost öncesinde sayıları dokuz milyonu bulunan Avrupalı Yahudilerin aşağı yukarı üçte ikisi öldürüldü Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek Holokost’ta öldürüldü. Almanya ve Almanların işgal ettiği sınırlar içerisindeki 40.000 üzerindeki bir tesis ağı, Yahudi ve diğer kurbanları; toplamak, hapsetmek ve öldürmek için kullanıldı.

Holokost'a giden süreçte şiddet ve soykırım aşama aşama gerçekleşti. Yahudilerin sivil haklarını elinden alan, en meşhuru 1935 yılındaki Nürnberg Yasaları olan, birçok yasa, Avrupa’da II. Dünya Savaşı patlak vermeden yürürlüğe girdi. Toplama kampları, mahkûmların, ya bitkinlikten ya da hastalıktan ölene kadar köle gibi çalıştırılmaları için kurulmuştu. Almanya’nın her işgal ettiği yerde paramiliter grup (Almanca: Einsatzgruppen), Yahudileri ve politik muhalifleri, toplu infazlarla öldürdü.

İşgalciler, Yahudileri ve Romanları gettolara hapsedip nakliye trenleriyle ölüm kamplarına gönderilmeden önce bir arada tuttular. Yolculuk boyunca ölmeyenler ya ölene dek çalıştırıldı, ya tıbbi deneyler için kullanıldı, ya da sistematik bir şekilde gaz odalarında öldürüldü. Alman bürokrasisinin her kolu, soykırımın lojistiğine yardım etti ve Üçüncü Reich’ı, Holokost akademisyenlerinin belirttiği gibi bir Soykırım Devleti’ne dönüştürdü.

1933 yılında Yahudilerin haklarının azaltılması ile adım adım başlayan felaket, sonunda Nazi hükûmetinin eline geçirebildiği bütün Avrupa Yahudilerini katletmesi ile sona erdi. Bu süreç kaba şekilde üç döneme ayrılabilir:

  • Yahudilerin haklarının ellerinden alınması ve yüksek görevlerden uzaklaştırılmaları.
  • Yahudilerin mallarının ve mülklerinin ellerinden alınması ve gettolarda yaşamaya zorlanmaları.
  • "Nihai çözüm", toplanıp ölüm kamplarına götürülmeleri ve orada sistemli olarak büyük kapsamlı bir şekilde Gaz odalarında ya da farklı şekillerde öldürülüp cesetlerinin yakılması.

İMHA KAMPLARI

942 yılında, Auschwitz’ın yanı sıra, diğer beş kamp, Reinhard planını yürütmek amacıyla, imha kampı Vernichtungslager) olarak ilan edildi. Bu kamplardan ikisi (Chełmno. ve Majdanek) hali hazırda çalışma kampı olarak görev görmekteydi ve şimdi de imha tesisleri bu kamplara eklenmişti. Üç yeni kamp, sadece öldürme amaçlı inşa edildi ve Yahudileri oldukça çabuk bir şekilde öldürmeye tasarlandı. Bu kamplar, Belzec, Sobibor ve Treblinka’da kuruldu. Belarus’taki Maly Trostinets kampı da bu iş için kullanıldı ve Jasenovac kampı da etnik Sırpların genelde öldürüldüğü bir kamp oldu.

İmha kampları sık sık Dachau ve Belsen’deki toplama kamplarıyla karıştırılır. Ama toplama kampları, sadece insanları (genelde Komünist ve homoseksüeller) tutsak edip çalıştırmak için vardı ve genelde çoğunlukla Almanya içindeydiler. Bütün Nazi kamplarında ölüm oranı oldukça fazlaydı. Ölüm nedenleri, yorgunluk, açlık ve hastalıktı ama sadece imha kampları toplu ölümler için tasarlanmıştı. {{quote| Trenlerle gelen Yahudilerin vardığı rampa diye adlandırılan bir yer vardı. Gece gündüz bu kamplara varmaktaydılar. Bazen günde birken diğer günler günde beş defa kampa ulaşan tren seferleri olurdu… Devamlı olarak, Avrupa’nın kalbinden insanlar gelip yok oluyorlardı. Biliyordum ki kampa varan o kitlelerin 90%'ı birkaç saat içinde yok olacaklardı gazlanarak.

—Rudolf Vrba, 18 Ağustos 1942 tarihinden 7 Haziran 1943 tarihine kadar Auschwitz’deki Yahudi rampasında çalışan biri. İmha kampları SS subayları tarafından yönetilmekteydi fakat genelde bu kamplar, Ukraynalı ya da Baltık yardımcı gruplar tarafından korundu.

GAZ ODALARI

Buchenwald kampında yakılan tutsaklardan toplanan altın dişlerin bir kısmı.
Gaz odaları olan imha kamplarına, kurbanlar trenle geldi. Bazen trenle gelen herkes doğrudan gaz odalarına gönderildi, ama genelde kamptaki doktorlar, gelenleri seçim için toparladılar bir yerde ve çok az bir yüzde çalışmaya uygun bulunarak çalışma alanlarına gönderildi. Gelenlerin çoğunluğu platformlardan bir kabul alanına alınırdılar ve burada bütün kıyafetleri ve diğer eşyaları, savaşa destek için Naziler tarafından ele geçirilirdi. Hepsi tamamen çıplak bir şekilde gaz odalarına gönderilirdi. Genelde bu odaların duş ve dezenfektasyon odaları olduğu söylenirdi ve odaların dışındaki kapılarda “duş” ve “sauna” yazıları vardı. Bazen ellerine sabun ve havlu tutuşturulurdu ve eşyalarını koydukları yerleri hatırlamaları söylenirdi paniği engellemek için. Susayıp su isteyenlere acele etmeleri gerektiğini ve kampta onları kahvenin beklediğini söylerlerdi.

13 Eylül 1944 tarihinde, Amerikan gözlem uçağı tarafından çekilen Auschwitz-Birkenau fotoğrafı.
Auschwitz komutanı Rudolf Höss’e göre, birinci sığınak 800 ve ikinci sığınak 1.200 kişi içine alabiliyordu. Odalar dolduğunda ve kapıları tamamen kapatıldığında, odaların içine katı Zyklon-B topakları duvardaki deliklerden atılırdı. Bu topaklar, zehirli Hidrojen Siyanür yayardı. Odaların içindeki herkes 20 dakika içerisinde ölürdü. Ölümlerin hızı, kişilerin duvardaki gaz deliklerine ne kadar yakın olduklarına göre değişirdi. Höss’e göre, kurbanların üçte biri hemen ölürdü. SS doktoru Johann Kremer, gaz odasını sürecini takip ederdi ve ifadesine göre, deliklerden insanların çığlıkları duyulurdu ve hayatları için çırpındıkları çok açıktı. Odadan çıkarılırken, eğer oda çok sıkı doluysa -ki genelde öyleydi, kurbanların çoğu iki büklüm bulunurdu; vücutlarında kırmızı, pembe ve yeşil benekler vardı; bâzılarının ağzında köpük vardı ve bâzılarının kulaklarından kan gelirdi.

Gaz odadan vakumla çekilirdi, cesetler odalardan alınırdı (bu süreç dört saat kadar sürerdi), altın dişler ve dolgular, dişçi mahkûmlar tarafından alınırdı ve kadınların saçları kesilirdi. Odanın tabanı temizlenirdi ve duvarları tertemiz yıkanırdı. Bu işler, Sonderkommando olarak adlandırılan Yahudi mahkûmlar tarafından yapılırdı. Krematoryumda çalışan Yahudilerden bâzıları krematoryumun çatısında, bâzıları da gaz odalarında yatardı. Sonderkommando işini bitirdiğinde, SS kontrol ederdi ve kurbanların ağızlarına altınlar tamamen alındımı diye bakardı. Eğer içlerinde kayıp olursa, Sonderkommando lardan sorumlu olan canlı canlı fırının içine atılırdı.

İlk önce, cesetler oldukça derin çukurlara gömülürdü ve alçıyla kaplanırdı ama Eylül ve Kasım 1942 arasında, Himmler’in emriyle, çukurlardan çıkartılıp yakıldılar. 1943 başında, yeni gaz odaları ve krematoryumlar, artan sayıları karşılamak için inşa edildi.

“Treblinka üzerinden geliştirmeler yaptık. Treblinka’daki 10 gaz odasının her biri 200 kişiyi alabiliyordu ama biz odaları 2000 kişi alacak şekilde tasarladık. Kurbanlarımızı, gelen trenlerden Auschwitz doktorları seçerdi. Çalışmaya uygun olanlar, kampa gönderilirdi ve diğerleri hemen imha alanlarına gönderilirdi. Çok küçük olduklarından ve çalışamayacaklarından, çocuklar istisnasız bir şekilde öldürüldü. Treblinka’dan farklı olarak, biz kurbanları kaderleriyle ilgili kandırabiliyorduk, ama Treblinka’da hemen her kurban öldürüleceğini biliyordu. Yapılanları gizlilik içinde yürütmemiz gerekiyordu fakat yanan cesetlerden gelen pis ve mide bulandırıcı koku bütün kampı ve çevredeki alanları kaplıyordu. Bu nedenle çevredeki halk Auschwitz’te olup bitenleri biliyordu."

KURTULUŞ

23 Temmuz 1944 tarihinde ilk büyük kamp, ilerleyen Sovyet askerleri tarafından bulunan Majdanek kampıydı. 20 Ocak 1945 tarihinde Chełmno Sovyetler tarafından kurtarıldı. 27 Ocak 1945’te Sovyetler Auschwitz’i kurtardı. Buchenwald, Amerikalılar tarafından 11 Nisan’da özgür bırakıldı. Bergen-Belsen 15 Nisan’da İngilizler tarafından, Dachau 29 Nisan’da Amerikalılar tarafından,, Ravensbrück Sovyetler tarafından aynı günde,Mauhausen Amerikalılar tarafından 5 Mayıs'ta ve Theresienstadt Sovyetler tarafından 8 Mayıs'ta kurtarıldı. Treblinka, Sobibor ve Belzec Naziler tarafından 1943 yılında yok edilmişti. Albay William W. Quinn, Dachau’da şunları söyledi: “taburlarımız sesler duydu ve dayanılmaz kokuları hissetti. Vahşet o kadar büyüktü ki normal bir akıl anlamakta zorluk çekiyordu.

5 Mayıs 1945 tarihinde Mauthausen kampından açlıktan ölmek üzere olan mahkûmlar kurtarılıyor.
Sovyetlerin keşfettikleri kampların çoğunluğu boşaltılmıştı. Auschwitz’te sadece 7.600 mahkûm sağ bulundu İçlerindeki 180 çocuk doktorlar tarafından deneylerde kullanılmıştı. 60.000 mahkûm Bergen-Belsen’de İngilizlerce bulundu. 13.000 ceset gömülü bulundu ve 10.000 civarında Yahudi ilerleyen haftalarda tifo ve yetersiz beslenmeden öldü. İngiliz kuvvetleri, SS i zorlayarak cesetleri toplayıp toplu mezarlara gömmelerini istedi.

KURBANLAR VE ÖLÜ SAYISI

Kurbanların sayısı, “Holokost” un hangi anlamda kullanıldığına göre değişir. Donald Niewyk ve Francis Nicosia Holokost’a Kolombiya Rehberi adlı kitaplarında, Holokost’un genelde beş milyondan fazla Avrupalı Yahudi’nin kitleler halinde öldürülmesi için kullanıldığını belirttiler. Daha sonra, herkesin bu tanımı tatmin edici bulmadıklarını yazdılar. Martin Gilbert’a göre, toplam sayı altı milyonun biraz altında ve bu sayı içerisindeki Yahudiler, Avrupa’daki 7,3 milyon Yahudi’nin yüzde 78’iydi. Timothy D. Snyder, Holokost’un iki anlamda kullanıldığını yazdı. Birisi, Nazi Almanyası’nın savaş dönemdeki bütün öldürme politikalarına verilen ad, diğeri ise Yahudilerin Nazi rejimi boyunca maruz kaldıkları zulme verilen addı. Daha geniş tanımlar, yaklaşık üç milyon olan Sovyet savaş mahkûmlarını, iki milyon etnik Polonyalıyı, 1.500.000 civarında Rumen’i, 200.000 özürlü, politik ve dini muhalifleri, 15.000 homoseksüeli ve 5.000 Yehova Şahidini içererek, toplam sayıyı 11 milyona çıkarır. En geniş tanım, altı milyon Sovyet vatandaşını da içerir ve 17 milyona çıkarır kurban sayısını. Birleşik Devletler Holokost Anma Müzesinin yaptığı bir araştırma projesinin sonuçlarına göre, 15–20 milyon arasında insan öldürüldü ya da tutsak edildi. R.J. Rummel, Nazi Almanyası’ndaki toplam ölü sayısının 21 milyon olduğunu belirtti.

1990'larda Doğu Avrupa’daki devletlerin arşivlerini açmalarıyla, Hilberg, Dawidowicz ve Gilbert tarafından belirtilen ölü rakamları tekrar ayarlandı. Yukarda da belirtildiği gibi, Wolfgang Benz daha güncel verilerle birlikte bir çalışma yürüttü ve 1999 yılındaki sonucuyla şunları belirtti:

"1942 yılında, Wannsee Konferansı’nda alınan Avrupa’daki Yahudilerin yok edilmesi kararı başarıyla gerçekleşmemiştir. Ama altı milyon hayatın sona ermesi, Holokost’u İnsanlık tarihinde eşsiz bir suç yaptı. Öldürülenlerin sayısı bunu yeterince anlatamaz. Çünkü sayılar oldukça soyut. Buna rağmen, soykırımın boyutlarını ortaya dökmek gerekirse: Almanya’da 165.000 Yahudi, Avusturya’da 65.000, Fransa’da ve Belçika’da 32.000, Hollanda’da 100.000, Yunanistan ve Yugoslavya’da 60.000, 140.000’dan fazla Çekoslovakya’da, 500.000 Macaristan’da, Sovyetler Birliği’nde 2,2 milyon ve Polonya’da 2,7 milyon Yahudi öldürülmüştür. Bu rakamlara, Romanya ve Transnistria’daki pogromlar ve katliamlarda ölenleri (200.000 üzerinde) ve Arnavutluk, Norveç, Danimarka, İtalya, Lüksemburg ve Bulgaristan’dan sürülüp öldürülenleri eklemek lazım."

Holokost’ta öldürülen Yahudilerin ciddi çoğunluğu Yiddiş dili konuştuğundan, Holokost, Yiddiş dili ve kültürü üzerinde ciddi ve kalıcı bir etkisi oldu. II. Dünya Savaşı arifesinde, Dünya’da 11–13 milyon Yiddiş konuşan Yahudi vardı. Holokost bu sayıyı oldukça azalttı çünkü hem de dindar hem de laik, günlük hayatta Yiddiş kullanan birçok Yahudi öldürüldü. Holokost’ta öldürülen Yahudilerin 85%’i Yiddiş konuşuyordu. Yiddiş konuşmayan, Yunanistan ve Balkanlardaki, Ladino konuşan \toplum da ayrıca Holokost’ta yok edildi.

27 OCAK HOLOKOST ANMA GÜNÜ 

Uluslararası Holokost’u Anma Günü, II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen Holokost trajedisini anan, uluslararası bir anma günüdür ve Ocak ayının 27’sine denk gelir. Nazi rejimi ve işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen, 6 milyon Yahudi ve diğer 11 milyon insanın hayatına mal olan soykırımı anar.

1 Kasım 2005 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 42. Genel kurul toplantısında, 60/7 numaralı çözüm önergesi oy çokluğuyla geçirildi ve bu anma günü resmen tanındı. Bu çözüm önergesi, ilk olarak 24 Ocak 2005 tarihinde, Nazi toplama kamplarının serbest bırakıldığı günün 60. yıl dönümünde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na iletildi.

60/7 numaralı çözüm önergesinden önce, çeşitli anma günleri vardı. Bunların arasında, Federal Başkan Roman Herzog’un, 3 Ocak 1996 tarihinde bildirdiği, Almanya’nın Tag des Gedenkens an die Opfer des Nationalsozialismus (Nasyonal Sosyalizmin Kurbanlarını Anma Günü) vardı. Ayrıca 2001 yılından beri, İngiltere, Holokost’u 27 Ocak’ta anıyordu. Ayrıca Birleşik Krallık ve İtalya’da, Holokost, ulusal bir anma günü olarak tanınmıştı.

2006, 2007 ve 2008 yıllarında, Holokost’u Anma Haftası, Holokost ve Birleşmiş Milletler Destek Programı tarafından organize edildi. Bu program, Birleşmiş Milletler Kamu Bilgilendirme Departmanı’nın, Sosyal Yardım Bölümü’ne aitti ve Genel Kurul’un 60/7 nolu çözüm önergesiyle kuruldu.

Washington’daki Birleşik Devletler Holokost’u Anma Müzesi’nde ve Kudüs’teki Yad Vashem’de anma törenleri düzenlenmektedir.

Avusturya’da Holokost’u anma günleri, 2012’den beri Viyana Heldenplatz’da yapılmaktadır. Jetzt Zeichen setzen! platformu, sivil toplum örgütlerinin bu törenlere katılmaları gerektiği çağrısını yapar. Törenlerde, Holokost’ta sağ kalan kişilerin ve anti faşist aktivistlerin konuşmalarına yer verilir. İsrail’de Holokost anma günü Yom HaShoah olarak bilinir ve Yahudi Nisan ayının 27’sinde gerçekleşir. Buna rağmen, Uluslararası Holokost’u Anma Günü de İsrail’de tanınır. Siyasetçiler, elçiler ve diplomatlar Yad Vashem’i ziyaret eder ve ülkenin birçok yerinde törenler gerçekleşir. Her yıl, Uluslararası Holokost’u Anma Günü’nün bir parçası olarak, Diaspora Bakanlığı, İsrail hükümetine yıllık Anti-semitizm raporunu sunar. Rapor’da anti-semitizm ve anti semitizm karşıtı girişimleri senelik olarak anlatır.

HOLOKOST İLE İLGİLİ FİLM VE TV PROGRAMLARI

  • Adam Resurrected
  • Aimée & Jaguar
  • Amen., (2002)
  • Anne Frank: The Whole Story
  • Apt Pupil
  • The Attic: The Hiding of Anne Frank
  • Au revoir, les enfants
  • Bent, (1997)
  • The Boy in the Striped Pajamas
  • Conspiracy, (2001)
  • Conspiracy of Hearts
  • The Counterfeiters
  • The Day the Clown Cried
  • Death in Love
  • Defiance
  • The Devil's Arithmetic
  • The Diary of Anne Frank
  • Distant Journey
  • Edges of the Lord
  • Escape from Sobibor
  • Europa Europa
  • Fateless
  • Father
  • The Fifth Horseman is Fear
  • Forbidden
  • From Swastika to Jim Crow
  • Fugitive Pieces
  • God on Trial
  • The Grey Zone, (2001)
  • Hanuszka
  • The Holocaust Experience
  • Into the Arms of Strangers: Stories of the Kindertransport, (Doku, 2000)
  • Jakob the Liar
  • Kapò
  • Korczak
  • L'ultima orgia del III Reich
  • The Last Stage
  • Life Is Beautiful (La vita è bella, 1997)
  • Madare sefr darajeh
  • Marion's Triumph
  • Miracle at Midnight
  • Monsieur Klein
  • Il Portiere di Notte (1974)
  • Nirgendwo in Afrika (Nowhere in Africa), (2001)
  • Nuit et Brouillard (1955)
  • The Ninth Circle
  • Out of the Ashes
  • Paradise Camp
  • Paragraph 175
  • Passenger
  • The Pawnbroker
  • Perlasca
  • The Pianist (2002)
  • Pola's March
  • The Reader (2008)
  • Samson
  • The Saved
  • Schindler's List (1993)
  • Seven Beauties
  • Shadows of Memory
  • The Shop on Main Street
  • Sisters in Resistance
  • The Sixth Battalion
  • Shoah, (1985)
  • Skokie
  • Sophie's Choice
  • A Story about a Bad Dream
  • The Story of Chaim Rumkowski and the Jews of Lodz
  • Sunshine, (1999)
  • The Relief of Belsen
  • They Were Not Silent
  • Train of Life
  • Les Uns et les Autres
  • Uprising
  • Visas and Virtue
  • The Wannsee Conference
  • War and Remembrance
  • The Witness

Dünya Haberleri