Bakan Akar, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde teröristlerin bombalı saldırısı sonucu 5 sivilin şehit olmasıyla ilgili soru üzerine, teröristlerin el yapımı patlayıcıyla sivillere yönelik alçakça bir saldırı gerçekleştirdiğini belirterek hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
İçişleri Bakanlığı tarafından açıklama yapıldığını anımsatan Bakan Akar, şöyle konuştu:
"Bu açıklama çerçevesinde operasyonların başladığını öğrenmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla bunların hiçbiri yanlarına kalmayacak. Bunlarla ilgili mücadelemiz yurt içinde ve yurt dışında devam ediyor, devam edecek ve mutlaka bunların hesabını verecekler. Bunun üstesinden geleceğiz, bundan hiçbir şüphemiz yok. Arkadaşlarımız şu an arazide. Onlara başarılar diliyorum, görevlerini başaracaklarına bütün kalbimle inanıyorum."
En son terörist, etkisiz hale getirilinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini bildiren Bakan Akar, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkan Harekâtı Bölgesi'nde dün yapılan operasyonlarda 8 teröristin etkisiz hale getirildiğini, terörü bitirme konusundaki kararlı olduklarını vurguladı.
Koronavirüs konusunda alınan tedbirlere ilişkin soru üzerine Bakan Akar, ilk günden itibaren koronavirüs ile mücadele konusunda bütün tedbirleri aldıklarını, planlamayı yaptıklarını ve uygulamaya başladıklarını söyledi.
Bu faaliyetleri, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile yakın temas halinde sürdürdüklerini dile getiren Bakan Akar, faaliyetlere ilişkin Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Koronavirüs ile Mücadele Merkezi'ni kurduklarını hatırlattı.
İlk günden itibaren tedbirlere yönelik planlama yaparak bunları kararlılıkla uygulamaya başladıklarını ifade eden ve alınan önlemlere ilişkin bilgi veren Bakan Akar, şöyle devam etti:
"Bizim için en önemli konulardan biri, virüsün herhangi bir şekilde operasyon bölgelerine sirayet etmemesi, salgının oralara bulaşmaması. Bunun için de arkadaşlarımız olağanüstü gayret gösteriyorlar. Şu ana kadar çok şükür bizim operasyon bölgelerimizde, Suriye'nin, Irak'ın kuzeyinde ve diğer operasyon faaliyetleri yapan birliklerimizde kara, deniz, hava, şu ana kadar herhangi bir şekilde bu konuda bir sıkıntımız olmadı. Bundan sonra da aynı tertip ve düzende çalışmak üzere bu virüse karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda Sağlık Bakanlığımızın da desteğiyle epey mesafeler kat edildi. Bu konuda Sağlık Bakanımıza da müteşekkiriz"
KORUYUCU SAĞLIK MALZEMESİ ÜRETİMİ
Askeri fabrikalar ve dikimevlerinin maske, tulum ve dezenfektanın da aralarında bulunduğu koruyucu sağlık malzemeleri üretimine başladığı hatırlatılarak faaliyetlere ilişkin soru üzerine Bakan Akar, şunları söyledi:
"Bazı yatırımlar, bazı makineler ilave ederek, çalışma esas ve usüllerini yeniden düzenleyerek yoğun bir çalışma içine girdik. Her geçen gün üretim sayıları artmakla beraber şu anda haftada 3,5-4 milyon cerrahi maske yapabilecek durumdayız. Ayrıca haftada 110 bin tulum da yapabilecek hale geldik. İlaç fabrikamızda da haftada 5 bin litre dezenfektan üreterek ihtiyaçlarımızın karşılanması için önemli katkılar sağlamaya başladık. Bu rakamlar şu andaki durum için geçerli. Yeni ekipmanlar devreye girmek üzere, önümüzdeki günlerde özellikle maske ihtiyacını karşılamak için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda sadece TSK'nin değil halkımızın da ihtiyaçlarını karşılamak, dost ve müttefik ülkelere de bunlardan gönderebilmek için kapasitemizi en kısa zamanda, önümüzdeki hafta, haftada 10 milyon cerrahi maskeye çıkaracağız. Dolayısıyla bu konuda ne Silahlı Kuvvetler ne de halkımız herhangi bir sıkıntıyla karşılaşacak. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor."
ORDUEVLERİNİN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA AÇILMASI
Orduevleri ve askeri misafirhanelerin sağlık çalışanlarına açılması ile TSK'nın sağlık çalışanlarına sağladığı lojistik desteğe ilişkin soru üzerine Bakan Akar, ilke olarak sivil asker ayrımının kendileri için söz konusu olmadığını belirtti. Bakan Akar, "Devlet tektir, bu tek devlet içinde ülkemize milletimize hizmet esastır." ifadesini kullandı.
Bakanlık personelinin Sağlık Bakanlığı personeliyle omuz omuza çalıştığını, bu kapsamda birtakım imkanların, fırsatların paylaşılması gerektiğini dile getiren Bakan Akar, bu kapsamda bazı orduevlerini doğrudan sağlık personeline tahsis ettiklerini anlattı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile her gün görüştüğünü, bakanlık personelinin de Sağlık Bakanlığındaki muhataplarıyla sürekli temas halinde olduğunu belirten Bakan Akar, sağlık personeline teşekkür ederek başarılarının devamını diledi.
Koronavirüsün tedavi sürecinde kullanıldığı belirtilen ilaçların muadillerinin askeri fabrikada üretilmesine yönelik çalışmada gelinen son aşamanın sorulması üzerine Bakan Akar, şu yanıtı verdi:
"Maske, tulum, dezenfektanın yanı sıra ilaç konusunda da arkadaşlarımız büyük bir istekle büyük bir arzuyla halkımıza, silahlı kuvvetlere yararlı olabilmek bakımından neler olabileceği konusunda çalışma başlattı. Daha sonra TÜBİTAK ile koordinasyon halinde Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ile de konuşmak, görüşmek suretiyle oradaki temin ettiğimiz imkanların, personelin koordinasyonu için de çeşitli ülkelerle temasa geçtik. Bu temaslar çerçevesinde o ülkelerden hazır ilaç veya burada yapabileceğimiz ilaçların hammaddelerini temin edebileceğimizi öğrendik. Şu anda temaslarımız sürüyor. Gönderdiğimiz arkadaşlarımız bugün veya yarın ülkemize dönecekler."
Sağlık Bakanlığı ile koordinasyon halindeki çalışmaların devam ettiğini ifade eden Bakan Akar, dost ve müttefik ülkelere gerekli yardımları yaptıklarını ve destekleri sağladıklarını da söyledi.
Bakan Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bugün de bir grup malzemeyi Balkan ülkelerindeki dost ve müttefiklerimize göndermiş bulunuyoruz. Bu devam edecek, herhangi bir şekilde bir günle beş günle sınırlı değil. Bu konudaki üretimimiz devam ettikçe bunların da dağıtımını sürdüreceğiz ve bu virüs terörü bitinceye kadar da çalışmalarımız inşallah sürecek." dedi.
Koronavirüs konusunda NATO ile dayanışmaya ilişkin soru üzerine Bakan Akar, genel anlamda bir dağınıklık olduğunu, tam olarak bir konsantrasyondan söz edilemeyeceğini söyledi.
Bakan Akar, "Birliklerde, teşkillerde, teşkilatlarda bazı farklılıklar olmakla beraber NATO ilk günden itibaren biraz derlenip toparlanıp, izleme ve ikaz birimlerini görevlendirdiler ve bu çerçevede bizim de NATO'daki hem askeri hem de sivil misyonlarımız bu konuların içindeler, onlarla görüşüyorlar, konuşuyorlar, gerekli bilgi ve tecrübeyi paylaşıyorlar. NATO'nun ortaya koyduğu bu sivil olağanüstü hal kriz mekanizması çerçevesinde biz de, bize düşen görevleri yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin çalışmalarının bununla sınırlı olmadığının altını çizen Bakan Akar, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve temasları doğrultusunda diğer dost, kardeş ve müttefik ülkelerle, doğrudan ikili temaslar çerçevesinde bilgi, tecrübe veya malzeme aktarımını sürdürdüklerini bildirdi.
Bakan Akar, "Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği birtakım çalışmaları sürdürmekle birlikte NATO, bunları derleyip toparlayıp bunu bir hale, yola koymaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde, bir değişiklik olmazsa 15 Nisan'da telekonferans yoluyla savunma bakanları olarak da toplanacağız NATO çatısı altında. Ve bu gelinen noktadaki yapılanları, ihtiyaçları bir kez daha gözden geçirme fırsatı bulacağız." açıklamasını yaptı.
İDLİB’DEKİ GELİŞMELER
İdlib ile sağlanan mutabakatın ardından bölgede ateşkes ihlali olup olmadığı, Rusya ile devriyelerin devam edip etmeyeceği soruları üzerine Bakan Akar, 27 Şubat'ta Bahar Kalkanı Harekâtıyla birlikte İdlib'deki mücadelenin çerçevesinin çizildiğini, harekatın rejim unsurlarına büyük zaiyat verdirerek gerçekleştiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın başkanlığında 5 Mart'ta Rusya'da yapılan görüşmede bir mutabakata varıldığını ve ateşkes ilan edildiğini anımsatan Bakan Akar, ateşkesin o günden bu yana devam ettiğini söyledi.
Rus ve Türk askeri heyetlerin 13 Mart'ta bir araya geldiğini ve İdlib'deki faaliyetlerin nasıl gerçekleştirileceğinin mutabakatının sağlandığını aktaran Bakan Akar, şöyle devam etti:
"Bu mutabakat çerçevesinde birkaç münferit ateşkes ihlali olmakla beraber genel anlamda oradaki ateşkes, huzur ortamı devam etmektedir. Gerginliğin azaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu gerginliğin azalmasının en temel göstergesi, 70-80 bin civarında İdlibli vatandaş şu anda evine dönmüş bulunmakta ve biz önümüzdeki günlerde bu dönüşlerin de devam etmesi için her türlü gayreti gösteriyoruz, her türlü çalışmayı yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu çalışmaların gelişmesine bağlı olarak dönüşlerin de artacağına inanıyorum."
BİZE DÜŞEN SORUMLULUKLARI EKSİKSİZ YERİNE GETİRİYORUZ
Mutabakattaki diğer önemli bir konunun M4 üzerindeki güvenli bölge olduğunu hatırlatan Bakan Akar, şunları söyledi:
"Bu konuda yine Rusya ile karşılıklı münasebetlerimiz arazide sürmekte ve her kademede muhataplarımızla bu konular görüşülmekte. Bugün de 3. müşterek devriye biraz önce tamamlandı. Önümüzdeki günlerde bu devriyeler devam edecek ve böylece oradaki güvenli bölgenin gerçekleşmesine ve dolayısıyla huzur ve güven ortamının bölgeye gelmesine elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu konuda her şeye rağmen hem gözlem noktalarımızda hem mevzi bölgelerinde hem de birliklerimizin bulunduğu alanlarda bizim için teyakkuz esastır. Bu konuda başlangıçtan önce verdiğimiz talimatlar çerçevesinde arkadaşlarımız olayı büyük bir ciddiyetle, büyük bir samimiyetle yakından takip etmektedirler ve alınması gereken tedbirleri de herhangi bir ilave emir beklemeksizin anında gereğini yapacak şekilde hazırlıklarını sürdürürler.
Biz sabırla, sükunetle, dikkat ve hassasiyetle olayları takip ediyoruz. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Moskova'da hem Türkiye'de karşılıklı askeri heyetler arasında varılan mutabakatlar çerçevesinde bize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getiriyoruz ve bunu da Rusya ile paylaşıyoruz. Rusya'nın da aynı şekilde sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz."
Şu ana kadar faaliyetlerin beklentiler çerçevesinde gerçekleştiğini, gelecek günlerde de bu şekilde gerçekleşmesi için çalıştıklarını dile getiren Bakan Akar, buradaki en önemli hususun ateşkesin kalıcılığı olduğunu, bunun kalıcı hale gelmesinin en samimi dilekleri olduğunu bildirdi.
TERÖRLE MÜCADELE
Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe harekât bölgelerinde faaliyetlerin aralıksız sürdüğünü belirten Bakan Akar, "1 Ocak'tan itibaren bu saydığım harekât alanlarında, yani Suriye'nin kuzeyindeki harekât alanlarındaki faaliyetlerimiz sonucunda 903 terörist etkisiz hale getirilmiştir." dedi.
Alan kontrolü, patlayıcı temizliği faaliyetlerinin de sürdüğünü, hayatın bir an önce normalleşmesi için çalıştıklarını anlatan Bakan Akar, "Burada esas olan ateşkesin, huzurun, normalleşmenin devamıdır. Ancak şunu da ifade etmek isterim ki meşru müdafaa esastır. Herhangi bir şekilde bize karşı yapılan taciz ve tecavüzlere karşı misliyle herhangi bir emir beklemeksizin oradaki arkadaşlarımız gereğini yapmaktadırlar." diye konuştu.
Irak'ın kuzeyindeki operasyonların da sürdüğünü belirten Bakan Akar, "1 Ocak'tan itibaren 58-59 kara operasyonu yapıldı ve bunları da 90 hava operasyonuyla desteklemiş bulunuyoruz. Bu operasyonlar sonucunda toplam 200 terörist bu bölgede etkisiz hale getirmiştir." ifadelerini kullandı.
Güvenlik güçlerine teslim olan teröristlerin sayısında artış olduğunu, teröristlerin örgütten kaçışlarının arttığını, örgüte katılma sayılarının azaldığını da aktaran Bakan Akar, "Biz biliyoruz ki terör örgütünün elebaşları gittikleri yolun yol olmadığını gördüler, temennimiz bunun alttakiler tarafından da görülmesidir. Fakat bizim hiçbir şekilde operasyonlarımızın durması, azalması söz konusu değil. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadele devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Akar, MİT ile de yakın iş birliği içinde özel ve nokta operasyonları aralıksız sürdürdüklerini belirtti.
HUDUT GÜVENLİĞİ
Hudut güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalara da değinen Bakan Akar, "Şu ana kadar 2020 yılında toplam 11 bin 888 yasa dışı hudut geçişine müdahale ettik ve bu çerçevede 185 bin düzensiz göçmenin yurdumuza girmeleri önlenmiş oldu." bilgilerini verdi.
Bakan Akar, "Yunanistan, Bulgaristan sınırlarından karşıya geçmek isteyenler vardı, 28 Şubat'tan bugüne kadarki rakam da 148 bin 763 kişinin karşı tarafa geçtiğini tespit etmiş bulunuyoruz." dedi.
Ege'de, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs ve çevresinde de mücadelenin aralıksız sürdüğünü bildiren Bakan Akar, "İyi komşuluk ilişkilerini esas almaktayız. Ancak diğer taraftan da hak, alaka ve menfaatlerimiz konusunda herhangi bir taviz vermemiz asla söz konusu değil. Sondaj ve arama çalışmalarını desteklemek için hem denizden hem havadan yapmamız gereken ne varsa bunu da Enerji Bakanlığımızla koordinasyon içinde sürdürdük, sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Bakan Akar sözlerini şöyle tamamladı:
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Koronavirüsü ile amansız mücadelemiz devam etmektedir. Bunu inşallah bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bütün bakanlıklar, kurumlar kuruluşlar, halkımızla üstesinden geleceğimizin şüphesi yok. Ve diğer taraftan da terörle mücadelemiz aynı şekilde devam edecek. 83 milyon asil milletimizin, kutsal vatan topraklarımızın korunması için başta FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ terör örgütleri olmak üzere türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi gece gündüz demeden, dağ bayır, yaz kış demeden, Mehmetçik ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışıyla büyük bir başarıyla sürdürmektedir. Ve aynı şekilde sürdürmeye devam edeceğiz. Burada biz asil milletimizin güveninden, duasından aldığımız güçle bu mücadelemizi gerçekten bugüne kadar başarılı şekilde yerine getirdik, bundan sonra da virüs dahil aynı şekilde getireceğimize inanıyoruz. Aklın ve bilimin ışığında, anayasa ve yasalar doğrultusunda milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şuand görevinin başında, İdlib başta olmak üzere sınır ötesinde bulunan personelimiz dahil hepsi karada, denizde, havada görevlerini zorlu hava ve arazi koşullarında büyük bir kahramanlıkla yerine getirmektedirler. Burada görevlerini yapmakta olan bütün silah ve mesai arkadaşlarıma bundan sonraki görevlerinde de kazasız, belasız hayırlı başarılı görevler diliyorum, tüm halkımıza saygılar sunuyorum.